•Günler günleri kovalarken yeni öğrendiğim ve öğrenmeye devam ettiğim yemekler arasında mutfakta vakit geçiriyordum.
Bugün halam da aramıza katıldığında ilk defa gördüğüm bir şey yapılıyordu. Yoğurdukları hamur parçaları büyük bir özenle açıp büyüterek taş ocakta bunu pişiriyorlardı. Olağanüstü değil mi?
-"Yok ben yapamıyorum. Hem Hanife ablanın dediği gibi ziyan ediyorum."dediğimde Dilşah ve Sakine abla alttan alttan gülmüşlerdi. Halam üzüldüğüm için onlara imalı bakarken saçımı okşadı.
-"Yok yavrum hem sen biraz büyüt bize ver ziyan olmaz."
Yerde oturmaktan da ayağım uyuştuğu için durmadan şekil değiştirip duruyordum.
Bir yandan da sevdiğim adamı özlemiştim. Çiftliğe taşınalı iki hafta olmuştu. Günler geceler tıpkı hayalimde olduğu gibi masalsı güzellikte geçiyordu.
Bugün sevgilim şehirde Kaan'la işleri olduğunu söyleyerek gitmiş akşam vakti olmasına rağmen hala gelmemişti.
-"Bitti bende yardım edeyim mi?"
Akşam için yemek hazırlayarak hamur işine karışmayan Meryem abla ocağın altını kapatmış bize dönmüştü.
Daha ona cevap veremeden kapı çalınca mutfaktan çıktı.
Elimde ahşap yuvarlak bir çubukla hiçbir şeye benzetemediğim hamuru rahat bırakmaya karar verdim.
Her yerim un içinde kalmıştı.
Koridordan gelen adım sesleri üstüne mutfak kapısında dev cüssesiyle görünen sevdiğime baktım.
-"Hoşgeldiniz beyim. Masa hazır yemekleri Meryem servis edecek."dedi hemen Hanife abla.
-"Böyle işgal ettik evinizi kusura bakmayın." Halam mahcup bir tebessümle önüne döndüğünde neden Asil'den bu kadar çekindiklerini merak ediyordum. Hemen herkesin rahat tavrı kayboluyordu.
-"Sorun değil kolay gelsin."diyerek mutfağın içine adımladı. O yaklaştıkça benim nefesim kesiliyordu.
Bakışlarımın sıcaklığını hissettiğini biliyordum. Bu yüzden gözleri üstümde geziniyordu. Fakat kadınlar tarafından da çaktırmadıklarını sanarak büyük bir ilgiyle incelenme aşamasındaydık.
Asil dolaba yöneldiği gibi arkasında duran Meryem abla öne atıldı.
-"Ne istediniz ben vereyim?"diyince başını sallayıp buzdolabından su aldı.
-"Sen kalk istersen yavrum."dedi halam.
Muhtemelen Asil'e olan melül melül bakışlarımı görmüştü.
-"Zaten pek yardımım olmadı."diyip dizlerimin üstünde yükseldiğimde mutfakta gülme sesleri çoğaldı.
Üstümdeki unları silkeleyip yerden kalkacağım esnada bakışlarına ve kokusuna hayran kaldığım adam bana yetişerek çoktan elini uzatmıştı. Kalbim ağzımda atarken uzattığı elini tuttum yerden kalktım.
Yarısına kadar içtiği bardağı tezgaha bırakıp bana baktı.
-"Bu ne hal böyle? Un çuvalına düşmüş gibisin."dedi kısık tonda
Arkamda boğuk boğuk kıkırtı sesleri çıkınca yüzüm düştü.
-"Yufka yapmayı öğreniyordum."diye huysuz bir yüz ifadesiyle söyledim.
-"Çok da güzel yaptın kızım. Ellerine sağlık." Hanife abla gönlümü hoş etmek için destek verince elimde olmadan güldüm ve onlara döndüm. Sırtımı çevirdiğim adamın nefesi başımın tepesinde kuş yuvası gibi topladığım saçlarıma vuruyordu.