( Medya Seyit )
( Burağın anlatımı )
Ağlamaktan yumduğum gözlerimi hızla açtım. Fatih beni bıçaklamamıştı. Biraz ilerideki Ozanlara bakmaya başladım. O an ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
- O...o-Ozan...
Hıçkırarak ağlıyordum.
Savaş: Bu.... Burak sakin ol. Kurtaracağız seni tamam mı?
Hızlıca evet anlamında kafamı salladım. Fatih alaylı bir gülüşle arkasını döndü.
Bu güzel sürprizi kime borçluyum?
Savaş: Fatih gel adam gibi konuşalım. Bunu yaparak bir sonuca varamazsın.
Sen neyi biliyorsun da konuşuyorsun lan! Benim bundan başka çarem kalmadı.
Barış: Fatih bak geçmişin hiç iç açıcı olmayabilir ama hâlâ bu illetten kurtulma şansın var. Burağı serbest bırak ve teslim ol.
Ben bu yola teslim olmak için değil , Burakla sonsuz aşkımızı yaşamak için çıktım.
- Ben seni sevmiyorum! Fatih ne olur bırak beni.
Siz nasıl insansınız lan? Bomba atıyorum ölmüyorsunuz , ateşe veriyorum gene ölmüyorsunuz. Ben sizden hiç kurtulamayacak mıyım?
Sahi nasıl hayatta kaldınız? Bir söylesenize çok merak ettim doğrusu.
Savaş: Beni ve defterimi hafife almayacaktın Fatih!
( Flashback: Burağı kurtarmaya gittikleri gece )
Selim: Benim içimde kötü bir his var.
Deniz: Ne gibi?
Selim: Bilmiyorum... Sanki başımıza kötü birşey gelecek.
Ameriya: Planımız gayette iyi aslında. Seni bu düşünceye sokan şey ne?
Selim: Meri planımız iyi güzel de karşımızdaki de ölümsüz be kızım.
Sıla: Bak bu konuda haklısın.
Kerim: Savaş şu büyü defterinde ölümsüzlüğü bozmakla ilgili birşey yok mu?
Savaş: Her büyünün bir de yok etme büyüsü var.
Mert: Nasıl yani?
Savaş: Yani şöyle.... Örneğin ben ölümsüz oldum diyelim bu büyüyü bozmak için de bir büyü var.
Miray: Eee ne bekliyoruz hemen yapalım büyüyü de Fatih'ten kurtulalım.
Savaş: Olmaz çünkü büyüyü bozmak için o kişiyi yakalamamız gerekiyor.
Volkan: Bizde ölümsüz olalım. Ölümsüze karşı ölümsüzler olarak Burağı kurtarabiliriz bence.
Savaş: Bu mümkün değil. Çünkü büyüyü bozmaya kalktığında karşındaki kişi en acı ölümü tadacaktır.
Ozan: Ne yapacağız o zaman?
Savaş: Sizi ölümsüz yapamayabilirim ama ölmemenizi sağlayabilirim.
Can: Nasıl olacakmış o?
Savaş: Hepimize koruma büyüsü yapacağım. Bir darbe aldığımızda kolayca ölmeyeceğiz ama ağır yaralarla atlatacağız. Şimdilik bu büyü bizi idare eder.
( Flashback end )
Savaş madem bu defterin böyle özellikleri vardı neden daha önce söylemedin?
Mert: Ulan oropsu çocuğu dalga geçeceğine kuzenimi serbest bırak!
Kuzenini serbest mi bırakayım? Sevgilim ne dediğini duydun mu? Seni serbest bırakacakmışım. Ah Mert sana çok üzülerek söylüyorum ki kocamı bırakamam. Çünkü o benim!
Miray: Burak.
Mirayın seslenmesiyle ona baktım. Eliyle boynunu gösteriyordu. Ne demek istediğini anlamıştım. Kontrol amaçlı boynuma baktım ve evet. Kolye orada duruyordu.
( Flashback : Burağı kurtardıkları gece )
Can: Burak iyisin dimi?
- Şu anlık....
Selim: Burağı kurtardık iyi güzelde Fatihi az çok tanıyorsam Burağı almak için geri gelecektir.
Ameriya: O zaman bizde önlemimizi alırız.
- Nasıl?
Ameriya: abi bana kolyeni ver.
Savaş boynundan kılıç desenli kolyeyi çıkartıp Ameriyaya verdi.
Ameriya: Bekleyin biraz.
Ameriya odadan gitti ve 10 dakika sonra geri geldi.
Ameriya: İşte hazır.
Elindeki kolyeyi bana uzattı.
Ameriya: Kılıcın içine küçük bir takip cihazı yerleştirdim. Böylecelikle eğer Fatih seni geri alırsa nerede olduğunu bulabiliriz. Hadi kolyeyi boynuna tak da test edelim.
Kolyeyi iki elimle tutarak boynuma geçirdim.
Barış: Siktirr.
- Ne oldu?
Deniz: Bence kendin bakmalısın.
Kafamı aşağı eğdiğimde kolyenin kılıç değil bıçağa dönüştüğünü gördüm.
- Oha! Bu gerçek mi?
Sıla: Savaş kolye neden böyle oldu bir fikrin var mı?
Savaş: Kolye hakkında biraz araştırma yaptım ve kolyenin büyülü olduğunu öğrendim. Bu kolyeyi her kim takarsa kolyenin ucunda bir sembol belirir. Bu sembol de kolyeyi taşıyan kişiye aittir.
Miray: Çok iyi!
Ameriya: Deseni meseni boşverin de cihaz işe yarıyor mu onu kontrol edelim. Burak sen burada kal , ben dışarı çıkıp sinyali kontrol edeceğim.
Ameriya koşarak odadan dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra Savaşın telefonu çaldı. Arayan Ameriyaydı. Savaş telefonu açarak hoparlöre verdi.
Ameriya: Cihaz çalışıyor!
( Flashback end )
Hayırdır? Sabaha kadar burada dikilecekmiyiz?
Deniz: Bence de çok uzadı bu mevzu.
Deniz eliyle işaret verince bütün adamları Fatihe silah doğrulttu.
Deniz: Burağı bize ver.
Ahahahahha gerçekten güzel şakaydı. Sizce o adamlar bana ateş edebilir mi? Yanımda Burak varken bırakın ateş etmeyi karıncayı bile ezemezsiniz siz. Ama ben sizin için yapabilirim.
Miray: Ne-
Denizin adamları teker teker yere düşmeye başladı.
Deniz: Noluyor lan!
Sıla hızlıca düşen adamların yanına gitti.
Sıla: Siktir .....
Miray: Ne oldu?
Sıla: Hepsi ölmüş!
Adamların hepsi yere düştüğünde Fatih gülümseyerek kollarını havaya kaldırdı.
Teşekkür ederim Seyit! Gerisi bende!
Fatih yerdeki büyü defterini alarak birşeyler okumaya başladı. Fatih her konuştuğunda Ozanların vücudu kasılıyor , hareket edemez duruma geliyorlardı.
Savaş: Ne yaptın lan!?
Daha birşey yapmadım. Herşey asıl şimdi başlıyor!
Fatih defterin sayfalarını çevirip başka bir büyüyü okumaya başladı. Fatih büyüyü her okuduğunda Ozanlar yavaş yavaş havaya kalkıyordu. Hepsi havalandıktan sonra Fatih sözlerini bitirdi ve bütün hepsi yere düştü. Kimsenin kıpırdayacak , hareket edecek hali yoktu.
Evet sevgilim sıra sana geldi.
Fatih bana döner dönmez birkaç el ateş edildi. Fatih'ten yavaş yavaş kanlar akıyordu. Kafamı kaldırdığımda Ameriyanın koşarak buraya geldiğini gördüm. Elindeki silahla da arada bir Fatihe ateş ediyordu.
Sen ne yaptığını SANIYORSUN!
Fatih hızla kızın üstüne koşmaya başladı. Ameriya ne kadar kendini ondan korusada en sonunda dayanamadı ve kendini Fatih'in elinde buldu. Fatih , Ameriyayı hızla yere fırlatarak üstüne çıktı ve elinde bulunan bıçağı ona saplamaya başladı.
Savaş: KARDEŞİM!!!!!!
Savaş ayağa kalkmaya çalıştı ama aniden yere düştü.
Sahi senin süren azalıyordu öyle değil mi Savaş?
Fatih Ameriyanın üstünden kalkarak yanıma geldi.
Korkmana gerek yok o kadar canını acıtmayacağım sevgilim.
Fatih büyü defterini eline alarak yüksek sesle sözleri söylemeye başladı. O her konuştuğunda gök gülüyor , yer yerinden oynuyordu. Ben hıçkırarak ağlıyor , iplerden kurtulmaya çalışıyordum. Gözüm anlık arkadaşlarıma kaydı. Kimisi baygın şekilde yerde yatıyor , kimisi yaralarını tutarak çığlık atıyor , kimisi ağlıyordu. Ameriya ise kanayan yerini tutmuş ; yaşam mücadelesi veriyordu.Fatih ayini yaptıktan sonra defteri yere bıraktı ve eline benzini alarak etrafıma dökmeye başladı.
Ölümsüz olabilmek için şimdi senin intihar etmen gerekiyor sevgilim ama merak etme ben senin yerine onu hallediyorum.
Benzini döktükten sonra yerde bulunan bıçağı eline aldı.
Tüh ya heryeri kan olmuş.
Bıçaktaki kanları penyesine silerek temizledi ve avucunu açarak elini kesti.
Ahhh işte bunu yapmayı hiç sevmiyorum.
Elinde biriken kanı yavaş yavaş etrafıma akıttı.
Son olarak seni yakmak kaldı Sevgilim.
Eline bir kibrit aldı ve benzinin üstüne fırlattı. O andan itibaren heryer yanmaya başladı. Etrafım ateş zinciriyle çevrilmişti.
Aslında seni daha farklı ölümle sonsuz yapmak istiyordum ama ateşin daha iyi olabileceğini düşündüm.
Gözlerimden yaşlar firar ediyor , hıçkırarak ağlıyordum.
BURAKK!!!!
Arkadaşlarımın çığlıkları kulaklarımı inletiyor , daha çok ağlamama sebep oluyordu. Ateşler git gide bana yaklaşıyor, heryeri dumanlar kaplıyordu. Artık kaçacak yerim kalmamıştı. Bugün , burada arkadaşlarımla beraber ölecektim ya da Fatih'in dediğine göre ölümsüz olacaktım. Her zaman insanlara yararlı biri olmak istemiştim. Daha çok hayatlarını mahvettim. Birazdan benim yüzümden bütün arkadaşlarım ölecekti. Zaten benim yüzümden heryer bombalanmış , bayağı kişi hayatını kaybetmişti. Zihnim giderek bulanıklaşıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı. Arkadaşlarımın sesleri artık kulağıma gelmiyordu. Gözümden akan yaşla kafamı yukarı kaldırıp son kez gökyüzüne baktım.
BU SAATTEN SONRA SEN VE BEN SONSUZUZ SEVGİLİM! ARTIK KİMSE BİZE KARIŞAMAZ!.
SEN ÖYLE SAN!
gözlerim kapanmadan önce gördüğüm kişi Selimdi. Elindeki baltayla buraya doğru koşuyordu.
Selim: SENİ KURTARACAĞIM BURAK!
Ve bilincimi kaybederek kendimi sonsuz karanlığın içine bıraktım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Mystery / ThrillerBüyük felaketten önce sessizce içimizde gezinen bombayı arıyordu gözlerim. Patlarsa çoğumuz kül olup gidecekti bu dünyadan. Ailemi korumaya çalışırken sığınağıma kaptırmış gidiyordum kendimi. Ve günün sonunda pimi çeken ben, bombanın ta kedisiydim ş...