23 "Küçük Bir Tartışma",

224 30 8
                                    

__________

•Jisung'dan•

O gün olan olaydan sonra Minho hyung daha kimse ile konuşmadı. Hatta biz zorlamasaydık yemek bile yemeyecekti. Ama anlamıyorum, neden?

Tamam Kangdae zorbalık falan yaptı. Ama ben ilk geldiğim günden beri böyle şeyler söylüyordu ona. O zamanlar böyle tepki vermemişti. Şimdi değişen neydi ki? Cidden bazen onu hiç anlayamıyorum...

Ve dikkatimi çeken birşey daha oldu. Bizim sınıfın neredeyse hepsi kamptaydı. Ama Jisoo hocanın gözü hep Minho'nun üstündeydi. Bizimle de ilgineniyordu ama ona karşı farklıydı...

Mesela ilaç kullandığını, hangi yemekleri sevip sevmediğini çok iyi biliyordu. Ama yakın arkadaşları olarak biz bunları bilmiyoruz.  Ve bu hâliyle aklıma bir sürü soru getiriyordu. Annesi olduğunu bile düşünmüştüm... Ama soyadları farklıydı.

Ha, bu arada kamptan bugün dönmüştük. Eğlenmiş miydim? Evet ama çok da değil.

Birazdan'da Felix ile buluşucaktık parkta. Buluşma nedenimiz ne mi? Korece çalışmak... Bu çocuk beni salmıyorr. Tamam öğrenmem lazım ama her gün olmaz ki. Utanmasa kampta da çalışacaktık. Tanrıya şükürler olsun ki utanç duygusu var.

.......

"Ooo küçük sincap. Fazla erken geldiniz." demişti alayla. Alt tarafı 20 dakikacık geç kalmıştım halbuki...

"Sanada merhabalar küçük civciv."

"O zaman kaldığımız yerden devam ediyoruz." dedi heyecanla. Eh tabi kendisi bildiği için rahat.

"Başlamadan önce birşey sorucam. Yazmayı ne zaman öğrenicem?"

Bunun üzerine elini kafasına götürüp saçlarını karıştırmaya başladı.

"Ah şey... Bilemiyorum. Alfabeyi biliyor musun?"

"Hayır."

"İkisini bir arada götürebilir miyiz ki? Sonuçta derste çalışmamız gerekiyor." Haklıydı. Ona yeteri kadar yük olmuştum zaten.

"Sorun değil. Kendi başıma halledebilirim sanırsam. Hem bana fazlasıyla yardım ettin. Şu an bu şekilde konuşabilmemin nedeni sensin Lixie. Teşekkürler her şey için."

Kolunu omzuma attı"Eyh, ne demek? Aslına bakarsan senin sayende bende pratik yapmış oluyorum. Sonuçta bende hala çok iyi bilmiyorum. Sadece senden daha iyi biliyorum o kadar." dedi.

Onlara sahip olduğum için gerçekten çok şanslıyım.
Malezya'ya dönmek istememin sebebi tek orda doğup büyümem değil, arkadaşlarımdı. Onlarla da artık görüşmüyoruz. Çünkü buraya geldiğimden beri soran kimse olmadı. Ben bizimkiler ile gayet mutluyum. Beni sevdiklerini hissedebiliyorum en azından.

Özellikle içlerinden minnettar olduğum kişi Felix.

____________________

"Hyung!" Uzun zaman sonra Lee know hyungun yanına gelmiştim. Onu özlediğimi farkettim...

Yanına gelmeme nedenim onu meydanda bulamamdı aslında.

Anlam veremediğim bir şekilde üzgün görünüyordu. Sesimi duymamıştı.

Kolumu omzuna atıp tekrar konuştum.

"İyi misin?"

"Hah?"

"İyi misin? Üzgün gözüküyorsun." diyerek kendimi açıkladım.

"İ-iyiyim. Üzgün de değilim." diyerek cevapladı. Ardından gitarına döndü. Yüzüme bakmıyordu.

•You Never Know • (MinSung) ¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin