Bugün Jisung'un okulda ilk günüydü. Heyecanlanmaktan daha çok tedirgindi aslında. Çünkü buraya yeni gelmişti. Herşey bir başlangıçtı onun için...
Evi okula çokta uzak değildi o yüzden yürüyerek gidecekti. Annesi ne kadar "Ben götüreyim" diye ısrar etsede kendisi gidecekti. Küçük çocuk değildi artık...
Bluetooth kulaklıklarını kutusundan çıkarıp kulağına taktı. Ardından telefonunu cebinden çıkardı. Ve en sevdiği şarkıyı açtı. Şarkı tamamen rap odaklıydı. Jisung rap e bayılıyordu çünkü. Ama pop vb. dinlemeyide severdi.
Hatta yazdığı bir kaç rap bile vardı. Şarkı sözü yazmaya bayılıyordu kendisi.
Okula vardığında kulaklıklarını geri kutusuna koydu. Telefonu ise çantasına attı. Telefon ders saatleri dışında yasak değildi.
Sınıfını bulunca sınıfa girdi. Öğretmen sınıftaydı. Halbuki bir 5 dk falan vardı zilin çalmasına.
"Gel bakalım buraya" dedi öğretmen ona gülümseyerek.
Komuta uyarak öğretmenim yanına gitti. Öğretmen bir kolunu Jisung'un omzuna attı. Ardından sınıfa döndü.
"Evet çocuklarr~ . Bu yeni sınıf arkadaşınız. -Jisung'a dönerek- Kendini tanıt bakalım."
Sınıfa dönüp kendini kısaca tanıttı.
" Merhaba. Ben Han Jisung. Buraya Malezya'dan geldim. Ve 17 yaşındayım."
Ardından hocaya döndü.
"Memnun oldum Jisung. Bende sınıf öğretmenin aynı zamanda matematik öğretmenin Kim Jisoo. "
Ardından Bayan Jisoo sınıfa göz gezdirdi. Tek boş yer Minho'nun yanıydı.
"Pekala o zaman Minho'nun yanına geç bakalım." deyip Minho'yu işaret etti.
Normalde kafasını kitaptan asla kaldırmayan Minho, hocanın dediğini duyunca yeni gelen çocuğa baktı. Biraz süzdükten sonra umursamadan kitabına döndü. Onunda herkes gibi olacağına emindi.
Jisung, Minho'yu rahatsız etmemek adına yavaşça sıraya oturdu. Ve defter ile kitabını çıkardı.
......
Teneffüs çalmıştı. Herkes tanışmak için Jisung'un orda toplanmıştı.
"Hoşgeldin Jisung! Ama Minho'nun yanında oturman büyük şanssızlık oldu maalesef." dedi bir kız.
Diğerleride az çok aynı şeyleri söylemeye başlamıştı. Jisung ise yanında oturan Minho'ya döndü. Gayet normal birine benziyordu. Onu neden bu kadar kötülüyorlardı anlam veremiyordu.
.....
Jisung'dan
Öğle arası vakti gelmişti. Yemekhaneye gitmek istemiyordum. O yüzden evde annemin hazırladığı sandviçi çıkarıp yemeye başladım.
Sandviç bitince poşeti çöpe attım. Ardından sırama geri geldim. Minho ile konuşmak istiyordum ama cesaret edemiyordum.
Biraz düşündükten sonra ilk adımı atmaya karar verdim. Ve ona döndüm.
"Merhaba. Ben Han Jisung"
Kitabından kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzünü o an net bir şekilde görebilmiştim. Kusursuz bir yüzü vardı....
"Bende Lee Minho."
Aynen böyle deyip kesip atmış ve kitabına dönmüştü.
Han Jisung hemen pes etmez maalesef Minho-sshi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•You Never Know • (MinSung) ¹
Fanfiction~Beni yargılamak bana inanmaktan daha kolay. Çünkü herkes görmek istediğini görür~ Duygusuz ve ezik olarak bilinen Minho.... Kimse içinde nasıl fırtınalar koptuğunu bilmezdi. Kimse içinin kan ağladığını görmedi. Onun yerine ona "duygusuz ve ezik" d...