spotify'da hazırladığım pov:you're in betty playlistine girip oradan lauv ft. bts - who açıp okumanızı istesem çok mu şey istemiş olurumm??
playlisti bulamazsanız profilimde bir yerlerde linki vardır ya da instagramda bettyiafckedup hesabını takip edip bulabilirsiniz
şarkıyı açın lütfen bb.
Zayn sabahtan beri benden kaçıyordu evin içinde. Bir şey sorduğumda kısa cevaplar verip kestirip atıyor, çalışma odasına kapanıp çıkmıyor ya da benimle karşılaştığında bir yerlere kaçıyordu. Tuhaf bir şeyler seziyordum ama henüz sormaya fırsatım da olmamıştı.
Şimdi de çalışma odasındaydı. Odasına geçeli iki saati geçmişti ve bir kez bile çıkmamıştı odasından. Saat beşi geçmişti. Akşam büyükannesinin yemek davetine katılacak mıydık bir daha konuşmamıştık bile.
Kapısı aralıktı ama yine de tıklattım girmeden geldiğimi haber vermek için. Kapıyı yavaşça ittirip içeri girdiğimde de onu dönen koltuğunda uyurken buldum. İki kolu da koltuğun kollarında duruyordu, koltukta iyice yayılmıştı ve başını da arkaya yaslamıştı. Uzaktan bile çok yorgun görünüyordu.
Onu ürkütmemek için ona sessizce yaklaştım ve yanına ulaştığımda da adını seslendim alçak bir ses tonuyla. "Zayn."
"Uyumuyorum." dedi gözleri hala kapalıyken. Sonra yavaşça gözlerini açıp koltuğunda doğruldu ve dirseklerini masaya koyup parmaklarıyla gözlerini ovuşturdu. Bu sırada da bana "Bir şey mi oldu?" diye sormuştu.
"Büyükannenin yemek davetine gidecek miyiz? Bir şey söylemedin."
Başını seri bir şekilde kaldırıp bana baktı. "O vardı değil mi? Unutmuşum."
"Evet. Ama gitmek istemiyorsan...biliyorsun, ben de gitmek istemiyorum."
Koltuktan kalkarken "İstemiyorum. Ama gitmemiz gerek." dedi ve biraz dağılmış olan saçlarını parmaklarıyla biraz daha dağıtırken bana doğru yürüdü.
"Bir duşa gireyim. Çıkarız."
Arkasından ben de çıkmıştım odadan. "Duş alman ne kadar sürer. Ona göre hazırlanmaya başlayacağım ben de."
O odasına girmişti. Ben de odasının kapısında dikilmiş ondan bir cevap bekliyordum. Üzerindeki gri tişörtünü yakalarından tutup yukarı doğru çekerek çıkartırken de bakışlarımı yer çevirmiştim.
"On beş dakikaya çıkarım."
"Peki." dedim ve odama gitmek için hareketlendim ancak "Neva." diye seslenip beni durdurdu. Olduğum yerde dönüp "Efendim." demiştim.
Dolabından bir gömlek çıkarıp bana uzattı. "Bunu bana ütüleyebilir misin?"
Uzanıp aslıyı alırken "Sadece bunu mu?" diye sordum. Pantolonu falan ütülebecekse ütüleyebilirdim.
"Evet. Sadece gömlek."
"Peki." dedim tekrar ve odasından çıktım. Onun gömleği ile beraber kendi gömleğimi de ütülemiştim. Ancak o çıkana hazırlanamamıştım. O banyodan çıkana kadar ütüyü anca bitirebilmiştim. Gömleğini askısına asıp odasına gittim. Kapısı aralıktı, banyodan çıktığını görmüştüm.
Nefesimi bırakırken kapıya uzanmıştım kapısını çalmak için. O sırada elimin titrediğini fark etmiştim. Onu böyle görmek her seferinde beni heyecanlandırıyordu.
"Gelebilirsin." dediğinde kapıyı çaldığımın bile farkında değildim. Kapısını yavaşça aralayıp içeri doğru adım attım. İçeri tam girmemiştim, kapınıj aralığında elimde gömlekle dikiliyordum ve ona bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.