Binlerce yıldız. Hepsi sahte. Beton yapıların arasında kalmış, insan eliyle yapılmış hayali yıldızlar. Ve onlarca anı. Onlarcası daha. Ve daha da fazlası.
"Efendi Black, anneniz onlara eşlik etmenizi istiyor."
"Birazdan geleceğimi söyle Kreacher."
"Peki efendim."
Derin bir nefes alış. Yatağın gıcırtısı. Regulus Arcturus Black'in derin hüznüyle ve yorgunluğuyla kaplı odası.
"Seni seviyorum Beth." diye fısıldadı oğlan sahte muggle yıldızlarına. Gülümsedi hafifçe, odanın ışığını kapattı. Tüm her şey karanlığa gömüldü. Duvarındaki Voldemort'la ilgili topladığı bilgilerin yazılı olduğu yüzlerce gazete küpürü, Slytherin flaması, çerçevelenmiş birkaç fotoğraf ve tüm bir oda karanlığa gömüldü. Yatağının tavanındaki yıldızlar parladı yalnızca ve o yıldızların etrafını sardığı fotoğraf karesi.
Regulus odasından çıktı. Ailesinin yanına gitti. Boğucu ve sıkıcı mobilyalarla dizili odadaki tekli koltuklarda annesi ve babası oturuyordu. Babası kahvesini yudumluyor ve gelecek postasını okuyordu, annesi ise öylece onu bekliyor gibi görünüyordu. Regulus onlara katıldı. İkili koltuğa oturdu ve başını eğip parmaklarıyla oynamaya başladı.
İşte buydu, aile ortamları bundan ibaretti. En azından Sirius gittiğinden beri.
"Karanlıklar Lordu sana yeni bir görev verecek." dedi babası. Sesi boğuk ve soğuktu. Mesafeliydi, katıydı ve disiplinliydi. Sanki biraz bile sevgi oğlanı şımartabilirmiş gibi davranıyordu.
"Çuvallamassan iyi edersin. Her bir hareketinin bizi ve Black Hanedanı'nı temsil ettiğini unutma. Sen son Black varisisin."
Regulus hafifçe salladı başını, bir asker edasıyla. Babasının yüzüne bile bakmıyordu. Yıllardır bakmaktan her bir desenini ezberlediği halının tanıdık desenlerinde gezdiriyordu gözlerini sadece.
"Yine ortalıklardan kaybolma. Lord senden şüphelenmeye başlayacak. Son gidişinde tüm ölüm yiyenler bir hain olduğuna emindi." diye devam etti Orion. Öfke dolu olduğu ses tonundan belli oluyordu.
"Herkes Black'lerin ne denli dönek ve korkak olduğundan bahsedip durdu. Ne denli hain olduğumuzu fısıldaştılar. Senin onlara çalıştığına eminlerdi neredeyse. 'Büyük oğulları Sirius'tan sonra...' diye başlayan her bir cümlede ne denli rencide olduğumdan ve itibarımın ne denli zedelendiğinden haberin var mı? Bir daha böyle bir aptallık istemiyorum!"
Orion hiddetle ayaklandı ve Regulus'un hemen önünde durup oğlana doğru eğildi. Regulus korkuyla geriye çekildi. Oğlanın gözlerindeki korku ve nefesindeki düzensizlik Orion'u daha da tatmin etti ve gücün verdiği hazla devam etti. Parmağını oğlunun gözünün önünde tehditkarca salladı ve:
"Onlara edeceğin en ufak yardımdansa seni kendi ellerimle öldürmeyi tercih ederim. Anlıyor musun beni? Eğer ağabeyin gibi yoldan saparsan ölümün bu ellerden olur ve emin ol basit bir ölüm olmaz. Ayaklarıma kapanıp ölmeyi dileyene kadar süründürürüm seni Regulus, duydun mu beni! Abine benzer en ufak hatanda en ağır şekilde cezalandırılacaksın!" diye hiddetle ve yüksek sesle oğlanın göz ucundan tehditler savurdu.
Regulus yutkundu ve korkuyla gözlerini kapatıp hızla başını salladı. Orion oğlanın gözleri kapalıyken güç ve idare duygusunun hazzıyla gülümsedi ve hemen ardından hızla odadan ayrıldı. Regulus babasının adım sesleri uzaklaşana kadar açamadı gözlerini. Ancak annesi kolunu kavradığında korkuyla olduğu yerde sekti ve gözyaşlarıyla dolmuş gözlerini araladı.
"Kreacher'a söyledim, odana gidince yaralarına pansuman yapacak." dedi Walburga. Sesi ciddiydi ama öfke içermiyordu. Resmiyetti sadece. Regulus hafifçe başını salladı. Annesi odadan çıkıp gittiğinde dizlerini birleştirip kol dirseklerini dizlerine dayadı ve yüzünü ellerine gömüp hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı. Bir süre acı çekerek, sessiz sessiz, hıçkıra hıçkıra ağladı öylece. Sonunda gözyaşları tükendiğinde zorlukla ayaklanabildi. Odasına nasıl vardığını bile hatırlamıyordu. Kendisini yorgunca yatağa bıraktığında Kreacher masadaki bir iki yeni ilaçla birlikte Regulus'u bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionÖlü Bir Oğlan Çocuğu kitabımın devam kitabıdır. Önce onu okumanız bolca tavsiye edilir yoksa anlamazsınız. E tabii, yine de size kalmış. Alıntılar . . . . "Beni geride bırakmayacağına söz ver." . . . . "Ben artık dayanamıyorum, Jamie. Ben artık day...