Zayn evden gideli üç hafta olmuştu.
O gün, ondan sakladığım gerçeği öğrendikten sonra beni ailesinin evinde bırakıp gittiği andan beri onu bir daha görmemiştim hiç. Eve döndüğümde tüm eşyalarını toplayıp terk etmişti evi.
Defalarca aramıştım ama hiç açmamıştı. Şirkete gittiğimde de Zayn'in asistanı her seferinde Zayn'in şirkette olmadığını söylemişti. Ama biliyordum, şirketteydi. Beni görmek istemiyordu ve bu yüzden orada olmadığını söyletiyordu.
Üç haftadır ondan tek bir haber alamıyor olmak beni mahvediyordu. Kafamda türlü senaryo kuruyordum. Hastaydı. Üzüntü ve stres hastalığını kötü etkiliyordu. Zaten tedaviyi reddediyordu, bir de böyle büyük bir üzüntü yaşadıktan sonra hastalığı daha da kötüleştiyse ve ilaçlarını da almıyorsa diye düşünmekten uyuyamıyordum bazen geceleri.
Onu özlüyordum. Evi onunla paylaşmaya, onun varlığını hissetmeye o kadar alışmıştım ki, şimdi yokluğunda onu özlüyordum. Evin içindeki ve hayatımdaki varlığını ilk başta reddettiğim adamı şimdi özlüyor olmak tuhaf hissettiriyordu.
Nereye gittiğini, nerede kaldığını da bilmiyordum. Taa ki gecenin yarısı telefonum çalana kadar.
Saat gece bir kırk ikiydi. Telefonumun sesine uyanmıştım ve bu sakin bir uyanış da olmamıştı. Gecenin bu saatinde telefon çalınca, Zayn'den kötü bir haber alacağımın korkusuyla uyanmıştım uykumdan. Ekranda Zayn'in adını gördüğümde de kalbim korkudan yerinden çıkacak gibi atmıştı ama telefonun diğer ucundaki Sofia'ydı. Beni Zayn'in telefonundan bu saate arayan Sofia'ydı.
"Neva, iyi geceler."
İyi geceler demesini yok sayıp "Sofia? Ne oluyor? Zayn'e bir şey mi oldu?" diye sordum arka arkaya.
"Hayır, Zayn iyi. Yani...aslında pek değil. Çok sarhoş ve seni istiyor."
Dediklerini uyku sersemi doğru algılayamadığımı sandım. "Ne?"
"Buraya gelmelisin Neva. Zayn seni yanında istiyor."
Yorganı üzerimden atıp komodindeki gece lambasını uzandım ve ışığı açtım. Bacaklarımı yataktan aşağı indirirken de, eğilince öne düşen saçlarımı parmaklarımı geçirip geriye itmiştim.
"Ben...nereye geleceğimi bilmiyorum Sofia. Konum atar mısın?"
"Tamam."
Telefonu kapatmak üzereyken arkadan bir şeylerin kırılma sesini duyduğumda oma ne olduğunu sormak için telefonu tekrar kulağıma götürdüm ama o benden önce davrandı. "Acele et Neva. Zayn eline geçen her şeyi kırıyor."
"Sakinleştirmeye çalış. Geliyorum."
Yataktan kalkıp yüzümü yıkamam, giyinmem, evden çıkmam kaç dakika sürmüştü bilmiyordum ama o kadar hızlı hazırlanmıştım ki bir dakika bile sürmüş olabilirdi.
Arabaya doğru yürürken bir yandan da Sofia'nın bana attığı konumu haritada açmaya çalışıyordum. Arabaya biner binmez telefonu tutacağa yerleştirdim ve navigasyonu çalıştırdım. Evi buraya biraz uzaktı. Yarım saatten fazla ya da yarım saate yakın sürebilirdi. Ama ben gece yarısı olduğu için ve yollar boş olduğu için fazla hızlı sürdüm. Yirmi iki dakikada adrese ulaşmıştım.
Yüksek bir apartmanın önünde duruyordum. Doğru adres burası mıydı emin değildim. Burası olsa bile kaçıncı kata çıkacağımı bilmiyordum. Çantamdan telefonumu çıkarıp Zayn'i aradım, Sofia'nın açacağından emindim. Gökdelen denilebilecek kadar yüksek binaya başını kaldırıp bakarken de Sofia'nın açmasını bekliyordum. Açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.