(Geçmişte)
Sevim: Burak!
- Efendim anne?
Sevim: Aşağı gel sana bir sürprizim var.
- Tamam!Oynadığım oyunu durdurup odamdan çıktım. Acaba annemin bana ne gibi bir sürprizi vardı? Merakla merdivenlerden aşağı indim. Etrafa baktığımda annemi görememiştim. Birden gözümün bağlanmasıyla korkuyla gerilemiştim.
Sevim: korkma Burak sürprizi görmemen gerekiyor o yüzden gözünü bağladım.
- Nasıl bir sürpriz bu anne?
Sevim: Birazdan görürsün.Elimi tutup ilerlemeye başlamıştı. Gözümde bez olduğu için hiçbir şey göremiyordum. Biraz yürüdükten sonra annem durmuştu. Gözümdeki bezin çözülmesiyle etrafa baktım.
Sevim: Sürpriz! Doğum günün kutlu olsun oğlum.
Bütün arkadaşlarım, teyzemler bahçede toplanmıştı. Koşarak onların yanına gittim. Teyzem beni masaya yönlendirmişti. Masanın yanına gidip pastaya baktım. Pastanın üzerinde süpermenin resmi vardı. Annem çakmakla mumları yakmıştı. Ben hâlâ heyecanla pastaya bakarken Ozan kolumu dürtmüştü.
Ozan: Hadi Burak pastayı üflemeyecek misin? Mumlar eridi senin yüzünden pasta yiyemeyeceğim bak.
Ozan bebekliğimden beri en yakın arkadaşımdı. Genellikle oburluğu ile bilinirdi.
- Tamam ya üflüyorum.
Aslı: Dur üflemeden önce dilek dile.
Gözlerimi kapattım ve dileğimi diledim.
(Umarım Aslı benim kız arkadaşım olur ve büyüyünce onunla evlenirim.)
Gözlerimi açtım ve derin bir nefes alıp mumları söndürdüm. Bütün herkes beni alkışlamaya başlamıştı.
Can: Burak hediyelerini açsana neler almışlar çok merak ettim.
Bu da arkadaşım Can. Ozanın kuzeni olduğu için onunla da bayağı yakınım.
Mert: Burak benim hediyemi aç.
Volkan Mert'in kafasına vurdu ve konuşmaya başladı.
Volkan: Niye ilk senin hediyeni açıyor lan! Burak bakma sen buna ilk benim hediyemi aç.
Kerim: Kesin lan ikinizde. Ben en büyüğünüzüm o yüzden Burak ilk benim hediyemi açacak.
Bu kavga edenler de kuzenlerim. Volkan ve Mert kardeş, Kerim ise benim gibi tek çocuktu. Onların kavgasını es geçip Aslının yanına gittim ve onun hediyesini açtım. Paketin içinden mavi renkli bir bere çıkmıştı.
Aslı: Şey bu rengin sana yakışacağını düşündüm o yüzden anneme aldırdım. Umarım beğenirsin.
- Beğenmez olur muyum! en sevdiğim hediye bu oldu.
Volkan: Ne! Ama daha bizim hediyelerimizi açmadın bile.
- Volkan sussana kuzen!
Ona uyarıcı bakışlarımı atıp bereyi kafama takmıştım.
Mert: Burak çok tatlı oldun.
Fotoğrafımı çeken Merte gözlerimi devirdim ve Aslıya bakıp gülümsedim. Yeşil gözleri, yüzünde bulunan turuncu çilleri ve turuncu saçlarıyla beni büyülüyordu.
: Çok geç kalmadım öyle değil mi?
Duyduğum yabancı sesle kafamı bahçe girişine çevirdim. Kapıda bir palyaço vardı ve annemle konuşuyordu.
Sevim: Hayır geç kalmadınız. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Buyurun bahçeye geçin.
Palyaço anneme kafa salladı ve bahçeye girdi. Yanımıza geldi ve yere yanıma oturdu.
: Hangi yakışıklının doğum günü bugün bakalım?
Aslı: Burağın!
Aslıya bakıp gülümsedim ve yanımdaki palyaçoya döndüm.
- Benim doğum günüm.
: Beren yakışmış.
Bana bakıp gülümsedi ve beremi çıkartıp saçlarımı karıştırdı. Saçlarımla oynadıktan sonra çantasından küçük bir kutu çıkarttı ve bana uzattı.
: Doğum günün kutlu olsun yakışıklı. Bu da senin hediyen.
Kutuyu elime aldım ve hızla açtım. Kutunun içinden üstünde süpermen olan bir bileklik çıkmıştı. Bilekliği görmemle hemen palyaçoya sarıldım.
- Çok teşekkür ederim. İlk palyaço hediyem olarak bunu ölene kadar takacağım.
: Takmadığını görürsem bozuşuruz ama
Ondan ayrıldım ve bilekliği bileğime taktım.
- Söz veriyorum bu bilekliği asla çıkartmayacağım.
: Hediyeni beğenmene sevindim. Pekii madem hediyeni beğendin o zaman bana adını bahşeder misin yakışıklı?
- Adım Burak. Peki senin adın ne?
Yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümsemeyle:
: Fatih. Adım Fatih dedi.
İşte her şey o zaman başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Mystery / ThrillerBüyük felaketten önce sessizce içimizde gezinen bombayı arıyordu gözlerim. Patlarsa çoğumuz kül olup gidecekti bu dünyadan. Ailemi korumaya çalışırken sığınağıma kaptırmış gidiyordum kendimi. Ve günün sonunda pimi çeken ben, bombanın ta kedisiydim ş...