Bölüm 14

226 11 1
                                    

 BARLAS'TAN  

   Hayat herkesi sınava tabi tutarken benim sınavlarım artık bana ağır gelmeye başladı. Omzumdaki yükler, içimdeki acı, zihnimdeki hayal kırıklığı en büyük cezaydı. Aklım, zihnim, gözlerim bana ya oyun oynuyordu ya da ben bunca zamandır kördüm.

   Karşımdaki gerçek mi diye elimi uzatırken kehribar gözlerini siyahlarıma sabitleyerek elimi tuttu. Kaskatı olan vücuduma buz gibi olan kalbim eklenirken tuttuğu elimi kalbinin üstüne koydu kalbi atıyordu karşımda sapa sağlamdı. Halbuki kendi ellerimle koymuştum onu mezara bu ellerle atmıştım üstüne en soğuğundan toprak.

   Ağzımı aralayarak "Her şey mi yalandı?" diye mırıldandım elimi hızla çekerken. Karşımdaki adam gülümseyerek "Yalan değildi, yaşadıklarının hepsi gerçekti." Dediğinde gür bir kahkaha attım. Kahkahalarım yerini hüzünle bırakırken "Ağabeyini, aileni her şeyi herkesi nasıl kandırmayı başardın söylesene?" diye sordum.

   Yıllardır ölü bildiğim kardeşim gülümserken "Yalan değildi dedim ya! Sen demiyor muydun nefes alan herkes yaşamaz diye!" dedi bağırarak. Adımlarım geri giderken devam etti "Nefes almam yaşadığım anlamına gelmiyordu ve sen bunu göremeyecek kadar kördün ağabey, aldığım her nefeste öldüğümü göremeyecek kadar kör!" dedi.

   Duyduklarım canımı yakarken o durmadı "Değerimi geç anlamış olman beni çok sevdiğin anlamına gelmiyordu ki!" dediğinde onu susturmak istedim. Gözlerim gözlerine sus derken "Ben senin değerini her zaman biliyordum Adar sen benim en kıymetlimdin." Dedim kırgınca.

   Adar gözlerini kaçırırken "Babama, başka kadından peydahladığın çocuğun arkasını toplamak zorunda değilim derken de mi en kıymetlindim?" dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. O gece konuşulanları duymuştu ve haliyle kırılmıştı haklıydı o gece çok sinirliydim ve yanlış şeyler söylemiştim ama cezasını da çekmiştim.

   O geceden sonra bu olanlar için ona kızmaya hakkım var mıydı benim? Yoktu ona kızmaya hakkım yoktu o haklıydı çünkü o gece çok ağırdı. Hatalıyım ve bu hatanın bedeli benim 4 yılıma mal olmuştu. Adar'a bakarken "O gece ağabeyin de zor şeyler yaşamıştı ama haklıydın çok ağır konuşmuştum, her zaman o gecenin pişmanlığını yaşadım ama son pişmanlık bir işe yaramıyor işte." Dediğimde kafasını salladı.

   Adar derin bir nefes alıp "Normalde yüzüne bile bakmazdım hatta ortaya bile çıkmayacaktım neden çıktım biliyor musun?" diye sordu. Kafamı hayır anlamında sallarken devam etti "Her kötü anında ilk buraya geldin her geldiğinde kimsenin yanında dökmediğin gözyaşını döktün ama asıl neden bunlar değildi." Diyerek sustu.

   Bekledi sanki cümleyi tam olarak toparlayamamış gibi düşündü sonra gülerek "Bunu nasıl söylesem bilemedim ama en çok seni özledim benimle uğraşmalarını bile." Dediğinde başımı eğip gülümsedim. Bende onu özlemiştim her halini başını sürekli belaya sokmasın bile.

   Kafamı kaldırıp kızaran gözlerine baktığımda gördüğüm özlemle elimi ensesine atıp kendime çektim. Kolları belime sarılırken sıkıca sardım onu bir daha gitmesin diye. Kulağına yaklaşıp "Bir dakika bile yanımdan ayrılmak yok artık." Dediğimde gülerek kafasını salladı.

   Adar'dan ayrılırken çalan telefonla irkildim ekrana baktığımda Pusat'ın ama Pera'nın aradığını görünce güldüm. Telefonu açıp ekrana baktığımda ağzı burnu çikolata olmuş halde gülerek "Barlascım beni aramayı unuttuğunu düşünüp seni aradım güzel olmuş mu?" dedi.

   Gülüşüm kahkahaya dönerken "Güzel olmuşta bu yüzün için geçerli değil küçük ne bu halin?" diye sordum. Kamer, Pera'nın ağzını silerken "Teyse çikolatalı kek yaptı da birazcık ondan yemiş olabilirim." Dediğinde kafamı salladım. Kamer'in elini itip "Barlascım ile konuşuyorum müsaade eder misin?" dedi çatık kaşla.

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin