Bölüm 28: ACI

106 4 11
                                    

Bazı bekleyişler belirsiz; Kavuşma mı var, ayrılık mı bilinmiyor?

TAMAY'DAN

Yıllar geçti...

Ömrümden 2 yıl geçti ve gitti. Yıllar hep geçerdi hâlbuki ama bu sefer fazla acı dolu geçip gitmişti.

Unutulmayan anlar, içini paramparça eden günler, kalpteki huzursuzluk, ruhsuzluk ve bunların toplamı kaybedilen canlar ve hastalanan bir beyin...

Odanın içinde bir ileri bir geri yaparken sürekli kalbime saplanan huzursuzluk beni kötü etkilerken hemşirenin başımda beklemesi beni daha da geriyordu. Bir kez daha gidip gelirken hemşire kısık bir sesle "Artık otursanız mı Tamay Hanım? Bu sizi tetikliyor!" dediğinde ona ters ters baktım.

Akıl verilmesine ihtiyacım yoktu sadece kalbimdeki bu huzursuzluğun gitmesini istiyordum o kadar. Orta masada olan telefonu elime alıp Milan'ı aradığımda uzunca çaldı lakin açmadı. Telefonu kulağımdan çekip tekrar aradığımda yine açmadı. Bu durum beni öfkelendirse de tekrar aradım çaldı... Çaldı... Çaldı... Ve yine açmadı!

Tepemde endişeyle bana bakan hemşireye elimi uzatarak "Telefonunu alabilir miyim Talia?" diye sordum. Talia ilk başta bana endişeyle baksa da sonunda dayanamayarak telefonunu bana verdi, ekranı açarak Milan'ın üzerine tıklayıp kulağıma dayadım. Telefon ilk çalışta açılırken arkadan karmaşık sesler geliyordu sonunda Milan'ın sesi kulaklarıma doldu.

Milan birilerine bağırırken "Talia çok önemli bir şey yoksa ben seni sonra ararım!" dediğinde yutkundum. Kalbim sıkışırken "Ne oluyor orda?" diye sorduğumda Milan'ın sesinden afalladığı belli oluyordu "Tamay sen miydin?" diye sorduğunda bağırarak "Ne oluyor orda?" dedim.

Milan bir şey demezken "Ya sana soruyorum Milan ne oluyor orda? Birine bir şey mi oldu?" diye sorduğumda içimi büyük bir korku sardı. Milan yutkunurken "Barlas!" dediğinde iç çekerek "Taksit taksit anlatma şunu!" dediğimde birden "Barlas vuruldu ama korkulacak bir şey yok merak etme!" dedi.

Ellerim titriyor gözlerimin önü kararmaya başlıyordu. Talia halimi görüp telefonu elimden almaya çalışırken direniyor daha fazla şeyler öğrenmeye çalışıyordum.

Milan'ın dediklerini hazmetmeye çalışırken "Hangi hastane?" diye sorduğum hastanenin adını söyleyerek uzatmadan kapattı. Telefonu Talia'ya vererek yukarıya çıktığımda direk odaya girerek üzerimi değiştirip çekmecedeki anahtarları alarak aşağıya indim.

Talia bana endişeyle bakarken ona dönerek "Talia ben şimdi ne yapacağım biliyor musun?" diye sorduğumda sesim fazla sakin ve tehlikeliydi. Talia'nın endişesi giderek artarken "Ne yapacaksınız Tamay Hanım?" diye sorduğunda gülümseyerek baktım yüzüne.

Her hareketim onu daha da endişelendirirken "Tamay Hanım ne yapacaksınız?" diye tekrarladı sorusunu. Derin bir nefes alıp yavaş yavaş geriye verirken "Önce kocamın iyi olup olmadığına bakacağım sonra da bütün şehri düşman kanıyla sulayacağım!" dediğimde yutkundu.

Talia beni dinlemiyormuş gibi bakarak "İlaçlarınız hazır Tamay Hanım!" dediğinde kapıya yönelerek "İlaçları boş ver ben sana ne anlatıyorum sen bana ne diyorsun! Şimdi daha önemli işlerim var bir süre gelmem buraya!" dediğimde Talia iç çekerek "Bu durumda çıkmasanız!" dediğinde düşünmeden evden çıktım. Arabaya bindiğimde derin derin nefesler alarak arabayı çalıştırıp yola odaklandım.

Uzun bir süre sonra hastaneye vardığımda ellerim titremeye ve başım dönmeye başladı. Kendimi sakinleştirmeye çalıştırırken kendimi arabadan dışarı atıp havanın yüzüme vurmasına izin verdim. Adımlarımı yavaş yavaş hastaneye yönlendirirken içimde fırtınalar kopmaya devam ediyordu.

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin