"Neva."
İsmimin söylendiğini hayal mayal duyar gibiydim ama rüya mı görüyordum yoksa gerçekten ismimi duyuyor muydum algılayamıyordum.
"Neva."
İsmimi bir kez daha duyduğumda zihnim sanki yavaş yavaş açılmaya başlamış gibiydi. İsmim kulağıma artık daha net geliyordu. Yavaşça gözlerimi araladığımda bulanık bir silüet gördüm önce, sonra ise görüntü netleşti ve silüetin Zayn'e ait olduğunu anladım. Onu odamda görmüş olmanın verdiği şaşkınlıkla yataktan hızla doğrulduğumda hâlâ gözlerim kısıktı. O da şaşırmış olmamı anlamış olmalı ki neden odamda olduğunu açıkladı hemen.
"Alarmların çalıyor yarım saattir. Uyanmayınca uyandırayım dedim, geç kalacaksın."
Parmaklarımla gözlerimi ovuşturup komodinde duran telefonuma uzandım ve saate baktım. Sekizi yirmi üç geçiyordu. Yataktan kalkıp apar topar hazırlanmam gerekiyordu yoksa ciddi anlamda geç kalırdım.
"Teşekkür ederim. Hiç duymamışım alarmları."
"Farkındayım." dedi ve hazırlanmam için beni odamda yalnız bıraktı. Dolaptan rastgele bir şeyler seçtim giymek için, kıyafet düşünecek kadar vaktim yoktu. Kot pantolonumun paçalarından bacaklarımı geçirirken bir kez daha çalan alarma uzanıp kapattım. Kim bilir kaç kez çalmıştı. Zayn sesinden rahatsız olmuştu belki de artık.
Beyaz tişörtümü de üzerime geçirip karmakarışık duran saçlarımı alelacele taradım ve çalışma masamın üzerinden bugünün kitaplarını ve alıp çantama atarak odadan çıktım. Makyaj yapmak şuan için lükstü benim için.
Merdivenleri resmen koşarak indim ve giriş kapısının hemen yanında duran dolaptan spor ayakkabılarımı alıp birini ayağıma geçirdim ama o an telefonumu yukarıda bıraktığımı hatırladım. "Siktir."
Ağzımdan sessizce kaçan küfürü Zayn duymuştu ve bana benden bunu beklemiyormuş gibi bakıyordu.
"Sorun ne?"
"Telefonumu yukarıda unuttum." dedim giydiğim ayakkabıyı çıkarmaya yeltenirken. O ise elindeki kupayı holde duran sehpanın üzerine bırakıp "Bekle, ben getiririm." dedi. Ona teşekkür etmeme fırsat bile vermeden yukarı çıkarken ben de diğer ayakkabımı ve kot ceketimi giydim. Arabamın anahtarlarını az önce kupasını bıraktığı sehpanın üzerinden alırken o telefonumu getirmişti bile.
"Teşekkür ederim." dedim ve evden çıkmak için kapıyı açtım ama "Neva, bekle." dedi ve beni durdurdu. Bir saniye bile bekleme lüksüm yokken beni ne diye durdurmuştu şimdi?
Mutfağın kapısından içeri girerken "Çok acelem var Zayn." diye seslendim ama pek umrundaymış gibi değildi. Hâlâ mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu. Tam kapıyı kapatıp gidecektim ki elinde paketlenmiş bir sandviç ile mutfaktan çıktı ve elindekini bana uzattı.
"Sabah kendime hazırlarken sana da hazırlamıştım."
Gözlerine bakmayı kesip elindekine uzandım ve "Sağol." diyerek acele ile evden çıktım.
*
Eve nasıl geldiğimi bilmiyordum, yolda uyuyacağım diye ödüm patlamıştı ama bir şekilde evr ulaşmıştım ve yek isteğim yatağıma girmekti. Anahtarı kapıya zar zor sokup kapıyı açtım ve ayakkabılarımı çıkarıp direk odama çıktım. Üzerimi bile değiştirmeye halim yoktu, kıyafetlerimle öylece yatağa girdim ve uyudum.
Kaç saat uyumuştum bilmiyordum ama Zayn kapımı çalıp beni uyandırdığında odam karanlıktı. Bugün beni ikinci kez uyandırıyordu. Yatakta doğrulup yüzüme dağılan saçlarımı elimle arkaya attım ve "Gel." dedim. Sesim çatallı çıktığı için boğazımı temizlediğimde içeri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.