İnsan gölge gibidir; ona sırtını dönersen peşinden gelir ama peşinden koşarsan hep önünden kaçar. Bu adamda böyleydi ne zaman arkamı dönüp kaçsam hep bir yerde karşıma çıkıp duruyordu. Bıkkınca camdan bana sırıtan adama baktım. Yeterince sinirliydim zaten bu adamla uğraşmak istemiyordum bu yüzde o yokmuş gibi davranmaya karar verdim.
Aradan birkaç dakika geçmesine rağmen gitmemişti ona döndüğümde hala sırıtıyordu bu durum sinirlerimi bozmuştu. Derin bir nefes alarak "Sapık falan mısın? Yok yani kapıdan kovuyorum bacadan çıkıyorsun karşıma. Rahat bırakın beni!" tek nefesle kurduğum cümle onu şaşırtmış olmalıydı ki şekli şemali değişmişti.
Kontağı kapatıp indiğinde şaşkınca yüzüme baktı "Pardon ama ne sapıklığımı gördün? Ayrıca boşuna burada bekleme Tamaycım çünkü o taksi buraya gelemeyecek maalesef." Dediğinde şaşırmıştım. Gözlerimi büyüterek ona baktım ağzımda kaçan "Nasıl ya?" cümlesiyle gülmeye başladı. Gülüşü bir süre dururken "Yolda büyük bir kaza olmuş anlayacağın boşuna bekleme." dedi duran gülmesi yeniden yeşerirken.
O gülüyor bende şaşkınca ona bakıyordum bu durumu bozan Baran'ın sesiydi adını bir türlü öğrenemediğim adama bakarak "Ne işin var lan senin benim kapımın önünde?" dediğinde karşımdaki adam ciddileşerek Baran'a döndü "Bildiğim kadarıyla burası kamu malı senin olan kısım kapının ardında kaldı!" dediğinde Baran'ın yüzü gerilmiş adam ise sinsice gülümsemeye başlamıştı.
Baran gözlerini öldürecekmiş gibi baktığı adamdan çekip bana döndü ben ise umursamazca ona döndüm. Bana bakarak "Senin ne işin var bu herifin yanında?" diye sorduğunda omzumu silkeleyerek Baran'a "Seni ilgilendiren bir şey olduğunu düşünmüyorum!" dediğimde daha çok sinirlendi.
Derin derin nefes alırken eli yumruk olmuştu "Çalışanımın bunun gibi heriflerle konuşması beni pek hoşnut etmiyor Tamay!" derken siniri her hücresine yayılmıştı. "Unutmuş olabilirsin ama hatırlatayım istifa etmiştim artık çalışanın değilim!" dediğimde yanımdaki adamın keyfi daha da yerine geldi. Elini uzatarak "Tamaycım bu arada her karşılaşmamızda unuttuğum bir şey var; ben Selim Boran." Dediğinde şaşkınca adama baktım çünkü unutmamıştı sadece blöf yapıyordu.
Gülerek elini sıktığımda Selim'de sırıtıyordu. Ellerimizi ayırırken Baran araya girerek "Bölüyorum ama senin istifanı kabul etmedim ayrıca içeriye gir bu saatte seni eve gönderemem ve konuşmamız gereken işler var!" dediğinde kafamı sallayarak "Ben o meseleyi çoktan kapadım Barancım artık kendine daha iyisini bulursun!" derken Ateş Bey arkada belirdi. Gözü Selim ile aramda gidip gelirken gerilmişti "Tamay sen içeriye gir bu saatte seni tek başına bir yere gönderemem sende defol git!" demişti.
Selim gülerken hepimiz ona dönmüştük "Tamay eski patronun ve ailesi seni çok benimsemiş görünüyor." Derken Meriç'in sesi duyuldu "Bu seni ne kadar alakadar eder?" dediğinde ortam iyice gerilmeye başlamıştı.
Herkes ciddileşirken Selim "Beni fazlasıyla alakadar eder sonuçta Tamay'la çalışmak isteyen çok şirket var ve onlardan biride biziz boştayken kaçırmak istemem!" demişti. Baran "O hala çalışanım istifasını kabul etmedim dediğimi hatırlıyorum!" derken dişlerini sıkıyordu. Selim'in burada olması onları neden bu kadar gerdiğini bilmiyorum ama bu hiç hayra alamet değildi onu biliyorum.
Sinirlerin gerildiği ortama bir bombada benden geldi "Hiç kimse güvenmediği insanlarla çalışmak istemez Baran! Sizlerde 3 günlük çalışanınız için bu kadar uğraşmayın derim çünkü kararım kesin bana güvenmeyen kimseyle çalışmam ben!" derken arkamı dönüp yürümeye başladım.
Ben kendimden emin adımlar atarken Baran'ın sesiyle durdum Selim'i aşıp yanıma geldiğinde "Bak Tamay duruşunda haklı olabilirsin ama beni çok yanlış anladın..." derken sözünü kestim "Ben gayet iyi anladığımı düşünüyorum!" arkamı dönüp giderken Baran kolumdan tutmuştu "Sabrımı sınama Tamay eve geç doğru düzgün konuşup anlaşalım!" derken sabır dileniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...