(59)Hüznü Saran Mutluluk...

32.2K 1.7K 285
                                    

Keyifli okumalar...

Bazı zamanlar gelir huzurumuzu , bazı zamanlar da gelir umudumuzu yitiririz...

1 AY SONRA.

Yazar' dan

Genç kadın elinde duran kırmızı dutu sanki ilk kez yemiş gibi severek yerken fazlası ile kendisinden geçmişti. Karşısında onu dikkatle izleyen kocasını bile gözü görmüyor , ağzından çıkan mırıltıları bile umursamıyordu. Tıpkı küçücük bir çocuk gibiydi şüphesiz.

" Ah! Çok güzel. " İnlercesine iç çekiyordu adeta.

Dudaklarından memnun olduğunu belirten kıkırdaması ile dudaklarını yalaya yalaya iç geçirdi. Şiş karnında hareketlenen bebekleri onu daha da keyiflendiriyordu.

" Sabır! "

Genç kadın gözleri kapalı bir şekilde parmaklarına bulaşan kırmızılığı sesli sesli emerken kocasından gelen homurtular ile gözlerini açarak yeşil gözlerine baktı.

Bilgisayarın başında önünde dosyalar ile meşgul olan adam , ekranda olması gereken harelerini ona çevirmiş , çatmış olduğu kaşlarının arasından ona bakıyordu.

" Ne oldu kocam , işle ilgili bir sıkıntı mı oluştu? "

Dut yemeği bırakıp masum masum kocasına baktı , almış olduğu kilolar ile çok tatlı olduğunun farkında olmadan adamın derin bir nefes almasını sağlamıştı.

Ona belli etmeden kendini dizginleyerek küçük hatununa aynı şekilde baktı.

" Kara masanın ortasında beni arıyorsun, dut aşerdiğini söylüyorsun ; yetmiyor ben gelmeden kendi başına almaya gidiyorsun... "

Genç kadın gözlerini saniyelik diktiği kırmızı parmaklarından adamın sözleri ile duraksayıp kızarırken yutkunmadan edemiyordu. Olmuştu öyle bir şeyler değil mi? Ama içten içe yaptığından mutluluk duymuyor da değildi.

Kara masanın ne olduğunu biliyordu. Tehlikeli mafya babalarının toplandığı aylık toplantılar... Adamın oranın içinde olmasından ne kadar mutlu değilse de ona güvendiğinden bir şey yapmıyor , sabrediyordu. Ama tabi bu arada bilmeden de olsa yaptığı küçük şeyler ile engel olmayacağı anlamına da gelmiyordu.

Dudaklarını ısırarak parmaklarını aşağı indirdi , adamın gözlerinin hapsine alınmış olmasından mütevellit öksürerek tatlı olduğunu düşündüğü bir gülümseme kondurdu yüzüne. Konuşmak için an saydığı an tekrar adamın sesini duydu.

" Şimdi de o çıkardığın sesler ile sabrımı sınıyorsun kadın. Aşerdiğini bilmesem bilerek yaptığını düşüneceğim. Dişlerini dudaklarından uzak tut! "

Adamın bir anda hafif yükselen sesine karşı gözleri kocaman açılarak dişlerini dudaklarından saniyelik çekmesi ve kaşlarını çatması bir oldu. Niye bağırıyordu ona? Tamam arada onu kızdırmak , yoldan çıkarmak için bunları yapıyordu ama şimdi bilerek yapmamıştı ki!

Elindeki dut kasesini bırakmadan öne eğilerek adama daha da yaklaştı. Az öncesine nazaran şimdi bilerek dudaklarını ısırıyordu.

" Tutmuyorum , tutmuyorum işte. Bak- " Daha yavaş ve çıldırtıcı biçimde dudaklarını yalaması son nokta oldu. Asiliğinin adamı ne kadar cezbettiğinden bir haberdi oysaki. Ve sanırım bu asilik doğasında olduğu sürece adamı baştan çıkarmaya devam edecekti.

FAHRİYE ( Düzenlemeye Alınacaktır. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin