42. BÖLÜM

411 10 2
                                    

İYİ OKUMALAR

Sabah gözlerimi beni saran kollarla uyandım. Baran'a sımsıkı bir şekilde sarılmıştım bende. Üzerimizde yanlizca iç çamaşırı vardı ikimizinde. Karnım aciktığı için sessizce yanından kalkıp banyoda elimi yüzümü yıkayarak,üzerime kısa kollu elbise giydim. Saat öğlen 12 olmuştu. Tabii gece geç saatlerde yatınca sabah uyanması da zor oluyordu. Çayı ocağa koyup börek için yufka çıkardım. Böreği hazırlayıp , çayı demledim. Dolaptan kahvaltılıkları çıkarıp masaya yerleştirdim. İşim bittiğinde saat 1olmustu çoktan.

Yatak odasına gidip , Baran'ın yanına yaklaştım. Yüz üstü bir şekilde yatıyordu. Saçlarını yüzünden çekip alnına öpücük kondurdum. Kocam diye söylemiyorum çok yakışıklıydı vicdansızın oğlu.

" Aşkım kalkma zamanı hadi"

" Bence yatma zamanı sevgilim. Hadi sende gel yanıma yat" Kolunu kaldırıp yanına yatmam için beni çağırmıştı. Gözleri kapalı,sesi yastiktan dolayı boğuk çıkmıştı. Sırtında gece zevkli zamanlarımızdan kalma tırnak izlerim vardı. Benimde boynum dahil morarmayan yer yoktu nerdeyse.

" Hadi koca bebek kalk artık. Bu kadının karnı acıktı. Yemek yemesi lazım" Birden beni yatağa çekip altına aldı.

" Hmmmm. Demek sevgilim karımın karnı acıktı. Ama bende sana açım. Onu ne yapacağız." Boynumu öpüp,kulak mememi ısırıyordu.

" Canım o konuda sen hep doyumsuzsun zaten. 7/24 elinden gelse benimle sevişeceksin."

" Bu konuda şikayetçi olduğunu bilmiyordum karıcığım. Yoksa hizmetlerinden memnun kalmadın mı?" Hâlâ boynumu öpmeye devam ediyordu.

" Olur mu kocacığım öyle şey. Gayet memnunum hizmetlerinden. Ama gerçekten çok acıktım. Bu bedenin aç kalıp, zayıflamasına izin veremezsin herhalde." Elleri kalçalarımı sıktı.

" Haklısın yavrum. Zayıflayıp bu güzel vücudunun yerine ,kemiklerini sevmek istemem. Hatta biraz daha kilo aldırıp,ele avuca iyice gelmelisin" dedi hala kalçalarımı sıkıp okşayarak. Sonunda altından çıkmıştım.

Aşağıya inip çayları doldurarak masaya koydum. Baran'da üstüne tişört,altına esortman giyip gelmişti. Kahvaltımızı düğün günü ve kınada olan şeyleri konuşarak geçirmiştik. Biz masadan kalkana kadar saat çoktan 3 olmuştu. Dışarı çıkıp,Abant gölü etrafında bisikletlerle gezdik. Eğer yürüseydik ayaklarımızda derman kalmazdı her halde. Orda gördüğümüz atlar bana Şahmeranı hatırlattı. Atıma binip gezmeyi çok özlemiştim. Bunu Baran'a söylediğimde,onu Ankara'ya getirebileceğini,sitede yaşayan diğer hayvanlarin olduğu ahırda bakabileceğimizi söylemişti.

Gezme işi bizi yordugundan bir lokantaya girip karnımızı doyurduk. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Baran'ın elini bırakıp sırtına atladım. Dengesi bozulur gibi olmuştu ama çabuk toparlandı.

" Hayırdır prensesim yoruldun mu bakayım"

" Evet sevgilim. Uzun zamandır spor yapmadığım için hamlamışım doğrusu. Eve gider gitmez spora başlayacağım. Yoksa gerçekten kilo alacağım bu gidişle."

" Evde beraber çalışırız. Hem atış talimi ve dövüş derslerinde ben yardımcı olurum. Ama ücretimi isterim" Bana göz kırparak önüne dönüp yürümeye devam etti. Boynunu öpüp ısırıyordum.

" Acaba benim yakışıklı kocam benden ne kadar istiyor?"

" Bunun hesabını gidince yatak odamızda ayrıntılarıyla görüşelim karıcığım."

" Yaaa Baran. Bana o kelimeyi kullanma . Sevmiyorum"

" Peki hatunum desem olur mu?"

" Bak işte o olur sevgilim" Çoktan eve gelmiştik. Hiç durmadan odaya çıktık. Tabii Baran'ın sırtında. Odaya girer girmez beni sırtından indirip , sırtımı kapıya yasladı. Dudaklarıma yapışıp öpmeye başladı. Bende ona ayak uydurarak öpmeye başladım. Elbisemi alttan tutup çıkardı. İç çamaşırlarımla karşısında duruyordum. Beni suzmeye başladı.

KİMİM BEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin