Bazen insan her şeyden habersiz attığı adımlarla birlikte sonunu da yazabilir. Gerçi her son bir başlangıçtı insanların nezlinde.
Belki de bu gece benim için istenmeyen şeyler yaşanacaktı ya da sadece benim planlarım gösterimde olacaktı ki eğer her şey tıkırında giderse kıyamet kopacaktı.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar işlediğim planı zihnimden son kez geçirdim. Her şey yerli yerindeydi bir aksilik yaşanmazsa bu gece benim kurallarım devreye girecekti.
Aynanın karşısında son kez kendime çeki düzen vererek çantamı kontrol ettim her şeyi aldığımdan emin olarak evden çıktım.
Asansöre binip otoparka inerek arabama doğru yürüdüm. Arabaya binerek bu gece kopacak olan fırtınaya doğru gitmeye başladım. Her şeyi açığa çıkartabilirdim ve kısmen de öyle yapacaktım.
BARLAS'TAN
Kol düğmelerimi takıp aynada son kez kendime baktıktan sonra aşağıda beni bekleyen Selim'in yanına indim.
O koltukta oturmuş düşünürken "Hayırdır, seni bu kadar endişelendiren nedir? " diye sordum.
Selim bana bakmadan "İçimde kötü bir his var sadece. " dediğinde "Allah hayra çıkarsın. " diyerek kapıya doğru yürüdüm.
Selim'de arkamdan gelirken beraber kapıdan çıktık. Ona hissettirmesem de benimde içimde bir sıkıntı vardı. Bu gece bir şeyler olacaktı ama ne olacaktı orasını Allah bilir.
Her şeyi bir kenara bırakıp arabaya bindik. Selim arabayı sürerken bende Tamay'ı gözetleyen Pusat'tan bilgiler alıyordum.
Tamay'ın çok önemli bir işi olmalı ki Pera'yı Sahra'ya bırakmış ve evden hazırlanıp çıkmıştı. Pusat'a her ihtimale karşı Pera'yı takip ettirirken aklım Tamay'da kalmıştı yine ne haltlar karıştırıyor merak etmiştim gerçi işkolik bir kadındı en fazla ne olabilirdi ki?
Selim'e dönüp "Sence Tamay neden Pera'yı Sahra'ya bırakıp evden çıktı?" diye sorduğumda Selim iç çekip "Vallahi kardeşim ben bu kadını çözemedim çıkar kokusu yakında merak etme." dediğinde hak verdim.
Şimdilik konumuz Tamay değil toplantıydı. Tamay'ın demesine göre Leon Türkiye'ye gelmişti ben ise bu konu hakkında hiç bir iz bulamamıştım. Bu konu canımı sıkarken Tamay'ın yalan söylememesi için dua ettim.
Kafam darma dumanken toplantının yapılacağı yere geldik. Arabadan inerken Ateş Bey ve Baran'da gelmişti. Kafa selamı verip Ateş Bey'e öncelik verirken bizde arkasından çıktık.
Kapının önündeki korumalar üzerimizi arayıp kapıyı açtı. İçeriye girdiğimizde herkes buradaydı Leggio yanına Ogi'yi almış göğsünü kabartarak oturuyordu.
Etrafta Leon'a dair bir iz göremezken sıkıntılı bir nefes verip Leggio'nun yanındaki sandalyeye oturdum.
Bana dönerek "Uzun zaman oldu Barlas görüşmeyeli. " dedi pişkince. Gözlerimi gözlerine dikerek "Umarım bugün son görüşmemiz olur! Hatırladığım kadarıyla bu senin son toplantındı!" dedim dişlerimi sıkarken.
Leggio pişkince gülmeye devam ederken bütün masaya dönüp "Biliyor musunuz bu konuşma tarzı bana manevi kızımı hatırlattı tıpkı onun gibi iğneleyici konuşuyor." diyerek tabanından bir lokma aldı. Bense şaşırarak tek kaşımı kaldırdım.
Ona bakarken "Senin bir tane kızın yok muydu?" diye sorduğumda bana bakıp "Ne o iş birlikçin sana her şeyi anlatmadı mı yoksa?" diye sorduğunda düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...