Herkez bir ata binip farklı yerlere gitti.Bende tek başıma kahverengi bir atla ormanın derinliklerine gittim.Aklıma babamın ölümü gelmişti nereye gittiğimi bilmeden bayağı bir uzağa gittik.Attan inip bir ağaca bağladım.
Oturup bir ağaca yaslandım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım takii bir el omzuma değene kadar...
-Ağlama
Bu koku evet evet bu koku Mete'nin kokusuydu.
Başım hâla eğik bir vaziyette
-Mete diye fısıldadım.
-Sen güçlü bir kızsın ağlama.
Göz yaşlarımı silip ayağa kaltım.
-Neden??
-Ne neden?
-Neden ben dedigim halde o cocugun sana dokunmasına izin verdin?
-Sadece belimden tuttu.
-Tamam kazanınca kucağına atladın.
Omuz silkip "o benim arkadaşım"dedim.
-Tamam o zaman sen bilirsin.
Ne demek istediğini anlamadım.
-Off bir daha olmayacak
Omuz silkti banane der gibi.
Ata binip ileri doğru giderken.
Onun da arkamdan geldiğini anladım.
Arkamdan gelmesini istemiyordum aslında içimdeki ses ona sarıl diyordu ama yapamıyordum.Kaçmaktan başka çarem yoktu.Atı hızlandırıp ilerlemeye başladım.Yine gözümden damlalar dökülüyordu ama bu sefer babam için değil Mete ve yaptıkları için.Bana soğuk davranıyordu.Fakat koruyorduda.
-Kahretsin anlamıyorum diye bağırdım.
Aslında inmeyecektim attan fakat düşene kadar.Nasılsa herşey aynanda olmuştu galiba.Yağmur yağmaya başladı.Bacağım acıyordu.Gözümle etrafı taradığımda bir Ahşap ev buldum.Ama dizlerim çok acıyordu.Başımı eğip su damlalarının beni ıslatmasına izin verdim.
-Azraa??
Başımı kaldırdığımda o kahve saçları ıslanmış vaziyette Mete'yi gördüm.
-Bacağım acıyor
Yanıma gelip çömeldi iki diziminde kanadığını gördü.
-Sen git Mete beni boşver
-Saçmalama
-Aptal nasıl yürüyeyim.
-Aptal sensin kucağıma alıcam.
Başımı tamam anlamında sallamamla beni o kaslı kollarının arasına alması bir oldu.Ahşap ev gittiğimizde kapısı açıktı.Beni içeriye kadar taşıyıp yere bıraktı.Işığı açtığımızda sadece küçük bir şöminesi olan iki oda bir mutfaklı boş bir evdi yerlerde sadece minder vardı.
-Mete ben üşüdüm.
-Napim?
Bir kerede şu ortamı bozmasan ölürmüsün.
-şömineyi yaksana.
-Off tamam deyip ayaklandı.
Odunlar şöminenin yanında duruyordu.
Şömineyi yaktığında karşısına sürünerek gecip oturdum.Mete'de yanıma geldi.
-Telefonda çekmiyor.
-Nee annemler merak ederse ?
-Burak'lar arar umarım.
-Şarkı açsana?
-Napcaksın?
-Aç hadi lütven
-Tamam deyip rastgele bir şarkı açtı.
Emre kaya Benimsin
......Sen bana aitsin benimsin bundan sonra
Bu işin başka bir yolu yada olmazı yok.....
Harika bir şarkıydı uykum gelince kafam yavaş yavaş Mete'nin omzuna düştü bir şey der zannettim demedi kafam Mete'nin omzunda karsımızda sömine inanılmaz bir şeydi.
Uyandığımda şömine sönmüş her yerim tutulmuştu.Ve Mete yanımda yoktu.Yerden destek alıp ayağa kalktım.Bacağım hafif ağrıyordu ama umursamadan Mete'yi arıyordum.Mutfağa gidince Mete ordaydı.Kahvaltı hazırlıyordu.
Yanına gidip
Mutlu bir sesle
-Günaydın
-Günaydın
Sessiz bir şekilde kahvaltımızı ettik.Ve ceketimi alıp dışarı çıktık.
-Eee nasıl eve gidicez?
-Bilmiyorum
Biraz yürüyüp bir at bulduk Mete bindi bende önüne bindim.
Mete'den beklenmedik tepkiler.
Bir eliyle belimi sarıp kafasını omzuma koydu.
-Benimde kurallarım var.
Kimsenin sana yavşamasına izin verme.
"Ve bana güven" diye fısıldadı.
Ben iki kuralıda yapıyordum.
Dünki ormana giriş bölümüne geldik attan inince Mete'nin yanağına küçük bir buse kondurdum.Gülümsedi.
Arabasının yanına gittik.
Eve geldiğimizde merdivenlere oturdum Ve Burak'ı aradım.
-Aloo Burak
-Kızım siz nerdesiniz?
-Biz ormanda kaybolduk şuan evedeyi.annemleri naptınız?Ben Mete'nin annesini aradım Mete bizde kalcak dedim aynı şekilde Öykü'de senin anneni aradı.
-Tamam
-İyimisiniz siz
-İyiyiz iyiz hadi bb
-Bb
Mete'ye Burak'ın dediği şeyleri anlattım.
-Tamam deyip yukarı çıktı bende arkasından çıkıp eve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Benimsin !
Novela JuvenilBeni kendine çekti.Üzerimde ki kırmızı elbiseye bir süre baktı.Sonra gözlerini gözlerimle buluşturup ; "Kırmızı aşkın rengi Sende benim aşksın,aşıksın,aşkımsın SADECE BENİMSİN"o büyülü sözleri söyledi.Ve alnıma sahiplenici bir öpücük bıraktı.