•Jisung'dan•
(Not: Önceki bölümün devamıdır.)
Bu sefer dersimiz Tarih'ti. Yani Jennie hocanın dersiydi.
Jennie hoca sınıfa girdiği anda hepimiz ayağa kalkıp selamlaşmış ve tekrar yerimize oturmuştuk.
"Evet çocuklarr~. Derse geçmeden önce ödevinizi vericem." dedi neşeli bir sesle.
"Ne ödevi?" diye sordu Kangdae. Ne ara dersle ilgilenmeye başlamıştı bu çocuk?
"Açıklayayım hemen. Ülkemizdeki herhangi bir tarihî eserin maketini yapmanızı istiyorum."
Bunu duyan herkes "yapamayız hocam" diye nazlanmaya başlamıştı. Tamam kolay değildi ama abartılacak kadar zorda değildi.
"Sessiz olun lütfen! Mimar olmadığınızı bende biliyorum. Zaten sizden mükemmel birşeyde beklemiyorum. Sadece"maket" istiyorum. Ona göre sözlü notlarınızı vericem. Ama bunu tek yapamayacağınız için takımlara ayrılmanıza karar verdim. Herkes tahtaya çıksın bakalım!" dedi.
Hepimiz tahtaya çıkmış komutunu bekliyorduk. Gerçi benim aklım hala Minho'daydı. Evet ben birşey yapmamıştım belki ama yinede ne bileyim....
"Şimdi herkes tek tek takım arkadaşını seçsin bakalım. Ama sırayla. Ve sadece bir kişi seçeceksiniz. Anlaşıldı mı? "
Hepimiz evet anlamında kafa salladıktan sonra Yuna'dan başlayarak tek tek herkes kendine birini seçmişti.
Şuanlık beni seçen yoktu. Felix ise Seungmin'i seçmişti.
Herkes parterini seçmiş geriye 4 kişi kalmıştık. Minho, ben, Hyunjin ve Yeji kalmıştık. Benim dışında sınıfta Minho hyunga insan gibi davranan yoktu maalesef. Gerçi bizimkilerde pek birşey yapmıyorlardi. Ama bugün işler değişti...
"Pekalaa. Jisung sıra sende seç bakalım."
Açıkçası Yeji'yi çoktan elemiştim gözümde. Yanlış anlaşılmasın kötü bir kız değil ama Hyunjin ve Minho hyung zaten seçimi iyice zorlaştırıyordu.
Önce Minho hyunga baktım. Gözleri parlamış bir şekilde bana bakıyordu. Ardından Hyunjin'e döndüm. O da aynıydı. Biraz düşündükten sonra kararımı vermiştim.
"Minho hyung."
Söylediğim cevap ile tüm sınıfın şaşırmıştı. Hyunjin ise bana nefretle bakıyordu. Üzgünüm Hyunjin ama bugün çizgiyi aştın.
Gözlerimi Hyunjin'den çekip Minho hyunga baktım. Gözlerindeki mutluluğu görebiliyordum. Niye sevindiğini bilmiyorum ama mutlu olmasına sevindim.
Jennie hoca ise Yeji ve Hyunjin'e döndü.
"Geriye ise ikiniz kalıyorsunuz. Hadi bakalım yerinize"
Dördümüzde yerimize geçmiştik. Nasıl bir şanstır ki Hyunjin benim oturduğum sıranın hemen yanında oturuyordu. Tüm ders boyu gözü bendeydi. Sorun şu ki gözleri nefret doluydu. Bu ise beni korkutuyordu.
Zil çalmıştı. Öğle arasına girmiştik.
Hyunjin ise yanıma gelmiş ellerini beline koymuş ve konuşmaya başlamıştı.
"Ben değilde o ha? Öyle olsun Han Jisung. Arkadaşlığımız tam olarak burda bitti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•You Never Know • (MinSung) ¹
Fanfiction~Beni yargılamak bana inanmaktan daha kolay. Çünkü herkes görmek istediğini görür~ Duygusuz ve ezik olarak bilinen Minho.... Kimse içinde nasıl fırtınalar koptuğunu bilmezdi. Kimse içinin kan ağladığını görmedi. Onun yerine ona "duygusuz ve ezik" d...