KATLİAM

(48)

(Fatih'in anlatımı)
Nasıl başlasam bilemedim. Ben Fatih Demirel. Psikopat bir pisliğin tekiyim. Kim isterdi ki benim gibi bir insanı. Ha doğru ya kendi ailem bile istememişti beni. Annem hep ağlayarak bakmıştı bana. Babam ise... o beni hiç sevmemişti ki. Hayatım onun keyfiyle geçmişti. Canı nasıl isterse öyle davranmıştı bana. Sıkılınca bana dokunup dururdu , sinirlenince döverdi kendince cezalar verirdi , mutlu olduğunda ise....işte bir tek mutlu halini seviyordum. Mutlu olduğunda oğlu olduğum aklına geliyordu. Benimde normal çocuklar gibi bir gün geçirmeme izin veriyordu. Ama mutlu zamanları nadirdi. Genelde ya sinirli yada sıkkın oluyordu. Neden mi böyleydi? Onu bende pek anlayamamıştım. Ben 3 yaşımdayken annem düşük yapmıştı. Bu yüzden babam beni sorumlu tutmuştu. Annem bana bakmak zorunda olduğu için daha doğmamış bebeğe bakamamış. Ciddi ciddi adamın sebebi buydu. O yüzden hiç sevmedi beni. Alkolik bir adamdı. Çok zengindi. Bir sürü holdingleri vardı. Ama bize gelince fakir oluyordu. Babam hasta bir adamdı. Çift kişilikti. Annemi sever her zaman yardım eder ama bir o kadarda onu döver , eziyet ederdi. Bana gelince hiç iyi niyet yoktu. Küçükken hep beni döverdi. 3 yaşımdan beri babam her beni dövdüğünde annem ağlardı. Bana ne kadar belli etmese de ben anlayabiliyordum. Beni ondan kurtarmaya çalıştıkça kendisi de dayak yerdi. Bende anneme vurmaması için ne isterse yapardım. Küçüklüğüm böyle geçmişti. 10 yaşıma geldiğimde işler daha da garip ve kötü hâl almaya başladı. Dersler konusunda pek başarılı değildim. Babam benim mükemmel biri olmamı istiyordu. 100 den aşağı not almaman gerekiyordu onun isteği buydu. Her sınav sonuçları açıklanacağı zaman gelebildiğim kadar geç gelirdim eve. O zamana kadar dışarıda durur , yürüyüş yapar , saklanırdım babamdan. Her  öyle zamanlarda eve gittiğimde başlardı benim hayatım. Beni bodrum katına götürür ikimizide içeri sokarak kapıyı kilitler , anahtarı cebine koyardı. Bana sırıtarak yaklaşır ve dövmeden önce bana dokunurdu. Dokunmaktan kastım : Beni taciz ederdi. Öperdi , köşeye sıkıştırdı. Kendi arzuları için kullanırdı beni. Karşı gelemezdim ona. Çünkü karşı gelirsem bana hayatı dar ederdi. Bitmesini beklerdim. Kimi zaman 15 dakika , kimi zaman 1 saat , kimi zamansa 2 hafta. Ama bitmezdi hiç. Sonra konu notlarıma gelirdi. Eğer 100 ün altında bir notum varsa ilk tokat atar daha sonra tekmeyle yere sererdi beni. Sonra en çok kullandığı şeyi çıkarırdı. Kemerini.... O kemer her tenimle buluştuğunda hayatım gözlerimin önünden geçip giderdi. Annem kurtarmaya çalışırdı beni hep. O adamın bana yaptığı şeyleri biliyordu. Kendi oğlunu sırf cinsel arzusu için kullandığını bile biliyordu. Ölümü bile göze alarak kurtarmaya çalışıyordu beni. Her defasında öldürüsüye dövülerek yarım kalırdı beni kurtarma işi. Sonra tekrar sıra bana gelirdi. Hayatım böyle geçmişti. Zaman geçtikçe birşey fark etmeye başladım. Acı çekmek artık canımı yakmıyordu daha çok bana zevk veriyordu. Artık acıyı hissetmiyordum. Yada başka duyguları ama bu çok uzun sürmedi. Duygularımı bana geri getiren birşey oldu. Burak. Bu hayatta başıma gelen en güzel şeydi. Onu 13 yaşımdayken görmüştüm. 3 kişi onu dövüyordu. Ağlayarak yalvarıyordu. Ona bakınca kendimi görmüştüm. Nedense içimden yardım etmek gelmişti. Yanlarına gittim o pisliklerin benimle dalga geçmesi sinirimi bozmuştu. Hepsini dövmüştüm. Sonrasında onun yanına gittim sıkıca sarıldım belki sakinleşir diye. Sarılmayı bırakıp kafamı eğip yüzüne baktım. O kadar güzeldi ki. Cennete düşmüş gibi hissettim kendimi. Kalbim delicesine çarpıyor , karnımda kelebekler uçuşuyordu. Bütün kaybettiğim duygular o zaman geri gelmişti. Ve aşkın ne olduğunu o melek yüzlü çocukta anlamıştım. Sonrasında onu takip etmeye başladım. Nerede oturuyor? Ne yapıyor? Ailesi kim? Hepsini merak etmiştim. Bir gün onu takip ederken bir kadınla babamı gördüm. Şaşırmıştım. İş ortağıdır diye düşündüm ama kim iş arkadaşını dudağından öperdi ki. Yanlarında da bir çocuk vardı. Olayları anlayabilmek için Burağı bırakıp onları takip ettim. Ve babamın ağzından ilk kez  şu kelimeyi duydum. " Selim oğlum seni çok seviyorum" . Oğlum mu? Yıllarca bana eziyet etti , beni arzuları için kullandı sonra bir çöp gibi kenara attı herşey bunun için miydi. Annem bunun için mi sürekli dayak yiyordu. O gün babamı tehdit ettim. Bir daha annemle bana dokunursa herşeyi anneme anlatacağını söyledim. Beni yerden yere sürükledi. Yapmadığı kalmadı ve sonra hiçbirşey olmamış gibi annemin yanına gidip hayatına devam etti. Bu olaylar böyle ilerlerken bir yandan Burakla karşılaşıyordum. Benim ortaokulumdaki anasınıfındaydı. Bir gün arkadaşlarımla gezerken onu gördüm ve arkadaşlarıma onu yanıma alıp onunla evleneceğimi söyledim. Hepsi benimle dalga geçti , kimse bana inanmadı. Sonra bir iddiaya girdik. Ben ölümsüz olup Burağı yanıma alacak ve onlara hesap soracaktım. O günden sonra ölümsüz olmak için denemediğim şey kalmadı. Bir sürü kitap okudum , hocalara gittim , şehir efsanelerini denedim ama hiçbiri işe yaramadı. Bir gün bir büyü sitesi buldum. Orada gördüm ölümsüzlük büyüsünü ve denemeye başladım. Buda diğerleri gibi işe yaramamıştı ama hiç pes etmedim . Olana kadar büyük yapmaya devam ettim ve bir gün amacına ulaştım. Artık ölümsüz olmuştum tek yapmam gereken Burağı yanıma almaktı. Ama daha 15 yaşındaydım. 3 yıl bekledim. 18 ' ime girdiğim gibi soluğu onun yanında aldım. İlk başlarda herşey iyiydi ama sonra beni kabul etmedi. Beni istemediğini söyledi. Ne kadar belli etmesem de canım yanmıştı. Işte o zaman bütün hakimiyetini kaybettim ve olanlar oldu. Insanları öldürmeye tekrar başladım. Burağı tanıdığımda ona kötü davranan herkesin sonunu getirmiştim ve bir zaman sonra bu olay bitmişti. Ama tekrar başladı ve artık bunları onun yanında yapıyordum. Belki korkar ve beni reddetmez diye düşünmüştüm. Ama biraz ileri gittim ve onu taciz etmeye başladım. Kendime engel olamıyordum. Çıkmaz bir girdabın içine girmiş gibiydim. Ve o zaman en istemediğim şey oldu. Ben Fatih Demirel doğduğundan beri nefret ettiği babası Samet Demirel' e dönüşmüştüm.