40. BÖLÜM

479 12 0
                                    

İYİ OKUMALAR

Sessizce Baran'ın yattığı odaya girdim. Yorgun olduğu için akşama kadar uyumuştu. İlaç saati geldiği için uyandırmam gerekliydi. Yatağa doğru yaklaştım. Yanına ,dizlerimin üstüne çöktüm. Saçlarını sevdim yavaşça....

İnsanın sevdiğini kaybetme düşüncesi bile kötüyken ,ben neredeyse sevdiğim adamı kaybediyordum. Allah bir daha beni bu şekilde sınamasın. Çok zordu. Onun yaşama ihtimalinin düşük olması,bir daha gözünü açamayacak olması,onun nefesini hissedemeyecek olmak ,gerçekten zordu. Ama şükür ki atlattık bu durumu. Çok şükür sağ salim kavuştum ona. Ben düşüncelere dalmışken elimin üstünde elini hissettim. Uyku mahmurluğuyla bana bakıyordu. Eğilip yanağına öpücük kondurdum.

" Günaydın uykucu. İlaç vakti. Yemek yemen gerekli. " Dedim. Elime öpücük kondurdu.

"PRENSESİM. Kaç saattir uyuyorum." Dedi.

" Akşam oldu canım. Nasılsın? Ağrın varmı?"

" Biraz var. Ama ilaç icersem birşeyim kalmaz."

" Tamam o zaman . Sen otur. Ben hemen yemeğini getiriyorum sevgilim. Ondan sonra ilacını içersin." Diyerek oturmasına yardımcı oldum. Arkasına yastık koyarak,rahat oturmasını sağladım. Annemin hazırladığı , yağsız ve hafif yemeklerden tepsiye koyarak , odasına girdim. Tepsiyi kucağına yerleştirip, çorbayı elime aldım. Kaşığı uzatıp içmesini bekledim. Gülerek çorbayı içti.

" Güzelim ben kendimde yemek yiyebilirim ,biliyorsun değil mi?"dedi. Omzumu silktim.

" Biliyorum ama ben yedirmek istiyorum. Çok konuşmada aç ağzını" diyerek kaşığı tekrar uzattım. Yemeğini yedikten sonra,tepsiyi mutfağa götürdüm. İçmesi gereken ilaçları alıp,odaya geri döndüm. Ben gidene kadar,bizim tayfa odaya doluşmuş bile...

" Abi öteki tarafta neler var anlatsana. Neler gördün. Sana soru sordular mı?" Diyerek çoktan saçmalamaya başlamıştı bile Alperen. Şükür Yağız kafasına vurarak susturdu onu.

" Saçmalama oğlum. Oldu olacak beyaz ışığı gördün mü diyede sor tam olsun" dedi Yağız.

"Vurmasaydin onuda soracaktım. Hem ne demişler, bilmemek değil öğrenmemek ayıp" dedi. Hepimiz ona gözlerimizi devirerek cevap verdik. Baran'sa ciddi bir şekilde yanıtladı onu.

" Sadece uyku halinde oluyorsun Alperen. Gece uyuyup sabah uyanmak gibi. Sadece uyanınca vücudun da ağrı oluyor." Dedi.

" Çok korktuk abi. Umarım böyle bir şey birdaha gelmez başımıza" dedi abim. Hepimiz amin dedik ,onun bu sözüne. Bizimkilerle Baran sohbet etti. Bense sadece yanında oturup onları dinledim. Baran elimi tutup,arada okşuyordu. Bizim tayfa odadan çıkınca,annem ve babam gelip nasıl olduğunu sordular. Onlarda fazla durmayıp odadan çıktılar. Sadece ikimiz kalmıştık odada....

" Yanıma yaklaşta sana doyasıya sarılayım prensesim. Neden uzak duruyorsun " dedi.

" Yanlışlıkla sana zarar veririm diye korkuyorum Baran. Canını acıta bilirim. Böyle oturmak daha iyi " Kolumdan tutup yanına çekti. Kolunu omzuma atıp sarıldı. Saçıma öpücük kondurdu.

" Asıl benden uzak durursan canım yanar. Daha anladın mı yavrum. Şimdi sende sarıl bakayım bana" Bende yarasına dikkat ederek sarıldım ona. Sıkılınca bilgisayardan film açtık. Saat gece oniki olmuştu. Baran ilaçların etkisiyle tekrar uykuya daldı. Bende üstünü örtüp odadan çıktım.

Odama gidip duş aldım. Şortlu geceliğimi giyerek direkt uyudum. Sabah erkenden uyanıp Baran'ın kaldığı odaya girdim. Daha uyuyordu. Hem ona ,hem kendime kahvaltı hazırladım. Annemgilde masayı hazırlıyordu. Baran'i uyandırıp , beraber kahvaltı yaptık. İlaçlarını verdim.

KİMİM BEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin