26 Bölüm: Hiçâhiç

25 5 35
                                    

Gülerken gözleri kısılan insanlar güzeldir, ama bakışları sadece seninle değişenler güzelden de öteydi. Arslan'ın bakışları bir tek ben de değişiyordu bu his muhteşemdi.

"Hint dizisine döndü iyice burası" Bana doğru mırıldanan Arthur Ayvaz'a ters bakmıştım. Üzerindeki lacivert tişört ekibini temsil ediyordu.

"Asıl hikaye sen de, bak şu tarafa bir brezilya dizisi görüyorum" Dediğim yeri gözlerimle işaret ettiğimde Sophie Erica'nın soğuk bakışları çözülecek gibi görünmüyordu.

"Aklında ki tilkilere sahip çık fazla dolanıyorlar ayağım altında."

"Nerede dolanacaklarını iyi biliyorlar engellemek yerine destekliyorum"

Yeniden ağzını açacağı anda "Herkes hazır mı?" Diyen Alvida, Arthur Ayvaz'ın sözünün önüne geçmişti farkına varmadan. Diğerleri başlarını olumlu anlamda sallarken "O halde başlayalım' Deyip elini şıklatmıştı. Kural basitti biz dördümüz erkeklere karşıydık haksızlık olmasın diye Alvida ve Sophie Erica sırayla oynayacaktı ikişer atış sırasında. Aslında erkekler sorun etmemişti ama yine de biz gerçek anlamda eşitlik istiyorduk. Bu saye de iki kardeş de birbirinin eksikliğini tamamlayabilecekti bir diğeri diğerinin bıraktığı lobutları yıkarak. Bu fikir tabii ki de benden çıkmıştı Alvida'nın ablasıyla bir şeyler paylaşmasını istiyordum hazır da Sophie Erica aramıza yeni katılmışken.

"Öncelik sizin hanımlar" Arslan'ın bize öncelik vermesine gülümseyerek. "İhtiyacımız yok ayrıcalıklara lütfen siz başlayın" Demiştim kendimden emin durarak.

"Siz bilirsiniz sonradan mızmızlanmayın da kaybettik diye" Araya giren Arthur Ayvaz'a göz devirmiştim.

"Merak etmeyin Bowling de nasıl kazanması gerektiğini size bizzat kendimiz göstermiş olacağız birazdan. Bence iyi seyredin derim bay Victor öğreneceğiniz çok şey var gibi görünüyor " Sophie Erica'yı şu an şaşkınlıkla dinliyordum. Arthur Ayvaz'a resmen meydan okuyordu en sevdiğim. Düşmanımın rakibi dostum sayılırdı öyle değil mi? Diğerleri şaşkınlıkla bakarken Arthur Ayvaz'ın çatan kaşlarını görmek hoşuma gitmiyor değildi hani.

"Saray hayattı size pek öz güven getirmiş anlaşılan prensessim. Sizinle yarışmak zannettiğimden de eğlenceli olacak. Canlı yürekle size mağlubiyetinizi izletmeye hazırım peki siz kaybetmeye hazır mısınız? " Meydana meydan okuyan Arthur Ayvaz iyice hırslanmış görünüyordu.

"Bazı hayaller gerçekleşmemesi daha iyi en azından sizin açınızdan bay Victor yoksa bu kadar cesaretli olamazdınız karşımda öyle değil mi?" Sophie Erica pabuç bırakmayacak kadar dişli bir rakipti. Ama imalı sözlerin altında bir şeyler vardı.

"Iki takım da kendini tanıttığına göre başlayalım mı artık?" Erik gerginliği aradan kaldırmak isterken "Siz kaybetmeye hazırsanız biz zafere hepten hazırız buyurun başlayalım " Diye lafa giren Alvida'ya seslenemeyen Erik, sert bakışların altında maruz kalmıştı Arslan ve Arthur Ayvaz tarafından. Belli ki Alvida'yı üzmek yerine üzülmeyi seçenlerdendi.

Bir tek İda sessizdi kendini bizden soyutlanmış gibi görünüyordu. Elimi omuzlarının üstüne koyarak "Iyi misin?" Diye sormuştum.

"Bilmem bu soruyu sormayalı çok oldu kendime."

"İnsanın kendisini unutması zor Ida, her aynaya baktığında sorular zaten kendiliğinden geliyor. Sen sadece cevapları ertelemiş oluyorsun tabii kendini de"

"Ne önemi var ki. Ben susmanın çaresizliğini de yaşadım bağırmanın da. Düşündükçe saç diplerimin bile uyuştuğu günler oldu ama yine de nefes alıyorum bence benim için yeterli." Demesi bana Meta halanın sözlerini anımsatmıştı. "Saç tellerimden kirpik uçlarıma kadar kırıklara doluyum, ama yine de yaşıyorum. Burası hayatımın özeti" Sözleri yeniden hafızamda yer edinmişti.

Aşkına DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin