•Dudaklarından istemeyerek koptuğum anlarda boynuma sokulmuş hoşnutsuz şekilde homurdanıyordu.
Soluk soluğa göğsüne sokulup öylece durdum. Dünyanın en huzurlu olduğu saniyeler.
-"Birisi görebilir."dedim fısıltıyla.
-"Görüp geri gider."
Gülecek gibi oldum ve gözlerimi devirdim. Ellerinin altında okşanmak elbette ki doyamayacağım anlardı. Ancak gerçekten nerede olduğumuzu hatırlamalı kendimize gelmeliydik.
-"Işık bile açık."derken kendi içimde utanç doldum.
Tutkusuna kapılıp gittiğim anların yüz kızartıcı etkisi yeni yeni geliyordu.
-"Evime gidelim. Kimse görmez."
Tüylerim fısıltısıyla ürperdi. Ürpertiyle birlikte onu boynumdan uzaklaştırdım. Yüz yüze geldik.
-"Ailenin varlığını unutuyorsun."
-"Unutmuyorum güzelim yok sayıyorum."derken eliyle yanağımı ve saçlarımı okşuyordu.
-"Ama ben sayamıyorum."diye mırıldandım. Kollarımı uzatıp boynuna sarılmak istediğimde belimden kavrayarak hafifçe kaldırdı.
Geniş bedenine zar zor sarıldıktan sonra gözlerimi kapattım. Birine sarılmanın böyle güzel hissettireceğini neden bu kadar geç öğrenmiştim?
Seradan daha fazla oyalanmadan çıktığımızda huzurlu bir ayrılık olmuştu. Yatağa girer girmez hiçbir şey düşünmeden uyuyabilmemin sebebi de saf bir mutluluk yaşıyor olmamdı.
'
Ertesi gün düşünmeyi bugüne attığım sorunla baş ediyordum. Babamın bana daha doğrusu Asil ve bana göstereceği anlayışın tek şartı eve geri dönmemdi. Ki bunu yapmam gerekiyordu. Asil'den uzaklaşmam ızdırap gibi görünse bile sık sık buraya gelecektim.
Sadece halam çok üzgündü. Yeniden yalnız hayatına döneceğini söyleyip yatağımda oturmuş yeni kuruttuğu göz yaşlarını siliyordu.
-"Sürekli gelip kalacağım. Söz veriyorum."dedim ona sarılırken.
Toplanmaya başlamadan önce bunu Asil'e de söylemeliydim. Dün gece malum konuşmaya fırsatımız olmamıştı.
Tanıdık ateş yüzümü sarınca yataktan kalkıverdim.
-"Asil'in yanına da gitmem gerekiyor. Ama sen böyle yaparsan gidemem ki."diyince düşmüş yüzünü biraz olsun toparladı.
-"Tamam tamam. Bakma sen bana."
Minik bir tebessüm ettim. Kahvaltıya inerken pijamalarımın üstüne geçirdiğim sabahlığı çıkartarak katladığım esnada halam da odadan ayrılmıştı.
Öncelikle güven verici bir nefes aldım. Ardından telefonuma uzandım. Saat öğleye gelmek üzereydi ve henüz hala görüşmemiştik.
Numarasına tıklayıp telefonu şifonyerin üstüne bıraktım,saç lastiğini elime aldım. Dünden dalgalı olan saçlarımı ensemde at kuyruğu yapmaya başladığım esnada Asil telefonu açmıştı.
-"Bugün sesini bana duyurmayacaksın sanıyordum."diyerek açınca gülümsedim.
-"Nerden çıktı o?"diye sorarken sırıtıyordum.