ᴍüʜüʀ

146 17 94
                                    

"O gün uyandığımda ikiniz de uyuyordunuz. Ben de mutfakta bir şeyler bulmak umuduyla mutfağa girdim. Bir süre o soğuk dolaba bakındım ve başımı kaldırdığımda akşam yemeği dönüşü gördüğüm, çitlerin arkasına saklanmış çocukla göz göze geldim. Bu çocuk aynı zamanda hamburgercideki çocuktu. Çocuk birden koşmaya başladı ve ben de onu takip ettim. Onu bir ara sokağa kadar kovaladım ve sonunda eski bir binaya girdi. O an emin oldum, o çocuk en başından beri bir ajandı. Binanın içindekiler de bunu doğruladı. Meğerse o çocuk beni sizin dünyanızın büyücülerine götürmüş ve onu kovalamamı bilerek sağlamış." dedi. Regulus'un son sözleriyle James doğruldu ve Beth ile Regulus da onunla aynı anda doğrulup oturdular.

"Bizim dünyamız?" diye sordu James. Regulus hafifçe başını salladı.

"Oradaki büyücüler bana her şeyi anlattı. Meğerki o gün, öleceğimi anladığımda kendimi başka bir evrene cisimlemişim. Bu büyücülerin yapabildiği bir şeymiş ama çok nadir görülüyormuş. Yani zaman değil, evren değiştirmişim." dedi. Elizabeth:

"Peki bizim evrenimizde nasıl hamburgerciye cisimlendin ve bizim evrenimizde nasıl büyücüler var?" diye sordu. Regulus bunu şöyle açıkladı:

"Uzay-zaman dokusu olayını biliyor musunuz? Uzay ve zaman aslında farklı şeyler değillerdir. Bu da onun gibi bir şey. Uzay-zaman-büyü dokusu diyebiliriz. Büyü bazı evrenlerde olup bazılarında olmayan bir şey değil, uzay-zaman dokusuyla bir. Sadece bu büyüyü kullanma yetkilerinin kimlere verildiği değişiyor. Mesela benim evrenimde bu soya dayanıyor ve büyü kanı olmayan mugglelar kullanamıyor. Sizin evreninizde ise muggle diye bir şey yok. İsteyen herkes yeteri kadar emek gösterip odaklanırsa büyüyü kullanabiliyor. Yani siz şuanda öğrenip üstüne yoğunlaşırsanız benim evrenimde de büyü yapabilirsiniz. Büyü tüm evrenlerde ortak olan bir şey, uzay ve zaman gibi."

O an taşlar yerine oturmuştu.

"O portal? O garip ayna?" diye sordu Elizabeth. Regulus derin bir nefes aldı.

"Asıl olay orada. O portalı ben açtım, yani sizin evreniniz ve benim evrenim arasındaki bir yırtık gibi bir şey. Ve ancak ben kapatabilirim. Buraya geldiğiniz gün o portalın sizin tam önünüzde açılmasının bir sebebi var. Çünkü o portal bana itaat ediyor. Muhtemelen size olan özlemim farkında bile olmadan portalla sizi çağırmama sebep oldu. O portal tamamen arzularıma göre hareket ediyor ve şekil alıyor, bunu engelleyemiyorum. İşin kötü yanı da bu işte." dedi. Stresten parmaklarıyla oynuyordu. Elizabeth bunu fark ettiğinde uzandı ve oğlanın elini tuttu.

"Sorun ne Regulus, onu sen kontrol etmiyor musun?" diye sordu sakin sesiyle. Regulus yutkunup başını salladı.

"Ediyorum ama ben bir ölüm yiyenim. Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen zayıflıklarımı biliyor, zihinimi okuyabiliyor ve beni isterse kontrol bile edebilir. Eğer evrenler arası geçişi öğrenirse bunu ne amaçla kullanacağını tahmin etmek bile tüylerimi ürpertiyor. İşte bu yüzden geri döndüğümde her şeyi Dumbledore'a anlattım. Sizin geleceğinizi bildiğimden değil, artık onun tarafında olmadığımdan. Şüphesiz hayranlık duyulacak kadar zeki ve güçlü bir büyücü ama engellenmezse olabilecekler..." dedi ve hafifçe duraksadı. Yutkunamıyordu resmen, boğazına bir yumru oturmuştu.

"Ona itaat ettim Beth. Onu zafere taşıyan basamakları bir bir düzen ölüm yiyenlerden biri oldum. Ve şimdi bunu düzeltmem lazım, beni anlamanız lazım." dedi Regulus. Elizabeth uzanıp oğlana sıkıca sarıldı.

"Anlıyorum, Reggy. Ve söz veriyorum sana, tüm bunları beraber çözeceğiz." dedi. Regulus bunu kast etmemişti. Sizi terk edip gittiğimde ve kendimi feda ettiğimde bana öfkelenmemelisiniz, demek istemişti. Kendimi neden feda ettiğimi ve sizden neden vazgeçtiğimi anlamalısınız, beni takip etmeye çalışmamalısınız. Bunu tek başıma yaptım ve sizi tehlikeye atmadan tek başıma çözmeliyim, demek istemişti.

Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin