"Riggle."
"Ha?"
Elizabeth ayaklanıp Regulus'un penceresine doğru ilerledi. James ve Regulus merakla kendini izlerken pencereden çıkıp ellerini silkeledi ve:
"Onu bulmalıyım." diye mırıldandı. Regulus kızın peşinden pencereye gelip:
"Kimi?" diye sordu. James Regulus'u pencereden çekip kızın yanına indi ve:
"Nerede ki?" diye ekledi. Elizabeth omuz silkti.
"Bilmiyorum."
Regulus da pencereden indi ve anlamamış bir ifadeyle:
"Nasıl bulacaksın o halde?" diye sordu. Elizabeth bir an için duraksadıktan sonra:
"O bizi bulacak." diyerek Regulus'u tutup çekiştirmeye başladı. Regulus çekiştirilirken James'la göz göze geldi. James dudak büzüp omuz silkince Regulus da pes eden bir nefes verip kızı takip etmeye başladı. Elizabeth bir süre boyunca onları ıssız bir sokak arasına kadar çekiştirdi ve ardından Regulus'a dönüp:
"Bizi mağaraya cisimle." dedi. Regulus hafif aralık dudaklarıyla:
"Ne?" diye mırıldandığında genç kız:
"Mağara." diye tekrarladı. Regulus rahatsız olmuş bir şekilde başını iki yana salladı.
"Neden o aptal yere dönelim ki?"
"Çünkü portalı açmana ihtiyacım var."
"Ne?"
Bu kez araya giren James'tı. Elizabeth oflayarak James'a döndü.
"Bak, bir anomali yaparsak ki bunu portal oluşturarak yapabiliriz, Riggle bizi gelip kendi bulur. O zaman dünyamıza portalla döneriz ve Regulus'a kendi evrenimizi gösterebiliriz. Belki o zaman her şeyi anımsaması daha kolay olur, ha?"
James plan aklına yatmış gibi başıyla kızı onayladı ama Regulus hâlâ huzursuz görünüyordu.
"Gerçekten, bunu yapmamıza gerek-"
"Regulus."
Elizabeth'in neredeyse yalvaran bakışlarını görünce oğlan sustu. Umutsuzca başını sağa ve sola salladı ve ikisinin de ellerini tutup cisimlendi. Buna umudu yoktu, her şeyi hatırlayabilmesi olanaksızdı. Üstelik her şeyi bilmesine rağmen hâlâ hiçbir şey hissetmiyordu değil mi? Bunun işe yaramayacağı barizdi, onlarla olan hikayesi çoktan bitmişti. Ama yine de Elizabeth'i kırmak istemedi, her ne kadar karşısına çıkan garip bir kızdan farklı olmasa da Regulus karşısına çıkan garip bir kızı reddetme konusunda da oldukça kötüydü.
"Reggy."
James'ın seslenişiyle Regulus düşüncelerinden sıyrıldı ve başını hafifçe sallayarak kafasını dağıtmaya başladı. Elizabeth çoktan mağaraya girmişti bile.
"İstemiyorsan yapmak zorunda değilsin." dedi James.
"Biliyorum, Elizabeth biraz inatçı ama... sen bizim için her şeyden daha önemlisin ve istemezsen anlarım. Onu ikna edebilirim."
Regulus ciddi olup olmadığını anlamak için biraz duraksadı, ardından tamamen nezaket usulü bir gülümsemeyle başını iki yana salladı.
"Önemi yok."
James'ın yanında geçip o da mağaraya girdi. James'ın bir süre boyunca dışarıda durduğunu fark etti ama kararından dönmek yerine yürümeye devam etti. Soğuğun onu korkutmasına izin vermek istemedi, burnunu kızartacak kadar soğuk olan havayı ciğerlerine çekip en büyük kabusuna doğru yürüdü onun yerine. Hiçbir şeyi hatırlamasa da buranın kendine hissettirdiği rahatsızlığı hatırlıyordu. O portaldan son seferindeki geçişinden geriye kalan son şey korku ve acı hisleriydi. Hiçbir şey yoktu, sadece korkunç bir kabusun damakta kalan ve insanı nefes nefese bırakan tırmalayıcılığı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evrenin Aynası (𝓡.𝓐.𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionÖlü Bir Oğlan Çocuğu kitabımın devam kitabıdır. Önce onu okumanız bolca tavsiye edilir yoksa anlamazsınız. E tabii, yine de size kalmış. Alıntılar . . . . "Beni geride bırakmayacağına söz ver." . . . . "Ben artık dayanamıyorum, Jamie. Ben artık day...