Yirmi İki

32.7K 2.1K 179
                                    




••

Halamın gelmesi üstüne sessiz kaldığımız bu korkutucu konuyu orada sonlandırdık.

-"Ben...şey biraz...üzgünüm hala içmeyeceğim hava almalıyım." Sesimin titrememesine gayret etsem de başarılı olamadım.

Babamın seslenmesini umursamadan kendimi evden dışarıya attım. Hızla inip kalkan göğsüm rahatlamamı zorlaştırıyordu.

Hava iyiden iyiye soğumuştu ve üstüme bir şey almadan çıkıvermiştim.

Aklım birbirine girmişti. Şuan tek istediğim her şeyi unutmaktı.

Dümdüz yürürken gözümün önünde Asil vardı.

Gerçekten kötü bir insan mıydı? Hayatım boyunca babamın hayatındaki karanlıktan korkmuş nefret etmiştim.

Şimdi Asil de aynı karanlıktan mı gelmişti?

-"Lavin hanım? Efendim...? Nereye gidiyorsunuz?!"

Ardımdan gelen adım seslerine dönüp bakmadan avludan çıkmış karanlık yolda yürüyordum.

Sanki dejavu yaşıyordum.

Gözlerim irileşmiş yaşlardan bulanık bakıyordu. Hayatımı normalleştirmek istedikçe daha fazla dibe batıyordum.

-"Lavin hanım geri dönün lütfen." Yolumu koşarak kesen Serdar'la göz göze geldiğimde dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.

Sürekli yeni bir engel çıkıyordu karşıma. Ben hiç gidemiyordum.

-"Beni biraz yalnız bırakır mısın?"diye rica ettim ağlayarak.

Halbuki şuan istediğim Asil'e gitmekti. Ona sormak ondan öğrenmek.

Kenara çekilse de gitmedi. Yolun ortasında öylece durdum. Sanki dünyadaki bütün ağırlık omuzlarıma düşmüştü.

-"Lavin?"

Elimin tersiyle yanağımı silerek arkaya döndüm. Babam avlunun girişinde dimdik duruyor bana bakıyordu.

Rahat rahat nefes de alamayacak mıyım?

-"Konuşmak istemiyorum."dedim çatallı ses tonumla.

Yürüyerek avluya geri gittim. Evin etrafından dolaşıp bahçeye girdikten sonra kendimi seraya kapattım. Işık açmadan sandalyeye çöktüm ve kaldırdığım dizlerime yüzümü kapattım.

Karmakarışık hale gelen aklımı bir süreliğine kapatmak istiyorum.

Soğukta durdukça artan karın ve bel ağrım yüzünden yüzümü buruşturup ellerimi karnıma koydum.

Sürekli her an aklımın başka köşelerinden başka başka sözler yankı yapıyordu. Ben hayata atıldığım gibi büyülendiğim bir adam tanımıştım. Onu böyle sözlerle harcayamazdım ki.

Ben en çok şefkati onda sevmiştim. Onun kolları aile huzuru gibiydi. Böyle kendi aklımda ona haksızlık yapamazdım.

Hayatımda en çok korktuğum istemediğim şeyler vardı. Evet. Fakat o bunun geçmişte kaldığını söylemişti değil mi?

Soğuktan titreyerek başımı kaldırdım ayağa kalktım. Seradan dışarı adım attığımda etraf sessizdi. Kimseyi görmeyince bakışlarımı yan eve kaydırdım.

Tam o yöne adım atacakken bu gücü kendimde bulamadım. Gidemedim.

Ne yapacaktım? Hesap mı soracaktım?

Ben bunu yapamazdım ki.

Bir anda Luna havlayınca boşluğuma denk geldi. Yerimde sıçradım. Çitlere dayanmış bana havlıyordu.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin