Dikkat, bu bölüm hassas veya küçük yaştaki okurlar için psikolojik anlamda olumsuz olabilecek sahnelere sahip! Bölümün işaretli kısmından sonrasının okunmaması akışı bütünüyle bozmaz, kötü etkilenebilecek okurların o kısımdan sonra okumamasını rica ediyorum.
James'ın fıstık yeşili evine geldiklerinde koşturarak içeri girdiler. Regulus henüz ayakkabısını çıkarıyorken James ve Elizabeth üst kata kadar yarıştı. Elizabeth oğlanı merdivende kıstırdığı için odaya ilk ulaşan olmak üzereydi ama son anda James kapı eşiğinde kızı tutup geri çekmiş ve kahkahalarla kendini yatağına atarken odaya ulaşan ilk kişi olmayı başarmıştı. Elizabeth ise:
"Hile var!" diyerek gardırobu açıp üçü için kıyafetler çıkarmaya başladı. Sonunda Regulus, çekingen bir tavırla kapı eşiğinde göründü. Bir süre merakla James'ın fotoğraflarla bezeli duvarına bakındı. James'ın yatakta uzanırken kendini izlediğinin farkında bile olmadan adımlayıp duvarın önünde durdu. O kadar çok fotoğraf vardı ki sayamadı bile ama aralarından biri çabucak gözüne çarpmıştı. Bu kendine ait bir fotoğraftı. James'ın odasındaki lambayı değiştiriyormuş gibi görünüyordu. Her yer karanlıktı, flaş ışığında görünen tek şeyse yatağın üzerinde dikilmiş ensesini kaşıyarak lambaya bakan Regulus'tu. Tarih yaza aitti, ağustos ayına.
"Ah."
Eli diğer fotoğraflar üzerinde gezinirken bir diğerini buldu, üçünün de olduğu bir fotoğrafı. Üzerine kalemle sonradan çizilmiş yıldızlar, kalp ve bir çiçeğin ve hatta bir güneşin olduğu bir fotoğrafı. İşaret parmağı kendi el yazısı üzerinde gezindi.
Güneşi Bekleyen Üç Kayıp Ruh
İç çekip geri çekildi ve duvardan tamamen uzaklaştı. Arkasını döndüğünde Elizabeth'in elinde kıyafetlerle kendini izlediğini fark etti. Nazik bir tebessümle kızın elindeki kıyafetleri aldı. Elizabeth diğer odada giyinmek için çıkarken kızın gidişini izledi. Sonunda kapı kapandığında gözleri giyinmeye başlamış olan James'a çevrildi.
"Onu... hoş gör lütfen." dedi James pantolonunu giyinirken. Regulus hafifçe başını sallayıp önce üstünü sonra da kendisi için verilen kahverengi gömleği giyip düğmelerini bağlamadan önce ıslak olan pantolonunu çıkardı.
Sonunda giyindiğinde gömleğinin düğmelerini iliklerken boy aynasında kendisine bakınmaya başladı. Genç kız onun için kahverengi bir gömlek ve krem tonlarında bir pantolon seçmişti. Ve siyah, süslü bir kemer.
"İlk gelişinde sana bol kıyafetler verdiğim için hip hopçu gibi görünüyordun."
Aynadan arkasında durup gülerek bakan James'ı gördü ve gülümsedi.
"El senin tarzını gerçekten biliyor, şimdi tekrardan dedeler gibi görünüyorsun."
Regulus son düğmeyi düğmelerken:
"Sen de evsiz gibi görünüyorsun." deyip dudak büzdü. James yırtık pantolonunu ve yarasa kollu siyah oversize üstünü işaret etti.
"Çuvala benziyor değil mi?" diye sordu sırıtarak. Regulus'un dudağının kenarı yavaşça kıvrıldı ve:
"Evet, çuval gibi." diye onayladı. James'ın sırıtışı büyüdü.
"Bu dedemin kullanacağı türden bir benzetme." dedi. Regulus'un kaşları hafifçe çatıldı ve arkasını dönüp:
"Teknik olarak aynı yaşlardayız!" dedi. James omuz silkip:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionÖlü Bir Oğlan Çocuğu kitabımın devam kitabıdır. Önce onu okumanız bolca tavsiye edilir yoksa anlamazsınız. E tabii, yine de size kalmış. Alıntılar . . . . "Beni geride bırakmayacağına söz ver." . . . . "Ben artık dayanamıyorum, Jamie. Ben artık day...