Otuz Yedi

32.6K 2K 220
                                    




Günler su gibi akıp geçerken aradan bir hafta geçmişti. Ve ben evde değildim. Bu ay açılışı yapılmış otelimizi ziyaret etme bahanesiyle kaçarak Bodrum'a gelmiştim.

Babama sormadan. Yanıma sadece Ömer'i alarak hayatım için büyük bir adım atmıştım. Onlarca korumayı geride bırakmış daha önce görmediğim bir şehirdeydim.

Aklım kalbimle birlikte geride bıraktığım adamdaydı. Onu görmeyeli tam olarak yedi gün oldu.

Özlem ve sarsıcı bir hasret dışında zorlanmıyordum. Düşünmeye vaktim olmuştu. Daha çok özlemeye ve mantıklı düşünmeye.

Asil bana ulaşmıyordu. Nerede olduğumu bildiğine adım gibi emindim. Fakat yüksek ihtimalle ondan istediğim zamanı bana tanıyordu.

Yalnızca ondan uzak kalmakta çok zorlanıyordum.

Yine kendi kabuğuma çekilmiş tek başıma bir yaşam yaratmıştım. Kısa süreli de olsa.

-"Lavin hanım?"

Yarım saattir baktığım ancak anlamakta zorluk çektiğim dosyayı kapatarak kapıya döndüm. Otelin müdür odasındaydım. Ben gelince her ne kadar itiraz etsem de odasını bana vermiş gerektikçe yanıma geliyordu.

-"Efendim Ömer?"

-"Doğan bey sizinle görüşmek istiyor."

Gözlerimi devirerek sandalyeden kalktım.

-"Meşgul olduğumu söylersin. Akşam yemeği için hazırlanmaya gidiyorum."

Bana söz geçiremeyişi arkamda kalan babam için delirtici olmuştu. Üstelik korumalarım olmadan ve kendi başıma aldığım kararla evden gitmem son noktaydı.

Eğer peşime korumaları gönderirse bu sefer yalnız başıma ondan uzağa gideceğimi söylemiş buna engel olmuştum. Artık kendim yapmak istiyordum. Korkmadan normal bir insan olacaktım.

Buraya geldiğim süre boyunca otelin işleriyle ilgileniyordum. Yemek saatlerinde otelde kalmakta olan ve bana bilgisi gelen önemli iş adamlarına küçük selamlar veriyor insanlarla kaynaşmaya çalışıyordum.

Her şeyim dört dörtlüktü diyebilirim. Eğer kalbim bedenimi yakmıyor olsaydı. Eğer her daldığımda gözlerim yaşlarla dolmuyor olsaydı.

Yanlış yapıp yapmadığımla ilgili çok fazla şüpheye düşsem de Asil hatasını anlasın istiyordum.

Eğer aynı durumda ben olsaydım bu kadar medeni davranışlar sergilemezdi.

Sürekli kendime burada işim var diyerek bahane uyduruyordum. Bu geri dönmemek içindi. Zaten çok zor duruyordum. Çok özlemiştim.

Sesini bile duymamıştım. Her an elim telefona gitse de arayamıyordum. O da aramıyordu. Kırgındım. Belki arasa özlemim hafiflerdi.

Uyuz

Bir kere arasa ölür müydü? Hani bensiz duramazdı?

Kesinlikle duygularımı kontrol altına almayı öğrenmeliydim. Çünkü bu gitgelli hallerim artık beni de yoruyordu.

Günün sıcağında bunalmış bedenimi önce kısa süreli duşa attım. İyice temizlenmiş çıkmıştım. Tatil bölgesine ilk kez geldiğim için bu kalabalık gözümü korkutsa bile korkularımın üstüne gitmekte başarılıydım.

Yalnızca çok dışarıda dolaşmıyordum.

Bu akşam olduğu gibi genelde akşam yemeklerini otelin denize bakan restoranında yiyordum.

MEVANiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin