Kuşku gerçeği ortadan kaldırmaz.
AYLAR SONRA
Başımdan kalkan siyah bezle karşımdaki simalara gülerek baktım.
Benim bu sakinliğim ve gülümsemem onları korkuturken iğneleyici bir tonla "Selam gençler ve daima genç kalacaklar malum eğer buradan kurtulursam yıllar geçse bile şu anki yaşta kalacağınız için!" dedim.
Konuşmam bile onları gerip korkuturken tanıdığım ve her anını bildiğim o kadını görmem ile gülüşüm daha da derinleşip "Ov! Sende mi buradaydın?" diye sorduğumda korkudan titreyen eliyle yüzüme indirdiği tokatı zevkle karşıladım.
Dudağımdan akan kanı dilimle silerken "Hani o mezarda sinsi sinsi arkamda konuşan cesaretli kadın!" dediğimde kahkaha attım. O gece o mezarda cesaretine hayran kaldığım kadın şimdi korkudan titriyor hatta ağlayacak kıvama gelmişti.
Benim sakinliğim hele ki sakinken sergilediğim gülüşüm ölümdü ve bunu bu kadın çok iyi biliyordu hem de fazlasıyla, çoğu kez de şahit olmuşluğu vardı.
Ya ben bugün ölecektim ya da buradan sağlam çıkıp bu dünyayı onlara cehennem yapacaktım. Bunlar kiminle dans ettiğini bilmiyordu bilen ise yanlış öğrenmişti.
Anlaşılan o ki her koşulda kazanan bendim her zaman olduğu gibi...
Unutulmamalı ki kuralları koyanlar her zaman kazanır...
ŞAH MAT!
GÜNÜMÜZ
O gecenin üzerinden 1 hafta geçmiş ve kimse dışarıya çıktığımı anlamamıştı gerçi anlaşılmaması için fazlasıyla çaba sarf etmiştim. Herkesin gözü yeterince üzerimdeydi ve durum artık canımı fazlasıyla sıkıyor yeterince bunaltıyordu beni.
Asil ve Ozan'ın gelmesiyle hep beraber kahvaltı yaparken Asil, Ozan'a sırıtarak bakarken "Senin ki kahvaltıda yok hayırdır?" diye sorduğunda hepimiz bıyık altı güldük.
Ozan önce bize sonra Ozan'a ters ters bakarken "Ne biliyim oğlum nerede bana ne?" dediğinde Asil arkasına yaslanıp "He he kesin!" dediğinde bir anda inledi. Masada ki çaylar titrerken Pera abisine bakarak "Neden kızdın ki Asil'e haklı bil kele!" dediğinde Ozan şaşkınca Pera'ya bakarak "Sende mi cimcime?" diye sorduğunda Pera kıkırdadı.
Ozan sabır çekerken gözü bana kaydığında kaşlarını çatarak "Hepsi senin patavatsızlığın farkındasın değil mi abim?" diye sorduğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Milan boğazını temizlerken "Eylül bugün arkadaşlarıyla kahvaltı yapacakmış." Dediğinde Ozan tek kaşını kaldırıp Milan'a bakarken "Sen nereden biliyorsun lan?" diye sordu.
Milan cebinden telefonunu çıkartıp sallarken "Sosyal medya!" dediğinde Ozan merakla Milan'a bakarken "Hangi arkadaşlar bunlar?" diye sorduğunda Milan gülerek "Erkek yok merak etme!" dedi. Ozan çayından bir yudum alırken "Ne merak edeceğim bana neyse!" dediğinde bu sefer herkes gülmeye başladı.
Ozan kaşlarını çatmış bize bakarken bir yandan da çayından yudum alıyordu. Bardağı masaya koyduğu an telefonu çalarken bir süre telefona bakıp açtıktan sonra sert bir tonla "Kimsin?" diye sordu. Karşı taraf konuştukça yüzü şekilden şekle girerken "Anne ne ara numaranı değiştirdin?" diye sorduktan sonra "Yok anne normalde telefonu bu şekilde açmıyorum!" dedi.
Ozan kısa bir azar yedikten sonra asıl meseleye geldikleri düşündüğümüz cümleyi kurarak "Ne demek oraya geliyorum?" diye sordu. Hepimiz pür dikkat onu dinlerken "Babam mı çağırdı yine ne şeytanlık düşünüyor acaba?" diye sorduktan sonra telefonu kulağından uzaklaştırıp yüzünü buruşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...