Ertesi sabah erkenden holdinge gitme kararıyla kalkmıştım. En iyi yöntem kendimi zorundalıklarla zinde tutmaktı.
Başarıyor muydum sanmıyorum ama en azından deniyordum.
Yine aynı gizlilikte babamın odasına ulaşmış imzalamam gereken dosyalarla birlikte yönetim kurulundakilerin sorunlarını dinlemiştim. Her ne kadar benden bilgili olsalar bile ne yapsalar bana danışmaları gerekiyordu.
Sonraki üç dört günde aynı şekilde geldi.
İşleri öğrenmeye kendimi o kadar kaptırmıştım ki erkenden gidiyor akşam geç saatlere kadar holdingde kalıyordum.
Haliyle eve geldiğim gibi halamla bir kaç kelime konuşarak kendimi uykunun kollarına atıyordum.
Bu meşguliyet çalışmamın asıl nedeni içten içe buradan uzaklaşma isteğimdi. İnkâr etsem bile iç sesim bana bunu bağırıyordu.
Aynaya baktığımda gözlerimde oluşan kırgınlık ve ruhumdaki karmaşa göze batıyordu.
Hafta sonu gelip çattığında hafta başından beri yaptığım kaçma işim sonlanmıştı. Odadan balkona bile çıkmak istemiyordum.
Fakat halam bu hafta boyunca çok yalnızlık çektiğini beni özlediğini söylediği için onunla vakit geçirmeliydim.
Dünden kalan fönlü saçlarımı bir lastik yardımı ile yukarıdan at kuyruğu yaptım.
Geceliklerimi çıkartıp ince triko bir elbise giyindikten sonra ayağıma kısa yünlü botları geçirdim.
Serin bir sabah için uygun olmuştum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.