"Ve işte burası da sizin odanız."
Lily gülümseyerek ufak odayı misafirlerine gösterirken alt kattan gelen bağırış ve kahkaha sesleri eşliğinde Elizabeth gülümsedi.
"Bir dakika, James nerede?" diye sordu Lily kaşları çatılı bir şekilde. Elizabeth önce Lily'e ardından da az önce çıktıkları merdivene baktı.
"Merlin!"
"Merlin!"
İkisi aynı anda mırıldandığında ufak bir şokla birbirlerine baktılar ve ardından gülüştüler.
"Gel, beylerin yanına geçelim." dedi Lily. Elizabeth hafifçe başını salladı. Odadan çıkıp salona geçtiler beraber. Elizabeth burayı Gryffindor ortak salonuna benzetmişti. Lily ve James anılarını ve aşklarını sonsuza dek oradaki gibi tutmak istemişlerdi ve salonlarını Gryffindor ortak salonu gibi tasarlamışlardı. Geniş kırmızı ve bordo renklerindeki koltuklar, odun ateşiyle ısınan bir şömine, çerçevelenmiş Hogwarts anı fotoğrafları... Elizabeth içine çektiği her bir nefeste sanki Gryffindor ortak salonunun kokusunu duyumsuyordu.
"Lily-çiçeğim!"
James Potter oturduğu geniş koltuktan kalktı ve Lily'nin yanına geldi. Eşine ufak bir öpücük verdikten sonra gözleri Elizabeth'e döndü.
"Selam çatlak." dedi ve elini kıza uzattı.
"Ben Çatalak, James Potter. Bu da Lily-çiçeğim. Lily Potter."
Lily Potter derkenki yüz ifadesi Elizabeth'i gülümsetti.
"Elizabeth Wodenback." diye mırıldandı.
"Bize katılsana Beth." dedi James. Üçü diğerlerinin de toplandığı koltuğun etrafına doluştular. Remus geniş koltukta oturuyordu, Sirius Remus'un dizine yatmış ve ayaklarını koltuğun diğer ucunda oturan Peter'ın kucağına uzatmıştı. James ve Lily yerdeki halıya oturmuşlardı yan yana. Elizabeth de diğer koltukta oturan diğer James'ın yanına oturmuştu.
"Sirius, misafirimiz var!" diye fısıldadı Lily. Elizabeth bunu duyduğunda sırıtışına engel olamadı. Sirius ise rahatını bozmadan:
"Ah, evet, kusura bakmayın." diye mırıldandı yattığı yerden.
"Hoş geldiniz demeyi unutmuşum, hoş geldiniz." dedi. Lily sinirle güldü. Kast ettiği şey düzgünce oturması gerektiğiydi ama Bay Black bunu göz ardı etmişti.
"Eeee bir şey soracağım ama kızmayın." dedi Peter. Herkesin bakışları ona çevrildi.
"İki James'ı nasıl ayırt edeceğiz acaba?" diye sordu. Potter olan sırıtarak:
"Tabi ki de bana Mükemmel James diyerek." dedi. Diğer James da sırıttı.
"Ve bana da Daha Mükemmel James diyerek." diye tamamladı. Sirius büyük bir kahkaha koparırken Remus hafifçe sırıtıyordu ve Potter huysuz bakışlarla Hangray'e bakıyordu.
"Hadi ama dostum, Potter asaleti denen bir şey var. Kimseyi kandırmayalım." dedi Potter. Lily misafirperver olması için uyarırcasına koluyla James'ın koluna vurdu ama James "Haksız mıyım yani, en mükemmel James benim!" diye fısıldadı. Ardından da "Senden sonra tabii Lily-çiçeğim." diye fısıldadı ve sırıttı. O sırada Hangray omuz silkti manidar bir ifadeyle.
"Ben başlı başına bir asaletim zaten Potter, Potter asaletine ihtiyacım yok." dedi. Elizabeth diziyle oğlanın dizine hızla vurunca kıza:
"Ne yani altta mı kalsaydım?" diye fısıldayarak kızdı. Sirius bundan eğlenir gibi doğruldu ve:
"Hadi ama beyler, ben varken tartışmanıza bile gerek yok. Işığıma bir bakın, ben Sirius Black'im!" dedi coşkuyla. Cümlesini bitirdiği gibi Remus onu kolundan çekip tekrar dizine yatırdı ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionÖlü Bir Oğlan Çocuğu kitabımın devam kitabıdır. Önce onu okumanız bolca tavsiye edilir yoksa anlamazsınız. E tabii, yine de size kalmış. Alıntılar . . . . "Beni geride bırakmayacağına söz ver." . . . . "Ben artık dayanamıyorum, Jamie. Ben artık day...