ᴄʜᴀᴍᴘᴀɢɴᴇ ᴘʀᴏʙʟᴇᴍs

83 5 51
                                    

Regulus gözlerini aralarken huzursuzdu. Zindanlarda veya Lord'un hemen karşısında uyanacağına neredeyse emin olsa da sıcak bir yerde, üstünde bir örtüyle uyandı. Tekli bir koltukta oturur pozisyondaydı ve boynu tutulmuştu ama beklediğinden kat kat iyi durumdaydı. Hain ilan edileceğine ve öldürüleceğine eminken bu da neyin nesiydi?

"Sonunda Black."

Rabastan. Hemen yanındaki koltukta Rabastan'ı görünce gerilmesine güçlükle engel oldu. Nerede olduğunu anlamak için etrafına bakındı, Şüphesiz ki Malfoy Malikanesi'nin deri koltuklarıydı bunlar. Önündeki sehpada koca bir sürahide su ve yanındaki şöminede harıl harıl yanan yeşil ateşler vardı.

"Eh, şanslısın. Lucius Malfoy şimdilik kıçını kurtardı."

Regulus, Rabastan'ın cümlesindeki vurguyu o anlık göz ardı etti ve Malfoy kelimesine odaklandı. İyi de, bunu neden yapmıştı?

"Ah, uyanmışsın Regulus."

Duyduğu sesle düşünceli bakışları, henüz gelmiş olan adamın bastonuna ve hemen sonra gözlerine çevrildi. Bu Lucius'tu, olası en resmi haliyle karşısında dikiliyor ve Rabastan sanki yanlarında değilmişçesine doğrudan onu izliyordu.

"Bizi yalnız bırakır mısın Lestrange?"

Rabastan göz ardı edilmenin verdiği sinir bozukluğuyla Regulus'a tersleyen bir bakış atıp çıkmak için ayaklandı. Uzaklaşmadan önce duraksadı, Regulus'a dönüp sırıtarak:

"Kızı sorgulamak için seni beklerim." dedi ve Regulus'un soru sormasına fırsat vermeden odadan çıktı. Kız. Elizabeth. Regulus tekrardan gerilmeye ve korkmaya başladı. Sonra bunu Lucius'a belli etmenin iyi bir fikir olmadığı kararına varıp dikleşti, örtüsünü yanındaki koltuğa bıraktı ve Lucius'un karşısına oturmasını izledi.

Lucius asasını bırakıp ikisine de birer bardak su koyduktan sonra kendi bardağını eline aldı ve yudumladı. Sonrasında iç çekip:

"Baban." diyerek söze girdi.

"Seni bu işten sıyırmamı isteyen oydu. Aksi takdirde karşı tarafa yardım ettiğin haberini Rabastan Lord'a iletmiş olurdu."

"Senin kârın neydi?" diye sordu Regulus, Lucius duraksadı. Suyundan bir yudum daha aldı ve bardağını masaya bıraktı.

"Black soyunun son varisi olduğun için ne denli değerli olduğunu hiçbir zaman anlayamayacaksın, değil mi?" diye sordu söylenircesine. Regulus omuz silkti.

"Black soyunun umrunda bile olmadığını biliyorum Lucius. Babam sana ne teklif etti de 'karşı tarafa olan yardımımın' Lord'un kulağına ulaşmasına engel olmayı kabul ettin."

Lucius sessiz kaldı. Bastonunu dayadığı yerden alıp ayaklandı.

"Baban konusunda bol şanslar, umarım bu kez daha kısa sürer." dedi ve hemen sonrasından odadan çıktı. Onun çıkışıyla neredeyse aynı anda, sanki deminden beri dışarıda bekliyormuşçasına, Rabastan içeri girdi.

"Ah, seni bekliyordum Kaptan." diyerek ufak bir reverans yaptı ve çıkış kapısını işaret edip:

"Zindanlara gidene kadar sana her şeyi anlatabilirim." dedi. Regulus bir kez daha öfkesini tamamen yutmak zorunda kalmıştı.

••••••••••••

Elizabeth oturduğu yerde kendine sıkıca sarıldı. Soğuğun etkisiyle gelen ve dokularının her birinde hissettiği ufak bir titremeden sonra olduğu yerde büzüldü. Başını duvarlara yaslamamaya çalıştı, dedesi bir keresinde soğuk duvara başını yaslamaması konusunda onu uyarmıştı. Eh, böyle bir durumda ne kadar etkili olduğundan emin değildi ama yine de yaslamamanın en iyisi olduğunu düşündü. Yoldaşlık onlar için çoktan arama başlatmış olmalıydı. James'ın ne denli çok endişelenebileceğini düşününce hafifçe başını salladı kendini ikna etmeye çalışarak. En kısa sürede yardım gelecekti. 

Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin