(Selim'in anlatımı)
Arabamı hızla sürüyordum. Fatih beni arayıp gelmemi istemişti. Burak... umarım ona birşey olmamıştır. Fatih'in evine varmıştım. Arabayı bahçeye gelişi güzel park edip koşmaya başladım. Ard arda zile bastım. Fatih telaşla kapıyı açmıştı.
Selim: Ne oldu? Burak iyi mi?
Fatih: Bilmiyorum. Odasında yatıyor.
Hemen ayakkabılarımı çıkarıp içeri daldım ve Burağın odasına gittim. Kıyafetleri yoktu , altında şort vardı. Vücudunda ıslak bezler vardı.
Selim: Ona ne oldu?
Fatih: Bilmiyorum. Ben sofrayı topluyordum birden kırılma sesleri geldi. Koşarak banyoya girdim. Burağın elleri kesik içindeydi yerde ayna kırıkları ve ilaçlar vardı kafasını dolaba vuruyordu. Onu sakinleştirmeye çalıştım ama işe yaramadı elleri titriyordu sonra komple titremeye başladı ve bayıldı.
Selim: Kriz geçiriyordu sanırsam.
Fatih: kriz mi? Gayet iyiydi onu böyle etkileyecek birşey yoktu.
Selim: Bak Fatih bu tip durumlar ani duygu değişimlerinde ortaya çıkabiliyor.
Fatih: Şimdi ne yapmamız gerekiyor?. Doktor olan sensin birşeyler yap.
Selim: Üstünde bezler olduğuna göre ateşi var. Bir kontrol edelim.
Elime ateş ölçeri aldım ve ateşine baktım. 38.15 di. Çok fazla ateşi vardı. Ellerine baktım kanlı kanlı duruyordu .
Selim: Bana ilk yardım çantasını getirir misin?
Fatih kafasını sallayarak odadan çıktı.
"Anne"
Duyduğum sesle bakışlarımı Burağa çevirdim. Gözleri kapalıydı rüya görüyordu galiba.
Selim: Burak ben burdayım. Yanındayım.
-Anne sen misin?
Selim: Hayır. Benim Selim.
-Selim... Lütfen beni anneme götür.
Selim: Üzgünüm ama bunu yapamam.
-Onu çok özledim..
Gözlerinden hafifçe yaşlar süzülüyordu. Bu halini görünce içim titremişti. Herşeyin suçlusu Fatihti ama elimden de birşey gelmiyordu. Bu şartlarda onu götürsem bile Fatih gelip geri alacaktı. Plana sadık kalmalıydık. Anca o şekilde Burağı buradan kurtarabilirdik.Fatih elinde ilk yardım çantasıyla odaya girdi. Çantayı bana uzattı ve Burağa baktı.
Fatih: Yardım edilecek birşey var mı?
Selim: Şu anlık yok ben hallederim.
Fatih: Tamam ben aşağıdayım. Içecek birşeyler ister misin?
Selim: Kahve olabilir.
Fatih: Tamam yapınca sana haber veririm.
Ve odadan çıkıp gitti. O kadar içim acıyordu ki. Burak gözlerimin önünde yok oluyordu bense sadece izlemekle yetiniyorum. En azından ben onu görebiliyordum. Ne Kuzenleri , ne arkadaşları , nede annesi , hiçkimse onu göremiyordu. Bu onlar için daha da zordu. Ama benim gibi gelebiliyor olsalar dayanabilirler miydi? Orası tartışılır.
Çantadan gerekli malzemeleri aldım ve ellerine pansuman yapmaya başladım. Canı acıyordu bunu çok iyi biliyordum. Hâlâ baygın olsa bile arada hafifçe bağırıyordu. Insanlara yardım edebilmek , yaralarını tedavi etmek için doktor olmak istemiştim. Ama palnımda yaralarını saracağım bir arkadaşım yoktu. Bu görüntü beni olumsuz etkiliyordu. Burağın böyle olma sebebi bendim. Eğer Fatihle anlaşma yapmasaydım ya da polise gitseydim böyle olmayacaktı. Burak bu acıyı çekmiycekti. Ailesi bu durumda olmayacaktı. Fatihle yaptığım anlaşmadan kimsenin haberi yoktu. Öğrenirlerse bana asla güvenmezlerdi.Yavaş yavaş sargıları sarmaya başladım. Burak birşeyler mırıldanıyordu ama onu anlayamıyordum. Ellerine yaptığım pansuman bitmişti. Ateşini kontrol ettim 38 di. Bir türlü ateşi düşmüyordu. Vücudundaki bezleri suya sokup tekrar üstüne yerleştirdim. Kapı tıklandı ve yavaşça açıldı.
Fatih: Işin bitti mi? Kahveyi yaptım gel istersen.
Selim: Bitti geliyorum.
Çömeldiğim yerden ayağa kalktım tam arkamı dönecekken Burak beni bileğimden yakaladı.
-Gitme ne olur.....
Selim: Burak gitmem gerek. Tekrar ziyaretine gelirim.
-Beni de yanında götür. Lütfen.
Selim: Burak senin burada kalman lazım.
-Selim beni de al nolur. Annemi çok özledim. Onu öpüp sıkıca sarılayım geri getirirsin. Ne olur beni de yanında götür. Annemi çok özledim.
Hâlâ gözünden yaşlar akıyordu. Artık kendimi tutmayı bıraktım ve bende ağlamaya başladım. Burağın yanına çöktüm ve saçlarını karıştırmaya başladım.
-Selim annem artık beni sevmiyor mu? Neden beni arayıp sormuyor?
Ağlarken bir yandan da saçlarıyla oynuyordum.
Selim: Öyle şey olur mu? Annen seni canından bile çok seviyor. Gelmeden önce bana Burağa onu çok sevdiğimi söyle dedi.
- Doğru mu söylüyorsun?
Selim: Evet. Ozanlarında sana selamı var.
-Ben onları çok özledim. Ne zaman onları görücem.
Selim: Bilmem. Bunu Fatihle konuşmalısın. Tamam mı?
-Hıhı.
Ve uyumaya devam etti. Son kez saçlarını karıştırdım ve elini öpüp Fatih'in yanına döndüm. Gözümdeki yaşları sildim ve elimle koridoru işaret ederek;
Selim: Gidelim mi?
Olur anlamında kafasını salladı ve odadan çıktık. Oturma odasına geçip koltuğa oturduk. Fatih yaptığı kahveyi bana uzattı. Teşekkür ederek aldım ve içmeye başladım.
Fatih: Selim ben ne yapacağım?
Bakışlarımı Fatih'e çevirdim. Ağlıyordu.
Selim: Ne konuda?
Fatih: Sevdiğim adam gözlerimin önünde yok oluyor ve ben birşey yapamıyorum.
Selim: Fatih bu herzaman böyleydi. Burak 10 yaşında olduğundan beri bu devam etti.
Fatih: Böyle olacağını tahmin edemedim. Beni kabul etmeyince çok sinirlendim. Belki zorlarsam sonradan bana alışır , beni ister sandım. Ama o delirmiş gibi duruyor.
Selim: Fatih bunların hepsini sen yaptın. Böyle yapmasaydın yada Burağa daha nazik yaklaşsaydın bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.
Fatih sıkıca bana sarıldı ve şiddetli bir şekilde ağlamaya devam etti.
Fatih: Ço.... çok özür dilerim. Böyle olmasını istemedim. Ben sadece beni sevsin istedim. Çok mu şey istedim Selim. Sadece beni sevsin , benim elimi tutsun , benimle beraber nefes alsın istedim.
Selim: Bak neler yaşadığını bilmiyorum ama böyle olmak zorunda değildin. Herşeyi kendi ellerinle yaptın Fatih.
Fatih: Selim bana yardım et. Ne yapacağım bilmiyorum. Kardeşim ne olur bana yardım et!
Işte bu benim için son damlaydı. Yıllardır nefretle baktığım adam...abim ilk kez bana kardeşim demişti. O an üzülsem mi yoksa sevinsem mi bilemedim. Ona sıkıca sarıldım ve bende ağlamaya başladım.
Selim: Bunları beraber yaptık.
Anlamaz gözlerle bana bakmaya başladı.
Selim: O gün... Eğer anlaşma yapmasaydık ya da seni o fikirden vaz geçirebilseydim veya sessiz kalmasaydım böyle olmayacaktı. Bende senin gibim.
Ve ne kadar istemesemde , ne kadar nefret etsem de içimde biriken üzüntüyle ona söyledim.Selim: Abi........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Mystery / ThrillerBüyük felaketten önce sessizce içimizde gezinen bombayı arıyordu gözlerim. Patlarsa çoğumuz kül olup gidecekti bu dünyadan. Ailemi korumaya çalışırken sığınağıma kaptırmış gidiyordum kendimi. Ve günün sonunda pimi çeken ben, bombanın ta kedisiydim ş...