__________________
•Minho'dan•
Hazırlansam iyi olacak. Jisung'un yanına gitmem gerekiyor çünkü.
O olaydan sonra her gün onun yanına gidiyordum. Gelmemi isteyen oydu aslında. Okula gelmediği için özlüyordum onu. O yüzden gitmem iyi oluyor diyebilirim.
..........
"Miniğim nasılmış bakalım?"
"Daha iyi." diyce cevapladı beni. Sesi ilk güne nazaran biraz daha iyiydi en azından.
Kollarımı her zaman ki gibi onun bedenine sarmıştım. Bugün okuldayken farkettim, Jisung olmadığında onu özlememin yanı sıra onun kokusunuda özlüyordum. Kokusu beni sakinleştiriyordu. Belki de uyumayı çok da sevmeyen benin, Jisung'un yanına gelince direk uyumasının nedeni buydu. Bildiğiniz o parfüm kokularına hiç benzemiyordu. Ona has bir kokusu vardı. Tarif edilemeyecek kadar güzeldi...
Her neyse asıl konuya dönelim şimdi.
"Miniğim, sana birşey sorabilir miyim?"
"Hmhm"
"Bana o gün ne olduğunu anlatabilir misin?" Belki hatırlaması onun için kötü olacaktı ama bilmemiz gerekiyordu.
Sorduğum soru onu korkutmuştu.
"O-o g-gü-gün." Vücudu hafiften titremeye başlamıştı. Onu yatıştırmak adına başını okşamaya başlamıştım.
"Sorun yok miniğim. Artık sana kimse birşey yapamaz. Hadi anlat."
Bunları duymak birazda olsa rahatlatmıştı onu. Ardından bana olanları anlatmaya başladı.
"Tuvaletten çıktıktan sonra sizin yanınıza gelecektim. Merdivenlerden aşağı indim. Tam o sırada biri kolumdan tutup beni köşeye çekti. " Buraya kadar herşey normal giderken vücudu tekrar titremeye başladı.
"S-sonra da işte bunları yaptı." diyip önce boynunu. Ardından önceden görmediğim köprücük kemiğinin üstündeki izi gösterdi.
Kim bilir nasıl korkmuştu? Daha ayrıntılı soracaktım aslında ama şimdilik sormamak en iyisi.
"Peki onu tanıyor muydun?" Tek sorduğum şey buydu.
"Ha-hayır." O zaman bu sefer Kangdae'yi suçlamamam gerekiyordu.
"Anladım."
...............
Gözlerimi açtığımda Jisung ile sarmaş dolaş uyuduğumuzu görmüştüm. İlk zamanlar bu görüntü tufanıma gitsede şimdi alışkındım.
Uyanmanmamım sebebi telefonumun çalmasıydı.
Felix görüntülü arıyordu. Saçımın dağınık olduğundan emindim ama umrumda değildi. Hafiften oturur pozisyona geldim. Sonra Jisung'un kafasını göğsüme yerleştirdim.
Telefonu açtığımda tek Felix olmadığını gördüm. Hepsi beraberdi.
"Çok yakışıklı görünüyorsun hyung (!)" Hyunjin'i öldürmemem için bir sebep istiyorum şu anda. Belki kimseyi dövemezdim ama eğer bu kişi Hyunjin ise onu mahfedebilirdim.
"Bir sus be. Konumuz Minho hyung değil." diye çıkışmıştı Changbin.
"O zaman neden beni aradınız ki?" Haksız mıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•You Never Know • (MinSung) ¹
Fanfiction~Beni yargılamak bana inanmaktan daha kolay. Çünkü herkes görmek istediğini görür~ Duygusuz ve ezik olarak bilinen Minho.... Kimse içinde nasıl fırtınalar koptuğunu bilmezdi. Kimse içinin kan ağladığını görmedi. Onun yerine ona "duygusuz ve ezik" d...