On Üç

40.1K 2.6K 389
                                    

°

Kapının tıklatılmasıyla aynı anda birbirimizden uzaklaştık. Hızla ayağa kalkıp derin soluklarla saçlarımı düzelttim.

Başka bir boyuta geçmiş hayata dönmüş gibi bedenim sarsılmıştı.

Aralanan kapıya yüzünü dönen Asil iri bedeniyle önümde set olmuştu. Sayesinde bir kaç saniye bile olsa kazanmış sakinleşmiştim.

-"Kaan bey geldi Asil bey."

-"Çalışma odasına çıksın geliyorum." Sesi titremeden doğal sertliğinde çıkınca az önce kulağıma fısıldayan o değil miydi diye şüpheye düşecektim.

Hanife kapıyı üstüne kapattığında eğilip koltuktan kabanımı aldım ve kollarımdan geçirdim. Acele heyecanlı tavırlarımla titremekten yere düşecektim.

Asil neler söylemişti öyle?

Gerçek miydi? Sahiden söylemiş miydi?

Benden hiç ummadığım şekilde tıpkı ondan etkilendiğim gibi etkileniyordu.

Bunu nasıl hazmedecektim?

-"Ben artık gideyim."diye mırıldandım ve son kez yararsız olsa da kokusunu usulca içime çektim.

Yanından geçecekken daima olduğu gibi parmakları bileğimi kavradı. Teni tenim gibi sıcaktı.

Göğsünde kalan gözlerimi gözlerine çıkarttım. Bileğimden çekmesiyle ona yaklaştım. Bana üstten bakarken bakışlarının göğüslerime düşmesiyle kulaklarım bile ısınmıştı.

-"Bir şey söylemeyecek misin?"diye kısık boğuk bir şekilde sordu.

Az önce kıyısından geçtiğim bayılmanın gerçekleşeceğini söyleyebilirdim.

Kalp atışlarım adeta beynime yerleşmişti. Yoğun bir zonklama hissi belirirken dudaklarımı araladım.

-"Ben...bilmiyorum. Algılayamıyorum. Daha önce hiç...hiç böyle sözler duymadım. Saçmalıyorum değil mi? Özür dilerim." Son cümlemi fısıldamış yüzümü buruşturarak başımı eğmiştim.

Aptallaşmanın sırası mıydı diye bağırdı iç sesim.

Hayatında yabancı erkekle göz göze gelmemiş bir kız için bu aptallık değildi! Ben her şeyi ilk defa hissediyorum.

Bileğimi bırakıp büyük elini yanağıma koydu. Başımı kaldırırken dudağında belli belirsiz belki de hayal ürünüm olan minik bir tebessüm vardı.

Baş parmağını gözümün altında gezdirirken yüzümü nasıl olduysa eline yaslamıştım.

-"Sen gerçek misin?"dedi ve büyüleyici nefesini yüzüme vurdu.

Neden böyle söylemişti?

Gözleri bir başka bakıyordu. Güzel bakıyordu.

Uzaktan uzaktan hiçbir alakası olmayan iki insan olarak bir anda bize ne olmuştu?

-"Halam merak etmiştir."dedim içimdeki karmaşadan sıyrılıp. Geri adım attığımda yanağı elimden uzaklaştı.

Başımı eğip içimi yakan havayı üfledim.

Aklımın almayacağı şeyleri kısacık süre içerisinde yaşamıştım.

Arkamı döndüğüm zaman
-"Lavin."dedi ve sustu.

Yavaşça başımı ona çevirdim.

Ensesine koyduğu elini indirip kısa bir an boşluğa dalmış sonra bana bakmıştı.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin