Sabahları erken kalkmaya çok alışkındım, bu yüzden bu sabah da erken kalktım. Aslında tek nedeni bu değildi. Zayn ile aynı yatakta uyuduğum için tedirgin uyumuştum. Sabahın erken saatlerinde de bedenim rahatsızlık duymaya daha fazla dayanamamış ve uyanmıştı.
Uyandığımda saat yediyi yirmi üç geçiyordu. Saat henüz çok erken olmasına rağmen Zayn yatakta yoktu. Gece koyduğumuz yastıklar ise hâlâ aynı yerde, aynı pozisyonda duruyordu. İkimiz de yatağın en ucunda yatmıştık anlaşılan.
Nereye gittiğine dair en ufak bir fikir yürütememiştim çünkü çıkarıp katladığı pijaması da gömleği de tekli koltukta duruyordu. Çıplak geziyor olamazdı herhalde. Yine duşa mı girdi acaba diye düşündüm ama su sesi de gelmiyordu. Belki de şimdi çıkmıştır duştan diye beyaz kapıya parmağımın kemiğiyle vurup "Zayn." diye seslendim ama cevap gelmedi. Duşta da değildi.
Üzerimdeki pijamaları çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. Bir an önce eve dönmek istiyordum ama kahvaltı etmeden bırakmayacaklarına da adım gibi emindim. Makyaj masasına ilerleyip dün Zayn'in kullandığı tarağı aldım ve eğilip aynaya bakarak saçlarımı üstün körü tarayıp karışıklığının gitmesini sağladım.
Saat çok erkendi, evde uyanık biri var mıydı bilmiyordum ama evde çalışanların hepsinin güneşle birlikte uyandığına emindim. Bizim evimizde de hep öyle olurdu ve bu yüzden onlara her zaman çok üzülürdüm. Kapıyı ses çıkarmamaya özen göstererek yavaşça açtım ve merdivenleri indim. Bu evde ne nerede hiçbir fikrim yoktu ama tek bulmak istediğim yer mutfaktı. Etrafta sorabileceğim birini de göremiyordum.
Merdivenin trabzanına tutunmaya devam ederken koridorun sonuna baktım. Mutfağın orada olabileceğini düşünüyordum. O yöne doğru birkaç adım atmıştım ki Arnold adımı seslendi. "Neva. Zayn'i mi arıyorsun?"
Ona döndüm. "Hayır. Mutfağı arıyordum." Saçımı kulağımın arkasına iliştirirken ona doğru bir iki adım attım. "Aslında...Zayn'e de bakındım ama göremedim. Odada yoktu."
Sağ elini kumaş pantolonun cebine soktu. "Sabah çok erken saatte koşuya gitti." Anladığımı belli etmek için başımı salladığım sırada boğazını temizledi. Anlaşılan bana söyleyeceği şeyler vardı.
"Aslında seninle konuşmak istediğim bir konu var Neva. Çalışma odama geçelim mi?"
"Tabi, olur." dedim. Söyleyeceklerini merak ediyordum. Az önce indiğim merdivenleri çıkarken onu takip ettim ve ben de yukarı çıktım. Uzun koridorun sonundaki odanın kapısını açıp geçmem için müsaade etti. Önünden geçip odaya girdiğimde kapıyı kapattı.
Ben büyük ve aydınlık odasını incelerken o camın önündeki masasına doğru ilerledi ve sandalyeye oturdu. "Otur lütfen."
Eliyle gösterdiği koltuğa baktım ve oturmak için o tarafa ilerledim. Ben koltuğa otururken o boğazını temizledi.
"Dün akşam için teşekkür ederim Neva. Anneme hiçbir şey belli etmedin."
"Aslında ben de sizinle bu konu hakkında biraz konuşmak istiyordum." dedim. Hazır konusu açılmışken bu oyuna devam etmekte istemediğimi söylemek istiyordum.
"Büyükanneden gerçeği daha fazla gizlemek istemiyorum. Zayn ve benim evliliğimiz zorla oldu ve ben bu evlilik gerçekmiş gibi davranamam."
Sandalyesinde daha rahat bir pozisyon alırken masanın üzerinde uzanan kolunu kendine doğru çekti ve parmaklarıyla masada ritim tutmaya başladı.
"Neva anlaşılan Zayn sana bu evliliğin neden olduğunu açıklamamış."
"Yoo aslında açıkla-" Sesim sonlara doğru o kadar azalmıştı ki ben bile dediğimi duymamıştım. "Bir dakika, Zayn benimle öğretmen olmak için evlenmedi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.