(3)

421 22 0
                                    

Yataktan fırlayarak gözlerimi açmıştım. İlk baş olduğum yeri garipsedim ama odamda olduğumu fark edince derin bir nefes aldım.
- Hepsi rüyaymış.
Yavaşça yataktan kalktım ve mutfağa gittim. Titreyen ellerimle bir bardak aldım ve su doldurup içmeye başladım. Korkudan her yerim ter içinde kalmıştı. Sanırım film izlemeyi bırakmam gerekiyordu. Mutfaktan çıkıp merdivenlere ilerlerken birşey dikkatimi çekti. Hızla karşı duvarda asılı olan aynanın yanına gittim ve kendime baktım. Burnumda kurumuş kan ve üstümde mezarlıkta giydiğim kıyafetler vardı.

- N-nasıl lan!? Bunların hepsi rüya değil miydi?

: Evet Burak hiçbiri rüya değildi. O korku dolu bakışın hâlâ aklımda ve bu ahh muhteşem.

Üstümdeki kazağı çıkarttım ve aynadan sırtıma baktım.

- Ne?...

Sırtımda kocaman bir morluk vardı. Ağaca çarptığımda olmuş olmalıydı.

- Eğer bu bir rüya değilse o palyaço-

: O palyaçoya ne olduğunu bilmek ister misin Burak?

Arkamda beliren palyaçoyla hızla gözlerimi kapattım.

- Hayır, hayır bu gerçek olamaz!

Palyaço... hayatımı mahveden o varlık...ondan ölümüne tiksiniyor ve nefret ediyorum.

"Doğum günün kutlu olsun yakışıklım."

- H-hepsi senin yüzünden oldu.

Hepsi onun yüzünden olmuştu. Ben onun yüzünden bu haldeydim. Onun yüzünden palyaçolardan korkuyordum. O kim mi? Onu anlatmaya kelimeler yetmez ama ben onun tutsağıyım. Herşey 10. yaş günümde başladı. Annemler bizi eğlendirmek için eve palyaço çağırmıştı. Beraber eğleniyorduk, gülüyorduk herşey gayet normaldi. Ama o palyaço birden bana takıntılı oldu. Nereye gidersem beni takip etti. Kimseye yaklaşmama, sarılmama gerekirse konuşmama bile izin vermedi. Ona bunu neden yaptığını sorduğumda dediği tek şey şuydu;

"Sana aşığım Burak ve sen sadece benimsin."

Onunla aramızda 8 yaş vardı. Başka aşık olacağı birisi yokmuş gibi gelip beni bulmuştu. Daha sonrasında yaşadığımız bazı olaylarında tetiklemesiyle beni kaçırmıştı. Ağlamak ve yalvarmaktan başka birşey yapamıyordum. Zaten ne yapabilirdim ki? O benden büyüktü. Daha akıllıydı, daha güçlüydü, daha bilgiliydi. Her türlü güç üstünlüğü ondaydı. Beni kaçırdığında ormanın içinde bir eve götürmüştü. Oranın bizim evimiz olduğunu artık beraber yaşayacağımızı söyledi. Asla dışarı çıkmama ya da başkasıyla iletişim kurmama izin vermedi. Beni sürekli taciz etti ama bir gün... işte o gün anladım. Bu adam beni sadece kendisinin yapmak istiyordu. O görüntüler aklıma geldikçe hem ondan hemde kendimden tiksiniyorum. Şimdide aynada  palyaço görünce aklıma direk o gelmişti. Fatih. İsmi Fatihti ve o dönüşü olmayan bir sonsuzluğa gitti...

KATLİAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin