Bölüm 21

123 10 5
                                    

"Bazı geceler dümen gibidir. Saatler sabaha ulaşırken öyle bir döner ki bütün hayatın seyri değişir bambaşka bir yere kırar kaderi" Şermin Yaşar - Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu

Canımın acısıyla inlerken elim yaramın üzerine gitti. Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda her yer bulanıktı. Boğazımda gıcık oluşurken serumla oynayan birini fark ettiğimde "Kimsin lan sen ne yapıyorsun orada?" diye çıkıştım.

Görüş açım hala bulanıkken "Lan mı ayıp oluyor Asil!" diye tanıdık bir ses duyarken kafamı çevirip sesin geldiği yere baktım. Gözlerimi kapatıp açarken görüş açımı netleştirdiğimde karşımda Ozan'ı görmemle gülüp "Ağabey!" dediğimde tekrar inledim.

Ozan halime gülerken "Yerim lan ağabeyini var mı ağrı?" diye sordu. Yattığım yerde biraz dikleşirken "Şerefsizler oynak yerden vurmuş hareket ederken acıyor sadece." Dedim. Yattığım yerden biraz daha dikleşmeye çalışırken "Dur lan yardım edeyim." Dediğinde diğer taraftan "Bırak lan kendi işini kendi halletsin!" diye bir ses duymamla kafamı o tarafa çevirdim.

Karşımda bacak bacak üstüne atmış bütün ciddiyetiyle oturan adamı görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı. Canımın acısını hiçe sayıp yattığım yerden doğrulup "Baba, ne işin var senin burada?" diye sordum.

Babamın ciddiyeti daha da artarken "Oğlumu hasta yatağında da göremeyecek miyim?" diye sorduğunda dışarıya nefes verip "Baba herkes seni ölü biliyor ya!" dedim. Babam geriye yaslanıp "Çok durmayacağım zaten Asmin gelir birazdan seninle konuşup gideceğim!" dediğinde diyeceklerini dinlemeye başladım.

Babamın içindeki öfke gözlerine yansırken "Hani halletmiştiniz bu itin meselesini ne diye hala karşımıza çıkıyor?" dediğinde ağabeyime baktım. O da bana hesap ver der gibi bakarken tekrar babama dönüp "Barlas, Gurur'un işlerini baltalayınca güç aradı ve ne hikmetse Asmin'e olan aşkı kabardı ama halledeceğim merak etme!" dedim.

Babam söylediğimde tatmin olmazken "İkinizde bana bakın eğer ki kızımın saçının teline zarar gelsin önce sizi gözden çıkarırım ona göre hareket edin!" dediğinde kafamızı salladık. Ozan duvara yaslanırken "Baba bize böyle ahkâm kesmen çok güzel de kızına ne zaman gerçekleri doğru bir şekilde anlatacaksın?" diye sordu.

Babamın çehresi değişirken "Ne anlatayım ona Ozan? O Ateş denen itin kızımı nasıl bir çöp gibi kucağıma fırlatışını mı anlatayım yoksa ona bakacak kimsem olmadığı için ağlaya ağlaya yetimhaneye bırakışımı mı? Oğlum kendi öz annem bile kapamıştı lan bana kapısını unuttunuz mu? Hadi anlattım diyelim benim söylerken yüreğim paramparça oluyor onun küçücük yüreği nasıl dayansın!" dediğinde sesi titremişti.

Ozan'ın bu duruma daha çok canı sıkılırken "Baba yapma bunu kızının senden daha çok nefret etmesine izin verme bari, öldürmeye kalktı seni zamanında yetiştik de kurtuldun!" dedi. Babam acı bir şekilde gülerken "Bırak nefret etsin benden hiç sevmesin beni öldürmeye kalksın yeter ki o iyi olsun tekrar söylüyorum kızımın saçının teline zarar gelmeyecek!" diyerek ayağa kalkıp yürümeye başladı.

Adımları kapının önüne gelip durduğunda bize bakmadan "Kızıma, can özüme iyi bakın gerçekler elbet ortaya çıkar ama zamanı gelince sizde bir şey çaktırmayın oyununuza devam edin canınızı da sıkmayın, Asil sende çabuk toparlan!" diyerek çıkıp gitti.

Ozan'a bakıp "Ne diye deşiyorsun adamın yarasını?" diye sitem ettim. Ozan babamın kalktığı yere otururken "Babamın bu hali kanıma dokunuyor! Aslında Asmin öyle nefret dolu bir kız da değil nasıl dolmuşsa demek ki!" dediğinde bende iç çektim. Dışarıya sesli bir nefes verirken "Evet Asmin naif bir kız ama Tamay tam bir makine her an her şeyi yapabilen biri!" dedim olayın ciddiyetini anlatmak için.

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin