Bölüm 17

195 8 2
                                    

HATIRLATMA:

   Bir gözünü kaşırken yatağa çıkıp Barlas'la aramıza girerek "Aye benim!" diyerek bana sarıldı. Bende Sarya'ya sarılırken Barlas şaşkınca "Bu ne şimdi?" diye fısıldarken gülerek "Sana demiştim Barlas Kara!" dediğimde oflayarak yerine yattı. Sarya iyice yerleşirken Barlas kolunu ikimize de sarıp Sarya'nın saçlarını öptüğünde içim sıcacık oldu.

   Selim haklıydı Barlas çok güzel baba olacaktı ama eminim ki benim 3 yıl verdiğim mücadeleyi veremeyecek kadarda sabırsız bir adamdı. Herkesin nefesi düzenli bir hal alırken bende gözlerimi kapatıp her şeyin en güzelini dileyerek huzurla uyku moduna girdim. Uzun zamandır bu huzuru tadamamışken şimdi tadını çıkarmak istiyordum umarım hep böyle huzurlu ve mutlu oluruz bunu tüm kalbimle inanmak istemiştim.

******

   Hayat fazla garipti dün nefretle baktıklarımıza bugün içtenlikle gülebiliyorduk. Hiçbir zaman bir ailen olamayacağını hissettiğin yerde zaman sana bir aile verebiliyordu. En önemlisi ise düne kadar kavga ettiğin insan için kalbinin duvarlarını yıkabiliyorsun. Bu zamana kadar güvenmediğim hiç kimse için yıkamadığım duvarları bugün güvenimi kazanmasa bile onun siyah harelerine o duvarı yıkmaya çalışıyordum.

   Kâbus ile rüyanın arasındaki çizgideyken huzurla açtım gözlerimi. Kafamı yana çevirdiğimde yatakta kimsenin olmaması beni korkutsa da Sarya'nın battaniyesini görmemle yüzümde güller açıldı. Yataktan kalkıp banyoya girip işlerimi hallederek giyinme odasına geçtim üzerimi değiştirip yatağı topladım.

   Sarya'nın battaniyesini alıp odadan çıkarak elimdekini Sarya'nın odasına koyup aşağıya indim. Mutfaktan çocuk sesleri gelirken mutfağa ilerledim göz ucuyla mutfağı süzerken savaş alanı görmeyi beklemiyordum. Mutfağa tamamen girdiğimde her yer un ve yerde de yumurta kabukları vardı ağzım açık etrafı izlerken Barlas gülerek "Günaydın karıcım!" dedi.

   Ben hala şok içindeyken etrafa bakıp "Bu mutfağın hali ne Barlas?" diye sorduğumda ensesini kaşıyarak "Kızlarla kahvaltı hazırlıyoruz." Dedi. Kızlara baktığımda içler acısı hallerini görünce "Pera okul da olmalıydı ne işi var evde ayrıca ne ara geldi?" diye sordum.

   Barlas kızların üzerindeki unu temizlerken "Öğretmeni hasta olmuş Baran'da eve getirdi." Dediğinde üstümdeki şoku atıp gülmeye başladım. Kızlarda benimle birlikte gülerken Sarya bana doğru koşup kollarını açtı onu kucağıma aldığımda "Aye, abla var bak!" diyerek Pera'yı gösterdi. Saçındaki unları temizleyerek "Evet bebeğim abla var ve ablayla iyi anlaşıyoruz değil mi?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "Abla benim." Dedi.

   Sarya'yı kucağımdan indirip elinden tutarak Pera'yı yanıma çağırdım onların haline hala gülerken Barlas'a "Ben kızları temizliyorum sende buraları temizleyerek kahvaltıyı hazırlayabilirsin değil mi?" dedim. Barlas gülerek kafasını sallarken kızları hızla yukarıya çıkarıp onları bir güzel temizleyerek aşağıya indik.

   Barlas hala mutfaktayken Pera ve Sarya'yı salona bırakıp yanına gittim. O ocakta bir şeyler yaparken sessizce sırtına sarılıp "Günaydın!" dediğimde gülerek başını yana çevirip "Bana gün ayalı çok oldu da seni bilemem hanımefendi!" dedi imayla. Ondan uzaklaşırken "Sen bana çok uykucusun mu demeye çalışıyorsun?" diye sorduğumda kafasını sallayarak "Uykucu ne kelime yanında top patlasa duymazsın o derece yani!" dedi sırıtarak.

   Kollarımı göğüs hizamda birleştirip göz devirirken "Aşk olsun yani Barlas!" dediğimde elindeki işi bırakıp bana döndü. Uzun uzun beni süzdükten sonra belimden tutup kendine çekti "Böyle yapınca da pek çirkin oldun haberin olsun!" dedi. Ona bakmadan "Şimdi de çirkin oldum o da iyi!" dedim tripli bir tonla Barlas gülerken yanağıma eğilip öpmeye çalışırken geri çekilerek "Öpme beni çirkin ve uykucuyum hem bırak kahvaltı hazırlayacağım!" dediğimde daha çok güldü.

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin