Oy sınırı +60
Sabah uyandığımda Zayn yanımda yoktu.
Perdeler açıktı, tülün ardından maviye çalan gökyüzünü görüyordum. Sabahın erken saatleriydi belli ki ve Zayn belki de güneş doğarken yataktan çıkıp gitmişti.
İçime yerleşen kötü his yüzünden ağlayacak gibi hissettim bir an ama sonra belki de kahvaltı hazırlamaya inmiştir ya da tuvalettedir diye düşünüp kötü olasılıkları kafamın içinden uzaklaştırmaya çalıştım.
Yatakta doğrulup gözlerimi ovuşturdum ve boş boş etrafa bakındım birkaç saniye. Banyonun kapısının önünde bıraktığım kıyafetlerim orada değillerdi artık. Onları almıştı oradan belli ki. Komodinin üzerinde dün gece benim için getirdiği bir bardak suyun yarısı duruyordu. Bardağa uzanırken birkaç boş kondom pakedine de gözüm takılınca kendi kendime gülümsemiştim.Suyu içerken de yine aynı düşünceler doluşmuştu kafamın içine. Pişman olup gitmiş olmasından korkuyordum.
Bardağı komodine bırakırken de bacaklarımı yataktan aşağı doğru bıraktım. Çıkardığım kıyafetlerimi nereye bıraktığını da bilmiyordum. Tekli koltuğun altındaki valizden giymek için bir şeyler çıkarırken de giyerken de aşağıda olması için dua ediyordum. Pişman olup gittiyse ben de giderdim bir daha dönmemek üzere.
Saçlarımı tişörtümün içinden çıkarırken banyoya doğru ilerledim. Kapıya vurup "Zayn?" diye seslenirken de içeriden ses vermesini ummuştum ama banyo boştu. Yine de bir kez daha çaldım ve yavaşça açtım kapıyı. Duşakabinin camları ıslaktı ama dün geceden beri kurumamış koydu yoksa erkenden uyanıp duş mu almıştı bilmiyordum.
Odadan çıkmadan önce telefonumu da aldım. Eğer onu aşağıda da bulamazsam sadece bir kez arayacaktım ve eğer açmazsa, bir süre sonra da gelmezse gidecektim.
Korkarak indim aşağı. İkinci merdivenleri başına geldiğimde de onu mutfakta görmeyi ummuştum ama mutfakta da yoktu. Yine de hala mutfakta görürüm belki ümidiyle mutfağa baka baka indim hemen karşısındaki merdivenleri. Sonra kolonun yanından geçip mutfağa girdim, belki d kolondan onu göremediğimi düşünmüşt0m ama hayır, gerçekten yoktu.
Ağlayacak gibiydim. Hatta evin içinde "Zayn?" diye seslenirken sesim de titremişti. Dudaklarım da titriyordu şimdi. Dolan gözlerimi birkaç kez kırpıp telefonumun ekran kilidini aştım ve rehberden onun adını bulup aradım.
Birkaç kez çaldı ama açmadı. Sonuna kadar bekledim ama arama kendi kendine son buldu. Telefonun ekranına öylece bakarken de göz yaşım ekrana, adının üstüne düşmüştü. Yanağımı elimin tersiyle silerken telefonun ekranını kilitledim.
"İnanmıştım sana."
Yutkunamadım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Burada durmak istemiyordum artık. Zaten sadece bir çanta eşyam vardı. Onları da alıp gidecektim. Ancak bunları düşünürken kapının açılacağını da düşünmemiştim.
Önce anahtar sesini duydum. Kapıyı görebilmek için birkaç adım yana doğru kaydım. Sonra da elindeki poşetle eve giren Zayn'i gördüm. Poşeti tuttuğu kolunun arasında bir de ekmek vardı. Kapıyı kapatırken de başını kaldırıp bana bakmış ve gülümseyip "Günaydın. Uyanmışsın." demişti.
Gitmemiş miydi?
Bana yaklaşırken de gülümsemesi yavaşça solmuş, kaşları da çatılmıştı. Tam önümde durup poşeti yere bırakırken de, kese kağıdındaki ekmeği tezgaha bırakırken de benden çekmemişti gözlerini. "Ne oldu? Ağladın mı sen?"
Böyle söyleyince daha çok ağlamak istemiştim. Sadece birkaç dakikadır düşündüğüm ama içime ağır bir kaya gibi oturan şeylerin aslında bomboş düşüncelerden ibaret olduğunu öğrenince gelen rahatlamanın verdiği ağlama isteğini bastıramadım. Onun da az önce attığı kaşları kalkmıştı şimdi. Yüzümü ellerinin arasının alıp beni kendine çekti ve alnıma bir öpücük bırakıp sarıldı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionUnutma, evlilik olurken birbirimize söz verdik. Asla karı - koca olmayacağız.