(58)Pembe Ve Mavinin Ahengi...

39.1K 1.7K 223
                                    

Keyifli okumalar...

2 BUÇUK AY SONRA

Mutlu olunmuş 1800 saat...

Huzurla geçmiş 75 gece...

Değer kazanmış 10 hafta...

Ve heyecan dolu 2 buçuk ay...

Hayatımın en değerli , en güzel , en heyecan verici zamanlarıydı bu günler. Öyle ki her yeni günü , yeni bir başlangıç olarak algılıyordum.

Hamileliğim çok güzel geçiyordu. Arada aşermelerim ile Karan' ı ya da abilerimi delirtsemde benim tarafımdan gayet iyiydi.

Şimdi ise tam olarak 5 aylık olmuşlardı. Vücudum gittikçe değişiyor , kendimi olmadığım birine dönüşüyor gibi hissediyordum. Buna değişen ruh hallerim birebirdi.

Öyle anlar geliyordu ki nedenini anlamadığım bir şekilde ağlamak istiyor , ağlamaya başladığım da ise kendimi durduramıyordum. Bu ağlamalarım yüzünden Karan neredeyse terör estirmeye başlamıştı.

Adamı delirtmiştim.

Beni ağlatan biri ya da bir şeyi gördüğü anda - buna kendiside dahil- öfkesini üstüne kusuyordu. En başta Yener abimler bulunmak üzere herkesi sert ve kesin bir şekilde tembihlemişti. Bu hâlâ devam ediyor , neredeyse abimler beni gördükleri yerde kaçar oluyorlardı.

Mirza abim bile 5 dakika kalıp anlamadığım bir anda ortalıktan kayboluyordu. Sanki çok katlanılmaz biriymişim gibi. Yani ne var bana söylenileni ters anlayıp gün boyu ağlayarak ve trip atarak geçiriyorsam. Bunlar çok ufak şeylerdi. Yani bence ufaklardı.

Ya da değil miydi?

Arada patlamaya hazır hale geldiğim doğruydu. Onları daha önce tanışmadıkları bir Fahriye karşılamıştı ama bu benim elimde olan bir şey değildi ki.

Ama bugünüm en güzel günlerden biri olacak olduğu için bunları düşünmeyecektim. Çünkü hastaneye gidip bebeklerin cinsiyetlerini öğrenecektik. Doktorun dediğine göre inatçı bir kişilikleri olduğu için bir türlü göstermiyorlarmış.

Ama bence iffetli çocuklarım oldukları içindi. Benim iffetli bebeklerim.

Bunu her annemlere söylediğimde gülüp bunu bana da geçiriyorlardı. Karan' ın bile bıyık altından sırıttığını farkediyordum çoğu zaman. Bunda ilginç olan şeyi bir ben anlamıyordum galiba.

" Daha ne kadar aynanın önünde durarak kendini izleyeceksin? Ayakta kalmayı bırak ve yatağa otur , güzelim. "

Arkamdan geldiğini farkettiğim kalın ve gür sesine karşın son bir kez daha üstümdeki siyah ve beyaz kareli elbiseyi inceleyerek ona doğru yürüdüm.

" Ne yapayım? Artık hiç bir elbisem bana olmuyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Ne yapayım? Artık hiç bir elbisem bana olmuyor. Baksana zar zor yürüyorum. Böyle giderse ilerisini düşünemiyorum ben. "

Gerçekten öyleydi. Zaman ilerledikçe yüküm ağırlaşıyor , kendimi de taşıyamıyordum artık.

FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin