Elizabeth son kez kemerini düzeltti aynadaki yansımasını izleyerek. Allıklarına baktı ve gülümsedi. Lily'nin mom jeansi üstüne tam oturmuştu ve Remus'un kıyafetleri arasından seçtiği kahve tonlarının karışımı olan kazağa bayılmıştı.
"Bana doğru dön de eyelinerını bitireyim kızım." dedi Lily. Elizabeth aynadan başını kıza çevirdi ve:
"Ah, evet." diye mırıldandı. Lily ona gülümsedi ve kızın eyelinerını çekmeye devam etti. Bir yandan da:
"Çok güzel oluyorsun." dedi. Elizabeth gülümsedi.
"Teşekkkürler Lils, gerçekten iyi bir insansın."
Lily de gülümsedi. Kalemi kızın gözünden çekti ve gururla şaheserine baktı.
"Regulus sana tekrar tekrar aşık olacak."
Elizabeth gözleri büyürken hafifçe yutkundu.
"Bana aşık olduğuna hâlâ inanamıyorum." diye mırıldandı. Lily kızın çenesini kavradı ve yüzünü kendine çevirdi.
"Nedenmiş o?" diye sordu kızın gözlerinin içine bakarak. Elizabeth kısa bir an duraksadı ve ardından gözlerini hafifçe yumup kısa bir nefes verdi.
"Ben... güzel değilim. Zeki de değilim. Tatlı, hiç değilim. Kemiklerini teninden sayabileceğin dümdüz bir kızım ben. Hatta dümdüz olacak kadar bile iyi değilim ki. Her şeyi berbat ederim, arkadaşlarımın benden nefret etmesine sebep olurum. Hep tökezler ve rezil olurum." dedi. Ardından gözlerini araladı ve kendini izleyen Lily'nin zümrüt yeşili gözlerine baktı. Mütevazı ama hüzün dolu bir gülümsemeye büründü dudakları.
"Ben bana aşık olmazdım Lily. Onun kadar güzel olsaydım bana aşık olmazdım." diye fısıldadı. Lily kısa bir an kısa bir nefes verdi ve ardından gülümsedi hafifçe, hüzün dolu bir gülümseyişti bu.
"Yedi yıl boyunca James'a karşılık vermememin sebeplerinden biri buydu." diye fısıldadı. Elizabeth'in dudaklarından belli belirsiz bir "Ne?" sözcüğü fırladı. Lily güzeldi; kızıl saçları, zümrüt yeşili gözleri, rengarenk tarzı, zekası ve özgüveniyle çok güzeldi. Elizabeth ise hiçti; kahverengi saçları, kahverengi gözleri, soluk tarzı, güvensizliği ve ağlak ruh haliyle çekilmez bir külkedisiydi. En azından Beth öyle düşünüyordu.
"Ben balık etli biriyim. Fazla bilmiş ve çalışkanım. Veya ineğim işte, her neyse. Fazla uyumluyum, fazla sakinim. Muggle doğumluyum hem. James ise tam tersim. Bir melez. Quidditch sayesinde oldukça fit biri ve yakışıklı da. Bu Hogwarts'taki çoğu kızın dikkatini çekerdi. İnek değil ama derslerden hep geçer, çoğu zaman nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde iyi notlarla. Fazlasıyla özgüvenli, sevecen, eğlenceli. Anlarsın ya, fazla çapulcu." dedi Lily. Çapulcu kelimesi dudaklarından çıktığı an gülümsedi.
"Onun bana gerçekten aşık olduğuna ihtimal vermedim hiç. Ya kızıl saçlarıma ya zümrüt yeşili gözlerime ya tarzıma ya zekama ya özgüvenime aşık olmuş olmalı diye düşündüm. Belki de Severus'u sinir etmek için benimle çıkmak istiyordur diye bile düşündüm. Olmazdı işte, onca hayranı olan böylesine bir oğlan beni ben olduğum için sevmezdi. Anlarsın ya, o zamanlar fazla mantıksaldım sanırım." dedi. Elizabeth hafifçe gülümsedi. Lily Potter'dan James Potter'ı dinliyordu ve bu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi.
"Sen de öyle düşünüyorsun ama senin de benim gibi farkında olmadığın bir şey var. Onlar Beth, James ve Regulus, o kadar güzel kalpli insanlar ki bizi böyle sebeplerden sevecek kadar aptal değiller. Sen farkında değilsin ama Regulus'un sana olan sevgisi senin ona olan sevginin bir yansıması. Nasıl oldu, birlikte ne kadar zaman geçirdiniz, nerede tanıştınız; hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim tek şey Dumbledore'un seni korumamızı söylediği ve Regulus'un sana aşık olduğu. Ve Beth, Regulus'u hiç Dumbledore'la konuştuğu o ilk günkü kadar harap olmuş ve seninle çıkageldiği günkü kadar mutlu görmemiştim. Sen, onun hayatında bir şeyleri değiştirdin. O abisinden yardım isteyecek biri hiç değildi ama söz konusu sen olunca bunu umursamadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionÖlü Bir Oğlan Çocuğu kitabımın devam kitabıdır. Önce onu okumanız bolca tavsiye edilir yoksa anlamazsınız. E tabii, yine de size kalmış. Alıntılar . . . . "Beni geride bırakmayacağına söz ver." . . . . "Ben artık dayanamıyorum, Jamie. Ben artık day...