31. BÖLÜM

495 14 2
                                    

İYİ OKUMALAR

Baran'in beni öperken durmaya niyeti yok anlaşılan. Zaten rezil oldum herkese sayesinde. Zorlada olsa ellerimi göğsüne koyup ittim onu. Gözlerimdeki tutku çok fazlaydı. Bir süre ondan uzak kalsam iyi olacak. Yoksa beni tenha bir yerde sıkıştırırsa halim duman olur....

"Baran ne yapıyorsun sen yaaa. O kadar insanın arasında olacak iş mi bu" . Sanki ben bir şey dememişim gibi gülmez mi birde. Şeytan al terliği ağzına yapıştır diyor,ama çok güzel gülüyor vicdansız kıyamıyorum.

"Sen biraz önce Mardin'in en büyük ağalarının karşısında,Baran benim erkeğim derken cekinmedin de, seni öpünce mi çekindin. "Adam haklı ne yazık ki. Gözüm dönmüştü ne yapayım.

"Sen de ayağını denk alırsın artık Baran ağa. Benim bu konuda tavrim net. Eğer sen bir kıza yaklaşırsan , dokunursan sana da acımam SIKARIM KAFANA. "Dedim.

"ULAN senden başka kimse olamaz hayatımda. Bunu böyle bil guzelim. Senden ayrıldığım gün, ancak ölüm günüm olur bana"

"Neyse sen yukarı çık. Bende Boran abiyi bulayım. "Elini yüzüme koyup okşadı. Gözlerinde her daim gördüğüm,sevgiyle bakıyordu.

"Ona silah çektiğin için pişmansın deme. İşte seni bundan seviyorum. Merhametli ve insanları kırmaktan korkan bir kalbin var. " Baran yanağımı öpüp yukarı çıktı. Bende dış kapıya yöneldim. Boran abi kapının önünde muhabbet ediyordu. Beni görünce yanıma geldi.

"Buyrun hanımağam bir arzun mu vardır"dedi.

"Boran abi yapma. Ben özür dilerim. Sana silah doğrultmak istemedim. Gerçekten üzgünüm" Başım yerdeydi ve ellerimle oynuyordum stresten .

"Saçmalama Doğa. Sana darilmadim bile" Halime gülüyordu. Adam ne dese haklı. Ben olsam kafasını koparırdım,bana silah çeken kişiye.

"Hadi gir sen . Bir sorun olursa burdayım ben. Gerçi sen hepimize bedelsin. Bizden önce silaha davranırdın."dedi.

"Yaaa... Boran abi yapma ya..."

Aramızda sorun kalmayınca konağa girdim. Yukarı çıktığımda herkes terasta oturuyordu. Akşam benle epey bir dalga geçtiler ama yapacak birşey yoktu. Mecburen katlandim. İki gün sonra Dilek,Baran ve ben eve döndük. İşlerimizi bilgisayar üzerinden hallettiğimiz için sıkıntı yaşamamıştık. Evdekiler Mardin'de olan olayları duyunca onlarda benle epey bir dalga geçti. Özellikle Alperen. Şerefsiz ,eline koz geçti ya. Durmadan bana takıldı.

Ebru'yu ikna etmiş onlarda sevgili olmuştu. Ebru tercihini biz gibi aynı üniversitede kullandı. İç mimarlık bölümünü seçti. Okula artık beraber gidiyorduk. Bende hocalarla konuşmuş üstten ders alıyordum. Bazen zeki olmak çok avantajlı oluyordu. Yabancı dil öğrenmeye de devam ediyordum. Bu sene Arapça dersi alıyordum.

Baran son zamanlarda çok çalışıyordu. Celâl amcanın bir arkadaşıyla ortak bir otel yaptırıyorlardı. Tabi inşaatı biz yaptırıyorduk. Şimdilik proje aşamasında. Onun için gece gündüz çalışıyor. Bense şimdi elimde en sevdiği tatlı ile onun şirketine geldim. Hem onu görmek,hemde biraz vakit geçirmek istiyordum.

Şirkete girdiğimde,artık herkes beni tanıdığı için selam veriyordu. Asansöre binip son kata bastım. Asansörden inince direk Baran'in odasına yöneldim. Sekreteri masa başında işe o kadar dalmıştı ki beni farkartmedi bile. Boğazımı temizleyip,geldiğimi belli ettim. Beni görünce yüzünde tebessüm oluştu.

"Hoş geldin Doğa. Ne zamandır gelmiyorsun. Özledik seni."dedi samimi bir şekilde.

"Bende seni özledim Seçil. Ama okul yoğun malum. Pek fırsatım olmuyor bu aralar."

KİMİM BEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin