Ozan: Kayan yıldız mı görmemiz gerekiyor? Ben anlamadım bunu.
Ameriya: Kayan yıldız...bana bir yerden tanıdık geliyor.
Savaş: Bir dakika! Bu kayan yıldız işareti babaannemin sol bileğinde , kalbe giden damarının üstünde vardı.
Kerim: Ne anlama geldiğini biliyor musun?
Savaş: Bana bu işaretlerin her büyücü de olduğunu söylemişti.
Mert: Sende var mı?
Savaş kolunu Mertlere gösterdi.
Savaş: Bende yok.
Volkan: Niye yok? Sen büyücü değil misin?
Selim: Buldum!
Ozan: Neyi buldun?
Selim: Bu işareti nerede gördüğümü buldum.
Kerim: Nerede görmüşsün?
Selim: Geçen Buraklardan dönerken , hani şu sizin nezarethaneye atıldığınız gün. Haticeyle karşılaştım. Bana bir mektup verdi.
Miray: Mektup mu?
Selim: Evet. Mektubun üstünde bu işaret vardı.
Sıla: Mektupta ne yazıyordu?
Selim: Bilmiyorum ki. Bana bu mektubu sadece Savaşın açması gerektiğini söyledi. Işte bak burada.
Selim cebinden bir mektup çıkartıp Savaşa verdi.
Kerim: Ulan gerizekkalı madem elinde böyle birşey vardı neden daha önce vermedin!?
Selim: Herşey çok ani gelişti. Onu bunu boşverin de Savaş okusana mektupta ne yazıyormuş.
Savaş mektubu açıp içindeki kağıdı çıkarttı.
Savaş:
Ne yakındayım,
Ne uzaktayım,
Ne yaşamdayım,
Ne sonsuzdayım,
Acaba ben neredeyim?
~ Kaybolmuşlar Mezarlığı ~Mert: Ananın amındasın!
Selim: Bu nasıl bir bilmece be. Orada değilim , burada değilim. Piçe bak birde bize soruyor nerede olduğunu. Sen bile nerede olduğunu bilmiyorsan biz nasıl bilelim!?
Ozan: Ben pes ettim.
Kerim: Bir sakin mi olsanız hani?
Volkan: Valla kuzi burası bizi aşar. Benim zekam buna yetmedi. Bu görevi sayın büyücümüz ve doktorumuza bırakıyorum.
Selim: Niye ben lan!?
Volkan: Haticeyle konuşup mektubu alan sensin. E her bokta Savaşa çıkıyor. O yüzden ikiniz bunu halledebilirsiniz bence. Bana katılanlar elini kaldırsın.
Bütün herkes elini kaldırmıştı.
Savaş: Siz ciddi misiniz?
Ameriya: Abi düşününce baya mantıklı geliyor. Hiç kusura bakma.
Selim: Biz neleri yapmışız bir bilmeceyi mi bulamayacağız!?
Savaş: Tamam sana bir soru. Çöz hadi bunu. Kaybolmuşlar Mezarlığı nerede?( Denizin anlatımı )
Deniz: Sen kimsin?
: Şu anlık benim kim olduğumun bir önemi yok.
Yan gözle Cana bakmaya başladım.
: Merak etme Cana birşey yapmadım. Sadece uyuyor. Buraya seni uyarmak için geldim Deniz.
Deniz: Beni uyarmak için mi?
: Evet. Seni Can konusunda uyarmak için geldim.
Deniz: Kimsin sen!?
: Ben Hatice Yılmaz. Zamanında yakılarak öldürülen ve sonrasında lanetlenen büyücüyüm.
Deniz: Ne?
: Fazla zamanım yok. Acele etmeliyiz. Sen Canı seviyorsun öyle değil mi?
Deniz: Evet.
: Güzel! Beni iyi dinle Deniz. Siz ikiniz kaderinizde varsınız. Her ne olursa olsun onu yalnız bırakma! Hep yanında ol. Can şu an sana kızgın veya senden nefret ediyor olabilir ama bu zamanla değişecek. Güven bana. Senden tek bir isteğim var. Onu yalnız bırakma ve Burağa götür.
Deniz: Ama Burak kaçırıldı. Neydi adı?..... Ha Fatih. Evet evet Fatih onu kaçırdı.
: Biliyorum oğlum. Savaşlar şu an onu yakalamak ve Burağı kurtarmak için uğraşıyor.
Deniz: Savaş kim?
: Savaş benim torunum ve şu an son büyücü. Bak Deniz çok yakında bir felaket yaşanacak. Bu felakette Savaşlara yardım etmen gerek. Bunun sonucunda ya öleceksiniz ya da yaşayacaksınız. Şimdiden kendini herşeye hazırla.
Kadın gözden kaybolmuştu. Ona inanmalı mıydım? Yoksa bir hayaldir diyerek görmezden mi gelmeliydim?
Can: Deniz. Odamda ne yapıyorsun?
Deniz: Fatih..... Fatih kim?
Canın yüzünde gördüğüm o nefretle kendimi bu çocuğa adamayı yemin ettim........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Mystery / ThrillerBüyük felaketten önce sessizce içimizde gezinen bombayı arıyordu gözlerim. Patlarsa çoğumuz kül olup gidecekti bu dünyadan. Ailemi korumaya çalışırken sığınağıma kaptırmış gidiyordum kendimi. Ve günün sonunda pimi çeken ben, bombanın ta kedisiydim ş...