On İki

44.5K 2.8K 788
                                    

°

Ertesi sabah yalnızca yarım saatlik gözümün daldığı uyku sonrası uyanmıştım. Bedenim öyle yorgun ve kırgındı ki gözlerimi zorla aralamış yataktan kalkmıştım.

Banyoda yüzümü yıkadığımda baş ağrısından yüzümü buruşturmak zorunda kaldım.

Güçlükle kendimi toparlayıp halamın odasına ilerledim. Kapısı gece olduğu gibi aralık duruyordu.

Muhtemelen serumun etkisiyle süren uykusundan uyanamamıştı.  Kapısından çekilecekken üst kata gelen Sakine hanımla karşılaştım.

-"Günaydın." Çekingen bakışlarını kaçırıp olduğu yerde durdu.

Bana karşı geldiğim günden beri sıcak olan kadın haklı tavrıyla uzaklaşmıştı.

-"Günaydın. Halam uyandığında çıktığımı söylersiniz."

-"Olur söylerim Lavin hanım."

Sessizce odama geri döndüm. Ne diyebilirdim ki? Ben bile bu kadar sarsılmışken onların korkmaması tuhaf olurdu.

Gecenin kat kat fazlalaşarak yüklendiği vücudum neredeyse kendini baygın halde bırakmak üzereydi.

Ama ben bırakmadım. Bir karar vermiştim.

Önce şu bitik halimi toparlamalı ince bir çizgiye yerleşmeliydim.

Aynanın karşısında önce saçlarımı taradım. Ardından ısınan makine ile hızlıca düzleştirip kapattım. Rengi sönmüş gözlerimi makyajla kamufle ederken gözümün önünde Asil'in döndüğü sırtı belirdi.

Kalbim sızım sızım sızlıyordu. Bunun için o tavrı koymuştum. Uzak durmalıydı. Biz asla bir araya gelmemeliydik. Kalbimin yenilmesine izin vermemeliydim.

Sadece çok yorgundum. Bir köşeye çekilmek kendimi kapatmak istiyordum.

Ortalık karışmışken böyle bir lüksüm olmadığını kendime hatırlattım. Solgun yüzüm makyaj yardımıyla profesyonel bir ifadesizliğe erişti. Dolgun dudaklarıma belli belirsiz bir ruj sürüp saçlarımı geriye savurdum.

Dolabıma yönelmeden telefonumu aldım. Saat henüz yedi sularındaydı.

Halil beyin numarasını tıkladım. Gece beni aradığında açmamıştım. Konuşacak canım yoktu. Nedenini biliyordum. Özürler falan dilenecekti gereksizdi.

-"Günaydın Lavin hanım. Gece sizi aradım ama ulaşamadım. Efendim-"

-"Günaydın Halil bey. Önemi yok sizden bir şey rica edeceğim."dedikten sonra balkon kapısını açtım. Soğuk hava beni anında titretmişti.

-"Elbette. Dinliyorum."

Derin bir soluk alıp ciğerlerimi rahatlattım.

-"Musa Türen denen adamın numarasını bulabilir misin? Arayıp holdinge çağır. İki saate orada olacağım."dedim ve gerisini dinlemeden kapattım.

Cesaretimi asla kaybetmemem gerekiyordu. O adama gereken cevabı vermeli olayı bir şekilde halletmeliydim.

Babamın kurduğu krallığın hükmünü o şekilde süremezdim. Hiçbir şekilde hayatıma kötülüğün dahil olmasını istemiyordum.Fakat galiba bir yerde ipleri elime almalıydım.

Dolabımın kapaklarını açtım. Genel olarak koyu renklerden oluşan dolabımda giymediğim elbiselerden birisini aldım.

Dışarıda katiyen bu kadar dekolte giyinmezdim. Dikkat çekmekten son derece korkardım. Hep evimizin içinde giyindiğim elbiselerim vardı.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin