İnandığın yolda tek başına kalsan da, mücadeleye devam etmelisin.
Yaşadıklarımı sindirmek zordu bazı kişi ve olaylar bunu daha da zorluyordu. Sakinliğimi diri tutmaya çalışırken sinirimi bastırmam en büyük başarımdı.
Bakışlarım Selim ile adını dahi bilmediğim adam arasında gidip gelirken Selim kıkırdayarak beni gösterip "Bu adamı çok seviyorum yaa ama ben size dedim beni bu boka karıştırmayın ben kafayı yerim dedim!" dedi. Sinir sistemim alt üst olurken Selim'i yakasından tutup "Ne bok karıştırıyorsun lan sen!" diyerek içeriye çektiğimde duvarla bir olup yere yapıştı.
Karşımda sırıtmaya devam eden adam keskin bakışlar sergilerken "Bana dokunamazsın Barlas Kara aklından bile geçirme!" dediğinde dolabın aynasını işaret etti. Kafamı arkaya çevirdiğimde kırmızı lazerler kendilerini fazlasıyla belli ediyordu.
Karşımdaki dişli adama bakarken "Kimsin ve ne istiyorsun?" diye sorduğumda kafasını kaşıyarak "Beni içeriye almayacak mısın Kara?" dediğinde kapının önünden çekildim. O önden ben arkasından salona geçerken Selim'i olduğu yerde bıraktık. Salon kapısının önünde dikilirken bana bakıp "Önce sen geç!" dediğinde umursamadan salona girdim.
Arkamdan içeriye girdiğinde Alex ve Adar'ın suratı şekilden şekle girdiğinde garipliği anladım. Adam kollarını önünde bağlayarak Alex ile Adar'a baktığında ikisi de oturduğu yerden kalkıp kıpırdamadan öylece durdular.
Asya merakla ayaktakilere bakıp Adar'ı dürterek "Ne yapıyorsunuz delirdiniz mi?" diye sorduğunda Adar kısık sesle "Delirmedik ama birazdan dayağın en hasını yiyecek gibiyiz!" dedi. Adam ikisi arasındaki konuşmayı dinleyip kafa salladıktan sonra eliyle Alex'e gel işareti yaparken bende ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Alex komutu ikiletmeden yanına doğru ilerleyip tam önünde durduğu an yediği darbeyle yerle bir olurken herkes korkuyla sıçradı. Adam yere eğilip Alex'e baktığında "Dua et kardeşimsin yoksa o açılmayan telefonların hesabını daha farklı sorardım!" diyerek ayağa kalkıp Alex'i kaldırdı.
Ve o an anladım ki Tamay'a bir adım daha yaklaşmıştım, bu adam Milan'ın ta kendisiydi.
Alex'in üzerini düzeltip dudağındaki kanı sildikten sonra Adar'ı yanına çağırdı. Adar nefes almayı bile unutmuşken ikiletmeden yanına ilerledi. Adar alacağı darbeyi hesaba katarak gittiğinde adam ensesinden tutup kendine çekerek "Sende dua et abinin evindesin yoksa sana emanet ettiğim kadının hesabını daha farklı sorardım!" diyerek kendinden uzaklaştırdı. Adar ve Alex mahcup bir şekilde dururken adam sinirle "Sizi bulduğum an neyse!" diyerek yanına yolladı.
Selim kapının eşiğinde görünürken gayet ayık görünmesi beni şaşırtırken "Biri bana açıklama yapacak mı?" diye sordum. Selim konuya yavaştan girerek "Kafam gayet yerindeydi kuzen ama bu adamı eve sokmam lazımdı o da anca bu şekilde olurdu!" diyerek iç çekti.
Selim'in gözünde ilk defa görmediğim bir duygu görmemle "Sen bu adamı nereden tanıyorsun?" diye sorduğumda yüzüme bile bakamadı. Canım kanım dediğim adam yüzüme bakamadan "Ben..." diyerek susarken adam konuya girip "Ben, Tamay'ın ortağı Milan Kaya!" diyerek arkasındaki Alex'i gösterip "Bu itin abisiyim!" dedi.
Selim hala yeri izlerken omuzlarım düştü ona bakıp "Ne yaptın sen?" diye sorduğumda Selim tereddüt etmeden "Olması gerekeni yaptım dinledim, gözlemledim ve sonuca vardım!" dedi. Kaşlarım çatılırken "Neyi dinledin, kimi gözlemledin ve nasıl bir sonuca bağladın?" diye sordum bu seferde.
Selim dudağını dişlerken "Seni dinledim sonra Tamay'ı dinledim ama en çok seni gözlemledim ama sonuç yine aynıydı onun yardıma ihtiyacı vardı ben de olması gerekeni yaptım. Sana göre belki ihanet ettim ama öyle değil işte!" dediğinde kalbim acıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...