35 Bölüm: Mutabık

27 6 26
                                    

Kendilerini dinletmeyi seven insanlar ne yapıp ne edip düşüncelerini bir şekilde karşı tarafa aktarmasını gayet iyi bilirlerdi. Kastettiğim çok konuşmak değildi elbet, öyle olsaydı herkes herkesi dinlerdi. Demek istediğim sadece doğru kelimeyi bulup karşındakini ikna etmek. Ama önce kendimiz ikna olmalıyız ki yapacağımız iş daha da kolaylaşsın "Ben bunu yaparım" demek gibi.

"Blöf yapıyorsun bu kadar ileriye gidemezsin" Diyen Arthur Ayvaz'ın sert bakışları hâlâ üzerimdeydi.

"Ben blöf bilmem yaparım bilirsin" Demiştim arkamı iyice yaslayarak.

"Deliliğinde bir sınırı olmalı!"

"Delirtmenin de bir sınırı olmalı!" Diye cevapladığımda derin bir nefes alıp öfkesini kontrol etmeye çabalıyordu.

"Bak bu hepimizi riske sokar" Cidden bunu bana mı söylüyordu o?

"Zaten riskte değil miyiz? Olduğumuz yerde beklemek sence mantıklı mı? Bir bak etrafına bir de bize bak. Biz burada otururken bile gerçek kimliğimizle oturmuyoruz." Dediğimde sıkkınlıkla alnını sıvazlıyordu.

"Peki o bombayı o arabaya koyduk diyelim ya sonra?"

"Çok basit puf deyip ortadan kaybolacaklar" Diyen Sophie Erica sandalyesini çekip yanıma oturmuştu. Arthur Ayvaz birkaç saniye yüzümüze afallayıp baksa da hızla kendisini toparlayıp kaşlarını çatarak bir bana bir de Sophie Erica'ya bakıyordu.

"Siz ikiniz ne ara?" Kelimelerin üzerinden buldozerle geçti desem hiç abartmış sayılmazdım. Lacivert gözleri bir kurt gibi bizi süzüyordu.

"İki zeki kadın eğer birini hedef alıyorsa size tavsiyem bay Victor hedef olmamanıza dikkat edin. " Diyen Sophie Erica'nın sözleriyle acayip havaya girmiştim.

"Eğer biz birini tehdit ediyorsak bilin ki bir sonrası yok bay Victor" Demiştim Arthur Ayvaz'a meydan okuyarak.

"Siz ikiniz ayrı bir dertken şimdi karşıma geçip dert ortağımı oldunuz?" İkimize de memnuniyetsizce bakıyordu.

"Biz birbirimizi itelemek yerine aksine birbirimizin elinden tutarak güçümüzü koyuyoruz ortaya. Bence bu böyle olmalı" Demiştim keyifle gülümseyerek.

"Yeterince düşmanımız varken neden biz birbirimize dost olmayalım?" Beni destekleyen Sophie Erica'yla neşem daha da artmıştı.

"Sizinle uğraşılmaz" Deyip sıkıntıyla sırtını yaslamıştı sandalyesine.

"Peki planınız tam olarak ne?"

"Bütün sırları ortaya dökmek, tabii bu sizin içinde geçerli bay Victor" Diye cevaplayan Sophie Erica gözlerini bir saniye olsun hiç çekmeden yüzüne bakıyordu.

"Benim bir sırrım yok ben katilin peşindeyim" Aynı şekilde Arthur Ayvaz'da ona bakıyordu.

"Elena Larine'i alet ederek mi? Peki kuzenim Elena Larine biliyor mu ölen çocukluk arkadaşı aslında senin kız kardeşin olduğunu?" Demesiyle Arthur Ayvaz'ın birkaç saat önce yaraladığı eli tekrardan kanamıştı. Öyle sıkıyordu ki elini sargısında gözüken kan kendisini ne denli zorladığını belli ediyordu.

"Verdiğin tepkiye bakılacak olursak bilmiyor" Bunu öyle bir rahatlıkla söylemişti ki, gerçekleri görmezden gelen Arthur Ayvaz bu cümlenin gerçeğiyle yüzleşiyordu. Yaslandığı sandalyesinden hızla doğrularak Sophie Erica'ya doğru eğilmişti "Ben bir kız kardeş kaybettim ikinciyi kaybedemem, sakın İda'yı bu işe kalkıştırma" Demişti yüzüne tıslayarak.

Aşkına DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin