Keyifli okumalar...
Hani her insan illaki bir zaman gelirde boşlukla karşılar ya... Benimki de o hesaptı galiba.
Ne hissettiğimden bir haberdim sanki. Bir boşluk oluşuyordu vücudumda ve ben takip edemiyordum. Anlamak güç geliyordu ama bu canımı öyle bir yakıyordu ki sanki bir daha iyileşmeyecek mişim gibi...
Algılarımın olduğum ortamı kavraması ile ortamda duyulan ard arda olan cihaz seslerini de aynı anda duydum. Sesler ilk cızırtı gibi gelsede sonradan tam olarak belirginleşmişti.
Ardından gözlerim nerede olduğumu görmem için açıldı. Beyazlık gözlerimin kısılmasını sağlarken fazlası ile rahatsız olmuştum.
Kasıklarımda hafif dolanan ağrı ile olanlar bir bir gözlerimin önüne düştü. Bayılmıştım. Bacaklarımdan akan kanı hatırlıyordum. Ama normal bir kan değildi. En önemlisi ne olduğunu anlamadığım bir kanamaydı.
Başımın bir anda ağrımaya başlaması ile yüzümü buruşturdum. Vücudum çok yorgun düşmüş gibiydi.
Kendimi toparlamaya çalışırken kapının açılarak üst üste ayak seslerinin girmesi ile kapalı gözlerimi açtım.
Önde Mirza ve Gürkan abim , onların hemen arkasında Fırat ve Gediz abi hep birlikte içeri girmişlerdi.
Mirza abim gözlerimin açık olduğunu gördüğü anda hemen yanı başıma adımlayarak saçlarıma bastırdı dudaklarını. Yorgun gözlerimi kapattım yavaşça.
Mirza abim" Kurban olduğum... Nasılsın meleğim? "
Gözlerimi açmadan dudaklarımı hafif kıvırdım. Şevkatini hissetmek çok güzel hissettiriyordu.
Gözlerimi açar açmaz onun hemen arkasından Gediz abi ve Fırat abi de alnımdan öperek yatağın kenarına kaymışlardı. Her zaman sessiz ve gizem dolu olan Gediz abi bile şimdi endişe dolu gözler ile bakıyordu gözlerime.
Onlara elimden geldiğince iyi bir gülümseme gösterdim. Şimdi tekrar uykuya dalmaya niyetim yoktu.
Sağ elimin başka birinin ellerinin arasına girmesi ile sıcaklığını hissettim. Elini sıktım yavaşça. Benimle birlikte üstüne bastırılan dudaklar ile içim içime sığmıyormuş gibi hissettim.
Tıpkı şey gibiydi. Hani dıştan çökük bir bina ama içine girdikten sonra çiçek bahçesi olduğunu anlarsın ya... İşte öyle bir duygu selinin içindeydim.
Yanağımı okşayan elle gözlerimi açarak başımı otomatik olarak oraya yasladım. Gürkan abim yüzündeki endişeli ifadesinin içine yerleştirmiş olan tebessümü ile izliyordu beni...
Gürkan abim" Nasıl hissediyorsun güzelim? Ağrın , sızın var mı? Doktoru çağıralım mı? Konuş güzelim. "
Elini sıkarak gülümsedim.
" İyiyim abi. Bu yaşta endişe senin için pek iyi olmaz diye biliyorum. Kendine iyi bak. Yengem yüzünden zaten beni unutuyorsun. "
Bir anlık panik olmuş gibi oldu ama sonra yüzünü içten bir gülümseme aldı.
Ellerinin arasındaki elimin avuç içine naif bir öpücük kondurarak saçlarımı okşadı. Kıymaya korkan bir baba gibi bakıyordu gözlerime.
Gürkan abim" Seni unutabilir miyim güzelim. Sen benim her şeyimsin. Hem ben 30 yaşında fazlası ile genç bir adamım. "
Yorgunluğuma rağmen küçük bir kıkırtı çıkardığım an kasıklarıma giren hafif ağrı ile bir anlık boş bulunarak yüzümü ekşittim. Kısa bir an da olsa unutmuştum oysaki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. )
Teen FictionKimsesiz bir kadın. Fahriye AKÇA Tehlikeli bir adam ile tek gecelik bir ilişkiden olan 5 aylık bebeği ile bir sabah gelen telefonla karıştığını öğrenir. 23 yıl sonra ortaya çıkan bu gerçek kendisine büyük bir yıkım olurken aynı zamanda yeni bir kap...