43 Bölüm: Canhıraş

38 4 0
                                    

Sevdiği kadın bir kuş gibi kollarında acılar içinde çırpınırken o son halini hiç unutmayacaktı. Sırtını soğuk duvara yaslamıştı.

"Bitti"

Defalarca aynı kelimeler dönüyordu zihninde. Öfkeyle o gün sarf ettiği sözler bugün büyük bir korkuya dönüşmüştü, gerçekleşmesinden deli gibi korkuyordu. Yavaş yavaş gelen yalnızlığı iliklerinle kadar hissediyordu. Ellerini sımsıkı bir yumruk yaparak bütün öfkesini ellerinden çıkartmak istercesine yerde ki laminat parkeye vurmuştu.

Ölüm öyle bir anda ortaya çıkıyordu ki, bazı hataları telafi etmek için artık çok geç der gibi insanın yakasını sımsıkı tutuyordu. İlk kez gözlerine bakarken ölümü görmüştü gözlerinde, her şeyden vazgeçmiş gibiydi.

Kırmıştı onu..

Öyle pişmandı ki yüzüne haykırdığı sözler içini kavuruyordu. Yanındayken yüzüne bakmıyordu oysa şimdi hasret kaldığı yüzü görmek için gözünü bile kırpmadan verirdi canını.

Öyle yorgundu ki göğsünde ki acı sanki bütün bedenini kilitlemişti. Halbuki birkaç saat öncesi dimdik duran omuzları şimdi yere değecek bir şekilde yaşlanmışçasına çökmüştü. Oturduğu yerden çivilenmiş gibiydi ayağa kalkacak gücü yoktu. Oldukça çaresiz hissediyordu, duyacağı herhangi bir kötü haberden korkarcasına kendisini zifiri karanlık bir odanın içine hapsetmişti saatlerce.

Aslıhan'a sarayda müdahale ediliyordu acil durumlarda yanlarında bulunan en iyi cerrahlar ve en iyi hastane ekipmanları hepsi özel tesis ediliyordu. O kadar hızla çok kan kaybetmişti ki iyi ki vaktinde önce müdahale edilmişti aldığı ağır yaralar hâlâ kritikti.

"Gerçek değişmez olması gerektiği gibidir"Arslan acele etmeden yavaşça bakışlarını çevirmişti. Ona donuk gözlerle bakan Sophie Erica duygularını dışarıya nasıl yansıtacağını hiç bilmiyordu oysa ki hissettikleri o kadar ağırdı ki zamanla yansıtmayı bırakmıştı. İnsan unuttuğu bir şeyi geri isteye bilir miydi?

Hayatı ne kadar dışardan kolay görünse de aslen hiç öyle olmamıştı. Kontrollü kalmalıydı eğer kontrolünü kaybederse öleceğini çok iyi biliyordu. Küçük bir hata ölüm demekti bunu küçük yaşta çok iyi öğrenmişti. Halası sürekli enselerindeydi bunu Alvilda'ya yansıtmamak için halasını kendisine yakın tutmuştu yıllarca. İlaçlarını almadığında bambaşka bir kadına dönüşüyordu, sanki içinde koca bir katil uyanmak için can atıyordu. Yemyeşil koyulaşmış gözlerinde şahit olmuştu o gece. Sadece alt kata inip kütüphaneden birkaç kitap alarak geri odasına çıkacaktı. Halası aniden kollundan tutup bir anda onu kendi odasına sürüklemişti zorla. İçerisi kapkaranlıktı korkusunu bastırmaya çalışmıştı halası elinde ki uzun saplı mektup açacağını deli gibi sallıyordu ona saplamak istercesine.

Hiç normal görünmüyordu.

Garipten sesler duyar gibiydi hali. İçinde ki nefret yanında ki yeğenini canını yakmasını emrediyordu. Taşıdığı soyaddan burada ki herkesten nefret ediyordu. Hiç düşünmeden Sophie Erica'ın omzuna uzun bir çizik atmıştı. Akan kan onu memnun ederken Sophie Erica kontrolü bir şekilde karşısında ki kadına bakıyordu sesini çıkartmadan. Canı yansa da bunu belli etmekten kaçınıyordu.

Ona yardım edecek kimi vardı ki?

Ekselansları kızını bu yüzden bu sarayda yıllarca hapis ediyordu küçüklüğünden gelen hastalığı ne boyutta ilerlemiş olsa da hiç kimse prenses Meta Louise'in hastalığını bilmemeliydi. Saray'a yıllarca hizmet eden çok başarılı ve güvenilir doktorlar dışında kimse hastalığını bilmiyordu.

Aşkına DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin