Balkon kapısının yanındaki duvara sırtımı yaslamış, tırnaklarımı kemirirken bir yandan da bacağımı sallıyor ve bana söylediği şeyi açıklamasını bekliyordum ama tek bir şey söylemeden yatakta öylece oturuyordu. Konuşmayı benim başlatmamı mı bekliyordu?
"Eee," dedim kendimi biraz ittirip sırtımı duvardan ayırırken. "Açıklama yapmayacak mısın?" Bir kolum hâlâ göğsümün altında duruyordu, diğer elimle de farkında olmadan onu göstermiştim.
"Ne açıklaması bekliyorsun daha? Neden evlendiğimi açıkladım işte."
"Bu mu?" diye sordum hayretle. "Bu kadar yani. Öğretmen olmak için evlendin ve bitti."
"Evet Neva. Daha ne söylememi bekliyorsun anlamadım." derken sesi çok sert çıkmıştı. Konuşurken de yataktan kalktı ve odanın köşesindeki tekli koltuğuna doğru yürüdü. Gömleğinin kol düğmelerini açıyordu bir yandan da.
"Babanın koskoca şirketi var. Adam ülkeyi satın alacak kadar zengin ve sen öğretmek mi olmak istedin gerçekten?"
Şimdi de gömleğinin önündeki düğmeleri çözüyordu tek tek ve bunu yaparken bana bakıyordu ama siniri gözlerinden bile belli oluyordu.
"Senin baban da çok zengin. Sen neden avukat olmak istedin?"
Sorusuyla afallayıp kaldım. Kapana sıkışmış gibiydim ve verecek cevabım yoktu. Bu meslek benim hayalimdi ama bunu ona söylersem o da bana aynı şeyi söyleyecekti.
"Tartışmak istemiyorum. Sesimiz dışarı gidecek." diye kıvırdım olayı ve konuyu kapattım bu fırsatla. Düğmelerinin tamamını açtığı gömleğini çıkardı ve tekli koltuğun üzerine bıraktı. Pantolonunun kemerini de çözmeye başladığında arkamı döndüm. Neden soyunuyordu durup dururken? Babaannesi bize kıyafet falan da yollamamıştı daha üstelik.
Göz ucuyla kapıyı kontrol ettim ve sonra aramızdaki mesafeyi ölçtüm. Bana karşı bir hareketinde oraya koşabilir miydim emin değildim. Kendi kendime bunları düşünürken "Ben duşa giriyorum. Akşam yeterince gergindi." dediğinde beklenmedik sesi beni ürküttü ve yerimde sıçradım. Ona dönmeden sessizce "Tamam. Yeni kıyafet isterim." dedim.
"Gerek yok. Ben söyledim, getirecekler."
Daha başka bir şey söylemedim ve banyonun kapısı kapandığında arkamı döndüm tekrar. Burada olduğum için çok rahatsız hissediyordum. Resmen yaşlı bir kadına oyun oynuyorduk ve bu durum beni gerdiği kadar sinir de ediyordu.
Yatağın ucuna oturmak için bir iki adım attığım sırada kapı çaldı. "Gel." diye seslendim ve kapıya doğru yürüdüm. Açılan kapının arasından hizmetli kızlardan birisi içeri girdi ve "Efendim, bunları size getirmemi söylediler. İyi geceler." dedi nazik olmaya özen göstererek. Uzanıp elindekileri aldım ve ona gülümsedim. "Teşekkürler."
Kıyafetleri yatağın üzerine bıraktıktan sonra ben de yatağa oturdum ve kızın getirdiklerine öylesine bir baktım tek tek. İkimiz için de bir pijama takımı vardı. Ayrıca Zayn için de bir iç çamaşırı getirmişti kız. Duşa gireceği için ona göre bir şeyler istemiş olmalıydı.
Zayn duştan çıkmadan önce benim için getirilen pijamaları giydim. Hava çok da sıcak değildi, şort yerine uzun bir pijama altı gönderebilirlerdi. Başımı ağrıtan ar kuyruğumu çözerken saten bir gecelik göndermedikleri için şükrettim. Büyükanneden bunu yapması beklenebilirdi.
Çıkardığım kıyafetleri katlayıp makyaj masasının önünde duran küçük pufun üzerine koydum ve masanın çekmecesini açıp kurcaladım. İçinde makyajımı silebileceğim sadece küçük bir paket ıslak mendil vardı. Paketten bir tane ıslak mendil çıkarıp gözlerimi silmeye başladığımda Zayn duştan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.