Bir kızın kaderi annesininkine benzermiş. Benim kaderim anneminkine ne kadar benzedi bilmiyorum ama şunu çok iyi biliyorum ki ben hayata 1-0 yenik başlamış ve babasının prensesi olamamış bir kızım.
Her kız çocuğunun ilk aşkı babası olmalıydı. Babaları kız çocuklarının başına ne gelirse gelsin arkasında dağ gibi durmalıydı.
Ben bu şansımı elimde olmayan sebepler yüzünden kaybettim hem de arkamda dağ gibi durması gereken insanlar sayesinde.
O sıcacık aile ortamını tanımamış, düştüğünde dizindeki yaralar temizlenmemiş, saçları hiç okşanmamış ve daha nice sayamayacağım güzel anıları yaşayamamış biri olarak ben kim miyim?
Ben Tamay namı değer Asmin ve... karmaşık hikayem galiba şimdi başlıyor...
Hayatımla ilgili bilmediğim çok şey varken bildiğim tek şey beni annemin beni terk etmesi ve babamın beni yetimhaneye bırakmasıydı.
Evet; acıydı ama gerçekti bir biberon ve ailem tarafından çıkarılan bir kimliğimle ortada kalmıştım.
Onlardan nefret ediyor muyum? Aslında hayır tanımadığım insanlardan nasıl nefret edebilirim ki. Sadece içimde bir yerde küçük bir acı var hiç bitmeyecek, geçmeyecek derin bir acı...
Hayattan hala bir umudum var mı? Aslında bunun cevabı çok basit evet hala bir umudum var.
Ne de olsa hayat benim hayatım, benim düzenim ve benim kurallarım henüz her şey bitmiş değil.
Belki de hayata bu kadar kötü başlamama neden olan insanlara teşekkür bile edebilirim. Onların sorumsuzluğu sayesinde şuan çok iyi bir kariyerim ve çok iyi giden bir hayatım var, istediğim her şeye sahibim ve bu benim tek başına sırtladığım başarım.
Ve bugün benim yeni hayatım ilk günü.
Geçmişte aldığım kararların üzerini silerek yeni bir sayfa açtım ve bu beyaz sayfayı güzel değerlendirmek istiyorum.
Bir anda çocukluğumun geçtiği o mükemmel yeşilliği geride bırakıp çok farklı bir ülkeye göç ettim.
Orada her şey çok güzelken daha fazla dayanamayarak maviliğin içinde buldum kendimi.
Yeni bir şehir, yeni ev ve en güzelinden tertemiz bir sayfa... İzmir'e çocukluk arkadaşım Helin ile birlikte gelmiştik yeni hayatımızı birlikte kuracaktık ve bunun için fazlasıyla heyecanlıydık.
Bu tatlı heyecanın can alıcı noktası vardı o da evi temizleyip yerleşmek. Tatlı yorgunluktu belki de ama bu zımbırtısı asla bitmiyordu ve tek güzel tarafı her şey istediğimiz gibi olmasıydı.
Tam hayalimizdeki gibi...Evin son düzenlemelerini de yaptıktan sonra Helin bir koltuğa ben diğer koltuğa yığıldık.
Her yerim o kadar ağrıyordu ki o an karar verdim bir daha böyle bir maceraya asla atılmak istemiyordum.
Artık yeni evim burasıydı, yeni hayatım...
İlerleyen zamanlarda ne olur bilinmez tabi ki ama bildiğim tek bir şey var seçimlerimiz kaderimizi etkilediği.Ve istediğim tek bir şey var geçmiş seçimlerimin şu an ki düzenimi bozmaması.
Türkiye'ye dönmüş olsam da yurt dışı bazlı çalışacaktım. Yurt dışından özel işler alıyor ve birçok yerle de anlaşmaları hala devam ediyordu.
Yarın buradaki işimde ilk günümdü, yorgundum ve sabahın ilk ışıklarında çıkmam gerekiyordu çünkü işe gitmeden önce bir toplantım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...