Bölüm 13

235 11 2
                                    

BARLAS’TAN:

    Pera’yı parka götürüp Pusat’a emanet ederek Tamay’ın yanına gitmek için yola koyuldum. Gelinlikçiye yakın bir yerde Tamay’a mesaj atarak gideceğime dair bilgilendirdim. Tamay için kalabalıktan uzak sakin bir yerde gelinlikçi bulmuştum.

   Onun peşine adam takmak hem çok dikkat çekici hem de onu rahatsız edeceği için böyle bir yöntem buldum. Her şey yolunda olsa da ipleri elimde tutmalıydım. En küçük dikkatsizlik hepimiz için tehlikeli olabilirdi ki bunu istemezdim.

   Gelinlikçinin önüne gelip arabayı park ederek içeriye girdim. Etrafa göz gezdirdiğimde içerinin fazla sessiz olması beni kıllandırırken içeriye doğru adım attım. Her adımda içime bir şüphe düşerken içerde kimse yoktu.

   Başımdan aşağı kaynar sular dökülürken hızla kabinin içine girdim Tamay’ın eşyalarının burada olması dikkatimi çekerken Beril Hanımın ortalarda olmaması dikkatimi daha çok çekti. Kabinden çıkıp etrafa bakındığımda güvenlik kameralarını görerek bilgisayara yöneldim.

   Kamera görüntülerini açtığımda bugüne dair kayıtların silindiğini görmemle sinirim daha da katlandı. Yüzümü sıvazlarken yerdeki şey dikkatimi çekti ayağa kalkıp o yöne gittim yere çömelerek parçayı elime aldım. Bu bir gelinlik parçasıydı ve yırtılmıştı parçayı elimde tutup ayağa kalktım şu an bir oyunun içindeydim ve işler fazla karışıktı.

   Tamay’ın eşyalarını almak için kabine tekrar döndüğümde kapının kenarındaki kanla olduğum yerde kala kaldım. Gözüm yerdeki vazoya değerken olaylar çorap söküğü gibi çözülmeye başladı. Sinirle Selim’i arayarak Tamay fark etmeden tokasına taktığım izleme cihazına bakmasını söyledim.

   Selim Tamay’ın yerinin sabit olduğunu ve kapının önünde olduğunu söylemesiyle sabır çekerek kapının önüne koştum. Tamay’ın tokası saksının yanında kırılmış olarak duruyordu. Vazonun devrilmesi, kapının önündeki kan, yırtık gelinlik parçası ve kırık olan toka tek bir şeye işaret ediyordu biri Tamay’ı kaçırmıştı ki kim olduğunu o toplantıdan sonra az çok biliyorum ve Beril Hanım’da buna yardım etmesi canımı sıkmıştı.

   Tamay’ın çantasını ve telefonunu alarak arabaya binip 1 saat içinde masanın toplanmasını söyleyerek eve gittim. Selim telaşla bana bakarken Pusatların henüz gelmemesi şu an için şanstı. Selim’e olanları anlatır anlatmaz Leon hakkında araştırma yapmaya başladı.

   Koltuğa oturup parmaklarımı masaya vururken aklımdan geçen tilkileri susturmaya çalışıyordum. Selim’in boğazını temizlemesiyle ona döndüm “Bana iyi bir şey söyle!” dediğimde Selim kafasını olumsuz anlamda salladı.

   İçine büyük bir nefes alırken “Leon dün gece Fransa’ya uçmuş.” Dediğinde sinirle kahkaha attım. Selim’e dönüp “Ben salak değilim Selim o piç kurusunun burada olduğunu tahmin edebiliyorum bana en son kimle görüşmüş onu bul!” dediğimde kafasını salladı.

   Selim giderken dış kapı açıldı Pera heyecanla ayakkabılarını çıkarıp içeriye koşarken “Ablam gelmedi mi Barlas?” diyerek etrafı süzdü. Pera’yı yanıma çağırdığımda ona göre hızlı bana göre yavaş adımlarla yanıma ulaşarak bacağıma oturdu.

   Ela gözleriyle sorgular gibi bana bakarken iç çekip “Hatırlıyor musun sana ablan çok işkolik demiştim?” dediğimde kafasını salladı. Yüzüme yerleştirdiği gülümsemeyle “Ablan acil bir şekilde şehir dışına çıkması gerekiyordu bu yüzden gitti ama sana bir sürü hediye getireceğini söyledi ve seni çokça öpmemi istedi.” Diyerek Pera’nın yanağına öpücük kondurdum.

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin